Paris Hilton'ın rol gereği feci şekilde can verdiği ve kendisine sinir olanların bolca keyif aldığı "Mumya Evi"nin ardından bir kez daha bir korku filmiyle karşımıza çıkan İspanyol asıllı yönetmen Jaume Collet-Serra, bu kez daha iddialı gözüküyor. Öncelikle yapımcıların arasında Joel Silver, Leonardo DiCaprio ve Robert Downey Jr'ın eşi Susan Downey gibi deneyimli ve iş yapacak yapımların kokusunu hemen alan isimler var. Alex Mace'in 10 sayfalık taslağını geliştirerek sürprizli sonuyla seyirciyi son ana kadar istim üstünde tutmayı başaran senaryonun arkasındaki isimse David Leslie Johnson.
...
"Evdeki Düşman", sorunlu bir aileye evlatlık olarak giden çok daha sorunlu bir kız çocuğunun yarattığı terörü konu alıyor. Evlilikleri çoktan karaya oturmuş olan Kate (Vera Farmiga) ve John (Peter Sarsgaard), ölü doğan bebeklerinin acısıyla bir kez daha sarsılıyor. Çareyi, yaş olarak oğulları Daniel ve küçük kızları Max'in arasında olan dokuz yaşındaki Esther'i evlat edinmekte buluyorlar. Yetimhaneye gittiklerinde, tatlı tatlı şarkı söyleyen ve çok güzel bir resim yapmakta olan Esther, çizdiği bu ilk imajıyla öncelikle John'u adeta büyülüyor ve gönülden fethediyor. Esther'in entelektüel zekasından ve yeteneğinden Kate de etkileniyor tabii. Üstelik Esther, daha önce kendisini evlat edinen aileyi yangında kaybettiği ve zar zor hayatta kalmayı başardığı için ayrı bir sempati uyandırıyor çevresinde. Ama yeni yuvasına gelişinden kısa süre sonra bazı tatsız olaylar hatta ölümler yaşanmaya başlayınca, Esther'in hiç de göründüğü kadar masum ve sevimli olmadığını görüyoruz. Bunu ailede ilk fark eden ise, alkol problemi nedeniyle pek de ciddiye alınmayan ve neredeyse Esther konusunda paranoyak düşünceler beslediği için tedavi altına alınacak kadar sözüne inanılmayan Kate oluyor. Kate, aslında yetenekli bir müzisyen ama ailesi için kariyerinden vazgeçmiş. John'ın gözünde; kulakları duymayan kızları Max'in başına gelen kazadan, o esnada içkili olmasa kazayı engelleyebilecek olan Kate sorumlu. Bu noktada, gerçeği gördüğü halde kendisine bir türlü inanılmayan kahraman ve bu sayede esas kötünün her seferinde aklandığı bir mücadele devreye giriyor. Karşımıza çok sık çıkan bir şablon bu kuşkusuz; ama başta yönetmen Collet-Serra olmak üzere, yapımcılar ve oyuncular, finaldeki sürprizle filmin pek çok benzerinden ayrıldığını ve başarısının da burada yattığını söylüyorlar.
...
"Evdeki Düşman", evlatlık alınan bir kız çocuğunun yarattığı terörü konu ettiğinden dolayı tepki gördü ve yapımcılar, "Evlatlık alınan bir çocuğu kendi çocuğun gibi sevmek zor olmalı" ve "Sanırım annecik beni çok sevmiyor" gibi fragmanlarda geçen bazı replikleri çıkarmak zorunda kaldı. Türün meraklılarının ilgisiz kalmayacağını düşündüğümüz, genel olarak olumlu eleştiriler alan "Evdeki Düşman", özellikle Esther'i canlandıran Isabelle Fuhrman'ın şaşırtıcı incelikler taşıyan oyunculuğuyla akılda kalacağa benziyor.