İnsan, yapısı gereği, yaşadığı güzelliklerin bolluğunu gözardı ederek yaşamın getirdiği sıkıntıları merkeze alabiliyor. Ancak ne yazık ki bazılarımızın yaşadığı güçlükler, öyle herkesin baş edebileceği tarzda değil. Mesela evladınızın henüz 10 yaşındayken hayata veda etmesi... Sert bir giriş mi oldu? Evet, ama bu gerçek bir hayat hikâyesi...
Sedef Ertürk, İstanbullu bir edebiyat öğretmeni... Hakan Korucu ile evliliği sonrası 17 Ocak 2009'da Deniz bu dünyaya "Merhaba" diyor. Çok kısa bir süre sonra çift anlaşamayarak boşanıyor ama Deniz ikisinin de kıymetlisi... Derken çağımızın o meşum hastalığı gelip Deniz'i buluyor. Sedef Ertürk, Deniz'le konuşurken asla bu kelimeyi kullanmadığı için ben de bu yazıda kullanmamayı tercih ediyorum.
Tabii ki Deniz'in durumu bir günde anlaşılmıyor. Bir günde anlaşılmadığı gibi bu gerçeği kabullenmek de zaman alıyor. Aslında anne de baba da tam olarak kabullenmiyor diyebiliriz.
Deniz'in Ardından anne Sedef Ertürk'ün tüm bu süreçte yaşananları anlattığı bir kitap. Kitaba başlarken aslında sonunu biliyorsunuz. Ama bilmediğiniz öyle çok şey var ki... Mesela tıbbın ne kadar çaresiz kalabileceği... Mesela diplomasının hakkını ver(e)meyen doktorlar... Mesela hastanın, hasta yakının hâlinden anlamayan hastane çalışanları.. Çaresiz kalmış insanlara mucize vaat ederek alternatif yöntemler uygulayan kişiler... Mesela neyi neden sattığını bilmeyen, bunu pek de önemsemeyen aktarlar...
Ama bir taraftan da güler yüzlü, idealist doktorlar ve hastane çalışanlarıyla da tanışıyorsunuz tabii...
Sedef Ertürk, oğluna 'söz dinlemeyen yaramaz hücreler'in ne olduğunu anlatmıyor. Aslında Deniz'in bunu öğrenmesinden korkmuyor çünkü Deniz kocaman yüreğiyle bunu da göğüsleyebilecek bir çocuk. Gel gelelim kitapta Deniz'in hikâyesine ve belki de en çok annesinin kahramanca mücadelesine tanıklık edeceksiniz. İniş çıkışlarını, vazgeçmeden hep bir umudu kovalamasını, hiç yorulmamasını, evladının son anlarına kadar gözünün içine bakmasını okuyacaksınız.