Şeyh Şami Camii, Anadolu erenlerinden Şeyh Şami Hazretleri'nin adını taşıyan ve onun manevi mirasını yaşatan bir yapı. Türkistan'dan Şam yoluyla Anadolu'ya gelen Şeyh Şami Hazretleri, bölgeye yerleştiğinde burada henüz bir şehir bulunmuyordu. Zamanla yerleşim gelişmiş ve vefatından sonra, 15. yüzyılın sonlarında onun adına bu cami inşa edilmiştir.
Caminin tasarımı, bölgenin küçük bir yerleşim yeri olmasından dolayı sade ve mütevazı bir yapıda oluşturulmuştur. Ahşap tavanı ve direkleriyle Selçuklu mimarisini yansıtan cami, gösterişten uzak, tasavvufi bir ruh taşımaktadır. Caminin hemen yanında, Şeyh Şami Hazretleri ve yakınlarının bulunduğu 9 sandukalı bir türbe yer almaktadır.
CAMİ SADECE İBARET YERİ DEĞİL, BİR KÜLTÜR MİRASI
Anadolu'da camiler, yalnızca ibadet mekânı olarak değil, aynı zamanda inanç ve kültürün merkezi olarak da önemli bir rol oynamıştır. Yaklaşık 600 yıllık geçmişiyle Şeyh Şami Camii, bu mirası günümüze taşıyan önemli eserlerden biri. Günümüzde Sulakyurt Merkez Camii olarak anılan yapıda, ilçe halkı ibadetlerini tarihi bir atmosferde yerine getirmektedir.
Kırıkkale İl Müftüsü Mustafa Topal, camilerin Müslüman toplumlar için önemine vurgu yaparak, Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye hicret ettiğinde mescidi ilk iş olarak inşa ettirdiğini hatırlattı. Topal, "Cami, Müslümanların bir araya gelip inançlarını birlikte yaşamaları açısından büyük bir anlam taşır. Camiler, birlikteliği, kardeşliği ve manevi değerlerin paylaşımını sağlayan önemli merkezlerdir" dedi.
ŞEYH CAMİİ'NİN MİMARİ ÖZELLİKLERİ
Müftü Mustafa Topal, Şeyh Şami Camii'nin Anadolu erenlerinden Ahmet Yesevi Hazretleri'nin talebelerinden Şeyh Şami Hazretleri'nin yerleştiği mahallede bulunduğunu belirtti. Caminin küçük bir yerleşim yerine uygun olarak ahşap ve sade bir şekilde tasarlandığını ifade eden Topal, yapının tavanının kubbeli olmadığını, direklerin ve tavanın tamamen ahşaptan yapıldığını söyledi.
Caminin duvarlarının taştan, ancak yığma tekniğiyle inşa edildiğini belirten Topal, caminin hem tarihi önemi hem de bölge halkı tarafından hâlâ aktif olarak kullanılması açısından değerli bir eser olduğunu vurguladı. Şeyh Şami Camii'nin bitişiğindeki türbede Şeyh Şami Hazretleri'nin yanı sıra, onun yakın çevresinden 9 kişinin daha mezarı bulunmaktadır.
ANADOLU'NUN SELÇUKLU MİRASI
Müftü Topal, Anadolu'nun Selçuklu mimarisiyle süslendiğini belirterek, Şeyh Şami Camii'nin Selçuklu ahşap mimarisinin izlerini taşıdığını söyledi. "Konya Beyşehir Eşrefoğlu Camii, Eskişehir Sivrihisar Ulu Camii, Konya Ilgın'daki Çukurca Camii gibi yapılar Selçuklu'nun ahşap mimari geleneğini yaşatan önemli örneklerdir" diyen Topal, Şeyh Şami Camii'nin de aynı geleneğin bir parçası olduğunu belirtti.
Topal, caminin tasavvufi yaşam tarzını yansıtacak şekilde mütevazı bir biçimde inşa edildiğini, işlemesiz sade ahşap direkler ve küçük bir mahfil ile klasik Türk-İslam mimarisinin tipik örneklerinden biri olduğunu ifade etti.
600 YILLIK AHŞAP MİRAS
Anadolu insanının camilere büyük önem verdiğini dile getiren Müftü Topal, Şeyh Şami Camii'nin yaklaşık 600 yıldır ayakta kaldığını belirtti. "Bu cami, 15. yüzyıldan günümüze kadar gelebilmiş, ahşabı bozulmamış ve özgün yapısını korumuştur" diyen Topal, camilerin geçmişle günümüz arasında bir köprü vazifesi gördüğünü söyledi.
Topal, "Anadolu insanı inancına bağlı bir şekilde camileri yaşatmış, bugün de bu yapılar, bizlere tarihimizi hatırlatmaya devam ediyor" diyerek, Şeyh Şami Camii'nin hem tarihi hem de manevi mirasının korunması gerektiğini vurguladı.