Adalet olmazsa göç devam eder

Gaziantep Üniversitesi'nin ev sahipliğinde gerçekleşen "Dünya Göç ve Mülteci Kongresi" 50 ülkeden 250'den fazla akademisyenin katılımıyla Gaziantep'te başladı.
Gaziantep Üniversitesi Mavera Kongre Merkezi'nde başlayan kongrenin açılışında konuşan Gaziantep Valisi Davut Gül, Türkiye olaya insani olarak bakıp sorunu çözmeye çalışırken, bazı ülkelerin sınırımızda küçük devletçikler kurmaya çalıştığını belirterek, "Terör, terördür. Kimse 'benim teröristim iyidir' demesin. Bu sorun dünyayı ilgilendiriyor, herkesin çözüm için çabalaması lazım" dedi.
Gaziantep ve Türkiye'nin göç konusunda üstüne düşeni fazlasıyla yerine getirdiğini kaydeden Vali Gül, "Türkiye olaya insanı bakar ama mesele kendi güvenliği olduğunda bu ülkenin kırmızıçizgileri var. Bakın bu şehrin adı Gaziantep, neden? Kendi kurtuluşunu verirken nüfusunun dörtte üçünü şehit vermiş, kalanı gazi olmuş. Evet, insanı bir bakış açımız var; mazlumlara el uzatırız ama sorun kendi güvenliğimiz olunca da bir şey yokmuş gibi davranmaya halimiz yok" diye konuştu.
Göçün yaşanan olayların bir sorunu olduğuna dikkat çeken Gül, "Sebeplerin ortadan kalkması ve insanların kendi ülkelerinde güvenli bir şekilde yaşaması gerekiyor. Gaziantep bu konuda üzerine düşeni fazlasıyla yaptı, hala da yapıyor. Burada kuralara uymak şartıyla yaşamını sürdürmek isteyenlere sonuna kadar kucağını açtı. Ama bu sorunun ortadan kalkması, tüm dünyanın destek vermesi lazım. Tüm terör örgütlerine karşı çıkmak gerekiyor, 'benim teröristim iyidir' düşüncesi en hafif tabiriyle vicdansızlıktır. Terör, terördür. Bütün dünyanın buna ortak tavır koyması ve birlikte çözmesi lazım" dedi.
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin de, kent ve ülke olarak dünyaya örnek bir çalışma gösterdiklerini söyledi. Şahin, "Eğer dünyada adaleti sağlamazsanız göç hep olacaktır. Göç en büyük sorunlardan biridir. Bir çocuk içecek su bulamadığı için ölüyorsa göç devam edecektir. Göç edene empati ile bakmazsanız sorunu çözemezsiniz. Dünya büyük bir sınavdan geçiyor. Biz üzerimize düşeni yüzyıllardır olduğu gibi yine yaptık, yapıyoruz. İspanya'daki zulümden kaçana da Hitler'in zulmünden kaçana da kucağımızı açmışız, bugün de açıyoruz" diye konuştu.
Şahin, "Avrupa Birliği normlarını geçmişte büyük oranda parlamentomuzdan geçirerek uyguladık. Kadın, çocuk, engelli hakları anlamında AB kriterlerini en iyi şekilde yasalarımıza uyguladık. Son 8 yılda yaşadıklarımızla büyük bir hayal kırıklığına uğradık. Kendileri için hak olarak gördüklerini başkaları için hak görmediklerini anladık. Kurdukları birliklerin ne kadar zayıf olduğunu, sabah başka akşam başka konuştuklarını gördük. O yüzden bu coğrafyada yapmamız gereken çok şey var. Biz bir model oluşturduk, Gaziantep modeli. Medeniyet kodlarımızdan aldığımız ilhamla başka gibi davranamazdık. Bugün milyonlarca Aylan bebeğin ölümüne göz yumamazdık. O yüzden dünya bugün Gaziantep modelini konuşuyor. Daha ilk mülteci gelir gelmez, 'neler yapabiliriz?' diye çalışmalara başladık. Sadece kamu değil, sivil toplum kurumlarımız da büyük emek verdi ama bu koca sorunu bir yerel güçle, bir Türkiye gücüyle çözmek mümkün değil. Sadece eğitim için 4 bin derslik gerekiyordu. Fırat Kalkanıyla birlikte sayın Cumhurbaşkanımız 'Gaziantep burayı hemen normalleştirmeli' dedi. Biz hemen çalışmaya başladık. Kuyular açtık, ertesi gün DEAŞ orayı bombaladı. Orada insanlar sokaklarında güvenle gezene, evlerinde yemekler pişene kadar vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz" dedi.
Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Gür de dünyanın büyük bir göç ve mülteci sınavı verdiğini belirterek, "İnanıyorum ki ülkemiz ve Gaziantep bu sınavdan alnının akıyla çıkmıştır. Göçü sadece bir problem olarak görmüyoruz. Göç iyi yönetildiği zaman insanlığa büyük hizmetler yapma imkanı da sunuyor. Biz göçmen alırken cinsiyetine, milliyetine, mesleğine bakmadık. İnsan olarak herkese kucak açtık. Bugün Gaziantep'te Ticaret Odası'na kayıtlı binin üzerinde Suriyeli tacir, Sanayi Odası'na kayıtlı 100'ün üzerinde sanayici var. Birlikte yaşıyor, birlikte üretiyoruz. Üniversitemiz ilk günden beri Arapça lisans eğitimi vermeye başladı. Cumhurbaşkanımızın talimatıyla Cerablu, Azez, Afrin ve El Bab'da kampüsler açtık. Amacımız zulümden kaçanlara kucak açıp, orada vicdanları sızlatmayacak bir yaşama kavuşturmak ama bu sadece Türkiye ile olacak iş değil, diğer ülkelerin de destek olması lazım" diye konuştu.