Giriş Tarihi: 27.02.2015

Dersimiz Mehmet Akif Ersoy

Dersimiz Mehmet Akif Ersoy

Yıllarca okullarda hocalık yapan milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un Osmanlı Edebiyatı Ders Notları ilk kez kitap halinde basıldı. İstanbul Bağcılar Belediyesi tarafından basılan ders notları Mehmet Akif Ersoy'un edebi derinliğini bir kez daha gözler önüne seriyor

Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy hayatının büyük bir kısmını okullarda hocalık yaparak geçirdi. Kahire'de yaşadığı dönemde, 1929-1936 yılları arasında üniversitede Türk dili ve edebiyatı dersleri verdi, Osmanlı ve Cumhuriyet sonrası Türkiyesi'nde ise çeşitli mekteplerde görev aldı. Şair, 1908'de atandığı İstanbul Darülfünun'da (İstanbul Üniversitesi) ise üniversite hocalığını 1914'e kadar sürdürdü. Darülfünun'da Osmanlı Edebiyatı dersleri veren Mehmed Akif'in öğrencileri arasında edebiyatımızın ünlü isimleri de bulunuyordu. Reşat Nuri Güntekin, Falih Rıfkı Atay gibi önemli isimler onun rahle-i tedrisatından geçti. Edebiyat derslerine katılan öğrencilerden biri de Mehmed Zekai Konrapa'ydı. Konrapa'dan bahsetmemizin nedeni ise kendisinin dersler sırasında tuttuğu notlar. Söz konusu notlar olmasaydı Mehmed Akif Ersoy'un zengin bir içerik ve derinliğe sahip ders anlatımlarından haberdar olunamayacaktı. İşte Konrapa'nın 1908-1909 arasında tuttuğu bu notlar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kütüphanesi Atatürk Kitaplığı'ndaki arşivden çıkarılıp Osmanlıcadan Türkçeye çevrilerek edebiyat dünyasına kazandırıldı. Projenin arkasında ise Mehmet Akif Ersoy'un vefatının 75. yılı ve 2011 Mehmet Akif Yılı olmasından hareketle kurduğu Akif Müzesi-Akif Kütüphanesi ile yayımladığı Sırat-ı Müstakim Dergisi gibi çalışmalarla milli şairimizin anlaşılmasına yönelik çalışmalara öncülük eden Bağcılar Belediyesi bulunuyor.
DERSTE ŞİİRLERİNİ OKUMAZDI
İlk kez okuyucuyla buluşan Osmanlı Edebiyatı Ders Notları, araştırmacı-yazar Ömer Hakan Özalp tarafından yayına hazırlandı. Notlarda Aruz ve bahrileri, Eşkal-ı nazım, Fesâhat, Efkârın meziyyât-ı hususiye, Sanâyi'-i edebiye, İnşâd, Tenkid yahut intikad, Mevzua göre vezin intihabı ve Edebiyat bahisleri bölümlerinde çeşitli edebiyat konuları derinlemesine irdeleniyor. Tıpkı basımı yapılan kitapta değişik anekdotlara da yer veriliyor. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un hocalığının nasıl olduğu, öğrencileriyle iletişimindeki içtenlik ve samimiyetine vurgu yapılırken, önsözdeki farklı isimlerin anılarından Mehmet Akif'in nasıl bir öğretici olduğunun ipuçlarına ulaşabiliyorsunuz. Mesela derslerinde kendi şiirlerini hiç okumazmış Mehmet Akif ya da darülfünunda ilk derse başladığında "Efendiler, ne burası bir Darülfünun'dur, ne siz bir Darülfünun talebesisiniz, ne de ben bir Darülfünun hocasıyım! Evvela bunu bilelim, kendi kendimizi aldatmayalım. Şimdi dersimize başlayabiliriz..." sözleri de mütevazılığın göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Ersoy'un Darülfünun Edebiyat-ı Osmaniye dersi birinci sınıf hocalığına tayinine ilişkin vesika ve Mehmed Akif'in imzasının bulunduğu imtihan sonuçlarını gösteren belge de eserde ilgi çeken detaylardan. Ayrıca kitap yayına hazırlanırken, ilmi olarak kullanımına halel getirebilecek hiçbir müdahalede bulunulmamış.
KİTAPTAN...
Reşat Nuri Gültekin, Akif'in darülfünundaki ilk dersine ilişkin hatıralarını şöyle aktarıyor: "...Derken kapı açılıyor; içeriye orta boylu, kara top sakallı, kalender bir zat giriyor. Şemsiyesiyle lastiklerini kapının arkasına bıraktıktan sonra talebe sıralarına gideceği yerde muallim kürsüsüne doğruluyor. O zaman yanımdaki arkadaştan öğreniyorum ki, bu zat, bizim edebiyat muallimimiz şair Mehmed Akif'tir. Hiç unutmam, Akif o gün bize Muallim Naci'nin bir tevhidini yazdırdı ve ders sonuna kadar bunun izahı ile uğraştı. Koskoca bir darülfünunda bize manzume yazdırılsın! (...) Hocamız işte o aynı gözlerle bizi dinledikten sonra, 'Bakalım görürüz' dedi ve ertesi derste bize Namık Kemal'den, Ekrem'den, hatta Fikret'ten mısralar okutarak manalarını istedi. Tabii hepimiz fena halde rezil olduk. (...) Bütün senemiz, edebiyatımızın, eski ve yeni şiirlerini okumak, manalarını anlamakla geçti."