Döviz dengesi zayıf bir seyir izlemeye devam ediyor ve küresel piyasalar karışırsa, sonucu TL'nin değer kaybetmesi olacak
Piyasalar son bir aydaki yükselişin ardından geçen hafta genelde inişli çıkışlı bir seyir izledi ve yorulma işaretleri verdi. Düzeltme tartışmaları yoğun biçimde sürerken hafta başında gelen satışlar çarşamba günü yapılan Fed toplantısının ardından geri alındı. Hem içeride hem dışarıda zirvelere doğru ikinci kez yükselen endeksler, bu seviyeleri geçmekte zorlandı. Artık ite kaka sürdürülen yükselişin çok fazla ömrü kalmadığı hissediliyor. Piyasalarda bir düzeltme hareketini beklemeye devam ediyorum.
Geçen haftaki yazımın başlığı, "Düzeltme sert mi olacak yumuşak mı"ydı ve yazıda bu sorunun yanıtı yer almıyordu. Dikkatli okurlarımızdan bu nedenle eleştiri aldım. Düzeltmenin sert olacağını düşünüyorum ama bu konuya, düşüş kendini göstermeden girmek istemiyorum. Hangi gerekçelerle böyle düşündüğüme gelince...
Makro analizleri Forbes dergisinde ayrıntılı bir biçimde ele alıyorum. Buradaki yazılar ise "piyasa hareketleri" odaklı oluyor. Ama birkaç cümleyle özetlemek gerekirse:
- Türkiye dahil birçok ülke ekonomisi, yüzde 10'lara varan oranda daraldı ve küçülen ekonomiler uzun süre eski seviyelerine geri dönemeyecek. Son aylarda düzelme olsa bile bu çok sınırlı ve rakamlar düştükleri yerde istikrar kazanıyor.
- ABD ve Avrupa bankalarının bilançolarındaki sorunlar çözülmedi.
- İşsizlik artmaya devam ediyor ve kredilerin geri dönmeme sorunu büyüyor.
- Şirketler ve bireyler harcamalarını kısarak borçlarını ödüyor. Mali sektör ise bilançolarını küçülterek risklerini azaltmaya çalışıyor. Daha önce çok fazla şişen krediler sürekli küçülüyor ve küçülmeye devam edecek.
- ABD ve Avrupa'da şirket karlılıklarında iyileşme var ama bu faaliyet harcamalarının kısılması ve yatırımların durdurulmasından sağlanan tasarruftan kaynaklanıyor. Genel olarak bakıldığında "işler büyüdüğü için karlılıkta iyileşme" durumu yok.
- Büyümenin zayıf seyredecek olması yeni sorunları da beraberinde getiriyor... ABD'de konut piyasası dipte denge kazanmaya çalışırken, ticari gayrimenkulde sorunların başlaması ya da kredi kartlarında geri ödememe oranlarının yükselmesi gibi.
- En azından bir iki yıl daha sürecek gibi gözüken düşük büyüme hızları, borsalarda ve emtia fiyatlarında bugün oluşan fiyatları orta vadede doğrulamıyor.
Ayrıntıları Forbes'a bırakarak burada noktalayalım.
Geçen hafta Ödemeler Dengesi açıklandı ve ardından –genelde- olumlu yorumlar geldi. Cari işlemler açığının daralmaya devam etmesi döviz dengesi açısından iyiye gidiş olarak değerlendirildi. Ancak Ödemeler Dengesi'nin bütününe bakınca rakamlar iyi bir tablo ortaya koymuyor. Haziranda cari açık 1.9 milyar dolar olurken sermaye hareketleriyle 1.5 milyar dolar çıktı. Toplamda oluşan 3.4 milyar dolarlık açık, Net Hata ve Noksan kaleminden gelen 1.5 milyar dolarla bir ölçüde kapandı. Genel denge, haziran gibi döviz girişinin yüksek olduğu bir dönemde 1.9 milyar açık verdi. Varlık barışına, yurtdışında tutulan paranın içeriye transferine, altın ihracatına rağmen döviz dengesinin hala açık vermesi ve ilk altı ay için 3.75 milyar dolar açık oluşmuş olması hiç iyiye işaret değil. Döviz dengesi zayıf bir seyir izlemeye devam ediyor ve küresel piyasalar karışırsa bunun sonucu, TL'nin değer kaybetmesi olacak. IMF anlaşması için belirsizlik sürüyor ve sanıyorum piyasalar karışıp döviz yükselmeye başlayıncaya kadar da imzalanmayacak. Global piyasalarda düzeltme yaklaşırken dövize dikkat...
Krugman daire satın aldı. Kriz bitti mi?
New York Observer haberine göre Nobel ödüllü ekonomist Paul Krugman Manhattan Riverside Drive'da üç yatak odalı bir daireye 1,7 milyon dolar verdi. Krizin seyri açısından ABD Başkanı Barack Obama dahil dikkatle izlenen ekonomistlerden biri olan Krugman'ın bu kararı, krizin seyri ve ABD konut piyasası hakkında bir şeyler anlatıyor olabilir mi?
Krugman'ın verdiği yanıt biraz şaşırtıcı: "Her türlü New York lüksüne sahip bir yer istiyorduk, bu lüksler ise çamaşır ve kurutma makinesi. Evet New York'ta fiyatların biraz daha düşmesini bekliyorum fakat bir yere ihtiyacımız vardı. Ve elime para geçti. Daha önce sahip olmadığımız finansal kaynaklarımız var" dedi. Krugman'ın 1,4 milyon dolarlık Nobel ödülünden bahsetttiği anlaşıyor. Aslında Krugman bu daireyi satın alarak hiç de kötü bir karar vermedi. The Observer, dairenin geçen yılın başlarında 2.5 milyon dolara satışa çıkarıldığını, fiyatın daha sonra 1.85 milyon dolara düştüğünü ve en son 1.7 milyon dolara Krugman tarafından satın alındığını yazdı. (www.finanstrend.com)
Goldman'ın kıskanılan performansı
Goldman Sachs ABD finans piyasalarında en sevilmeyen kurumlar listesinin ilk sırasında yer alıyor olabilir. Bunun nedeni, kurumun piyasalardaki ve ABD siyasi kulislerindeki etkinliği. Goldman'ın istikrarlı karlılık performansı da eleştiri dozunun yükselmesine katkıda bulunuyor. Goldman Sachs, bu yılın ikinci çeyreğindeki 46 günü, 100 milyon doların üzerinde işlem kazancıyla kapadı. Bu bir rekor. Daha ilginci, kurumun sadece iki gün zarar etmesi. Bunlardan biri 75-100 milyon dolar, diğeri 25-50 milyon dolar arasında gerçekleşti. Goldman geri kalan 17 günde ise 100 milyon dolara kadar değişen rakamlarda kar etti. Kıskanılacak bir performans...
(Murat ARIN – 16.08.09)