İnsanların canını hiçe sayıyoruz.
Kendimizden başkasını düşünmüyoruz.
Halbuki yollar hepimizin.
Hasta taşıyan var, işe geç kalan var, yaralı götüren var.
Elimizde telefon konuşa konuşa gidiyoruz.
Özellikle de toplu taşıma araçları.
Yani otobüs sürücüleri, yani dolmuş sürücüleri, yani özel halk otobüs sürücüleri…
Abdurrahman Türkten, "Sabah çocuk düştü, kafasında açılma oldu.
Aracıma atladım, dörtlüleri yaktım, kornaya basarak önümdeki sürücüleri uyarıp seyir ediyorum.
Bir dolmuş şoförü almış eline telefonu konuşuyor da konuşuyor.
Ben kornaya basıyorum, duymuyor bile.
O kadar dalmış ki… Biz de canımızı bunlara emanet ediyoruz.
Üstüne üstlük yolun en solunda durup yolcu alıyor.
Sağa yanaşmıyor.
Direksiyonda telefonla konuşmayan sürücüler ödüllük vallahi.
Şoförlerin elinden şu telefonu alamadılar gitti" diyor.
Abdurrahman haklı.
Çocuğunu hastaneye yetiştirecek, vurdum duymaz sürücüler yüzünden geç kalıyor.
Durum biraz daha kritik olsa neler olur neler!
Araç kullanırken telefonla konuşmak yasak kardeşim.
Manyak mısın nesin!
Yapın şu yolları artık
DEDİK ya yollar çukur olmaktan çıktı.
Aydaki derin kraterlere benzediler.
Fatih Mahallesi 73109 nolu sokakta böyle bir yol var.
Biri bu çukura takılıp düşer.
Ağzı yüzü dağılır.
Araç sürücüleri için tam bir tuzak!
Araçların alt takımları darmadağın olur.
Yapmayacaksanız kazmayın.
Kazıyorsanız hemen yapın.