Amerikan üniversitelerinde ilk ikisi kesinlikle, bazen de üçüncü dönem ortak okunur. Öğrenciler hangi fakülte ve bölüme kaydolursa olsun ortak dersler alırlar. Bunların içinde büyük bir kesim sanat tarihi dersini seçer.Sanat tarihi Batı kültürü içinde vazgeçilmez bir bilgi alanıdır. Biraz Batı aydınlanmacı geleneğinden gelen bir yaklaşımla, biraz 1848-1914 arasında yayılan Filhellenistik ((antik) Yunan aşkı) döneminde gelişen jimnazyum eğitimi nedeniyle sanat tarihi bilmeyen birisinin entelektüel kapasitesi sorgulanır.
Ayrıca sanat tarihinin kendisi başlı başına bir olgudur. Winckelmann, Wölfflin, Panofsky çizgisinde gelen, sanatı çizgisel bir şekilde açıklayan, onu biçimsel kategorizasyonlara tabi tutan klasik bir model ve yöntem var. Bu yaklaşım 20. yüzyılın sonunda ortaya çıkan yaklaşımlarla altüst edildi. Ondan önce de gene bazı yöntem farklılıkları içinde ele alındı. Örneğin Freud 20. yüzyılın başında psikanalizin sanat üstündeki etkisini irdeliyor, Marksizm de sanattoplum ilişkisini kurucu faktör olarak öne sürüyordu.
20. yüzyılın getirdiği eleştiri daha yoğun oldu. Sanat tarihinin 'beyaz insan' tarafından yazıldığını, kadınları dışladığını, Batı sanatını irdelediğini, Oryantalist olduğunu öne süren çeşitli yaklaşımlar kendisini gösterdi.
Bunların eleştirisi aynı dönemlerde öne sürülen 'siyasal doğruluk' kavramıyla o kadar örtüştü ki, yazılmış ve çok kullanılmış sanat tarihi kitapları yeniden düzenlendi. Bu kitapların dünyanın Avrupa dışındaki kesimini 'ötekileştirdiği' iddia edildi. Batı sanatı dışındaki tarihler yeni metinlere alındı. Böylece, bir manada, sanat tarihi ortadan kalktı. Sanat tarihleri işin içine girdi.
Gene de çağları, binlerce yıllık birikimi içeren bir sanat tarihine ihtiyaç var. Bu tarihin farklı özenlerle yazılmasını istemek ayrıdır, bu metinlerin işlevi ayrıdır. İnsanların Lascaux/ Chauvet Mağarası'nın duvarına çizdiği resimlerden bu yana sanat ürettiği kabul ediliyor. Antik Mısır- Antik Yunan dönemlerinden sonraki gelişmeler, hele dünyanın farklı bucaklarında ortaya çıkmış sanatları da kapsayacaksak, nasıl yazılacak? Bu kronolojik bir anlatı mı olacak, stiller etrafında gelişen bir anlatı mı?
Söz konusu soru başta bahsettiğim şekilde Amerikan üniversitelerinde ortak ve yüz binlerce öğrenci tarafından alınan sanat tarihi derslerinde kullanılan standard texbook (standart ders kitabı) metinlerinin belkemiğini meydana getirir.
Buna bağlı olarak da ortaya birbirinden farkları olan ama hepsi sağlam, somut, çok güçlü ders kitapları çıkar.
Bu kitaplar ikiye ayrılıyor. Bir grup genel sanat tarihi yazımı ve anlatımıdır. Janson'un History of Art kitabı bunlardan biridir. Bir başkası Arnason'un kitabıdır. Fakat o 19. ve 20. yüzyılları kapsar ve o nedenle History of Modern Art başlığını taşır.
Ama sonradan Arnason ölünce başka bir yazar kitabı gene dönüştürmeyi, geliştirmeyi sürdürür. Bu kitapları da şimdi burada saymak istemediğim dönem tarihleri izler. Mesela Frederick Hartt'ın History of Italian Renaissance Art'ı böyledir, benim derslerimde çok kullandığım Fineberg'in Art Since 1940 bu türdendir. Griselda Pollock
'un Vision and Difference:
Feminism, Femininity and Histories of Art gibi kitapları vardır ki, bunlar sanat felsefesiyle sanat tarihini birleştiren, daha eleştirel yaklaşımlardır.
Bu kitapların Türkçeye çevrilmesini yıllar yılı bekledim. Türkiye'de sanat tarihi bölümlerindeki, hatta sosyoloji bölümlerinde sanat sosyolojisi yapan öğrencilerin bu yapıtları okumasını çok istiyordum.
***
Neticede oldu. Benim de 30 yıllık hayalim gerçekleşti. Şimdi Hugh Honour ve John Fleming'in ortak yazdıkları Dünya Sanat Tarihi elimizin altında. Öncelikle Alfa Yayıncılığı, Genel Yayın Yönetmeni Faruk Bayrak'ı, Yayın Yönetmeni Mustafa Küpüşoğlu'nu içtenlikle kutlarım. Bu çeviriyi yılın kültür hizmeti olarak gördüğümü belirteyim.
Kitap ilk 1962'de basılıyor. Sonraki baskılarında her defasında yeniden ele alınıp genişletiliyor. Fleming 2001'de öldü. Maalesef Honour da bu yıl mayıs ayında. Kitap bundan sonra, başka yazarlar tarafından geliştirilecektir demeye gerek yok, çünkü o iş zaten olmuş durumda. Kitabın geç 20. yüzyıl ve 21. yüzyıl başı Michael Archer tarafından yazılmış.
Kitap beş kısımdan oluşuyor. Birinci kısım Sanatın Temelleri başlığını taşıyor. Tarih Öncesi, İlk Uygarlıklar, Kıtalardaki Gelişmeler, Yunanlar ve Komşuları, Helenistik ve Roma Sanatı bölümlerinden oluşuyor.
İkinci bölümün adı Sanat ve Dünya Dinleri.
Budizm ve Hinduizm, Erken Hıristiyan ve Bizans Sanatı, Erken İslam Sanatı altbaşlıklarını içeriyor.
Üçüncü kısım Kutsal ve Dünyevi Sanat başlığı altındadır. Bu kısım Avrupa sanatının bir açılımıdır.
İlk bölüm Ortaçağ Hıristiyanlığı'dır ve oradan hareketle Avrupa'da 15. yüzyıl, 16. yüzyıl, 17. yüzyıl ve Aydınlanma ve Özgürlük başlığı altında 18. yüzyıl incelenir. 12 bölüm Amerika, Afrika ve Asya başlığı altında 'öteki' dünyayı yazar.
Dördüncü kısım Modern Dünyanın Oluşumu. Altbaşlıklar Romantizmden Gerçekçiliğe, İzlenimcilikten Geç İzlenimciliğe. Arada da Doğu Gelenekleri yer alıyor, Çin ve Japonya inceleniyor. Bu bölüm esasen bitmez tükenmez 19. yüzyıl.
Son ve beşinci bölüm Yirminci Yüzyıl Sanatı ve Ötesi. 1900'den 1919'a Sanat, İki Dünya Savaşı Arasında, Savaş Sonrasından Modernizm Sonrasına ve Üçüncü Binyıla Girerken altbaşlıklar. Son iki bölüm Archer tarafından yazılmış ve kapsamı ve kavraması itibariyle mükemmel bir bölüm.
Tekrar edeyim, bu kitap, yılın kültür, yayıncılık olayıdır.
Bu tartışılmaz. Ama o bir yana, sanat tarihini bu derecede kapsamlı bir şekilde ele alan, onu ilginç bir biçimde anlatan Dünya Sanat Tarihi bundan sonra Türkiye'deki sanat tarihi ve algısını değiştirecektir.
Sadece Gombrich'in kitabını okumaya alışmış kuşaklar şimdi çok etkileyici bu kitapla sanatın başka bir serüven olduğunu öğrenecektir.