63. Berlin Film Festivali'nde büyük ödül önceki akşam Romanya filmi "Çocuk Pozu"na verildi. Böylece Romanya ilk kez Altın Ayı'yı kazandı. Ödül en çok yönetmeni için sürpriz oldu. Zira son dönem yükselen Romanya sinemasının temsilcilerinden Netzer ödül öncesi yaptığımız söyleşide "Altın Ayı mı, bana mı?" sözleriyle büyük ödüle ihtimal vermiyordu. Netzer ile Berlin'de görüştük:
ÖDİPAL İLİŞKİ
"Film, psikolojik bir dram. Anne ile oğul arasındaki tuhaf, biraz da hastalıklı, ödipal bir ilişkiyi anlatıyor. Üst sınıftan bir aileyi seçmemin nedeni ise suçun işlendiği böyle bir durumda oğlunu kurtarmak için elinden geleni yapabilecek durumda olması. Çünkü maalesef insanlar güç sahibi olduğunda bunu kullanmak istiyorlar. Fakir sınıftan birisi bunu yapmaz. Elinizde güç olduğunda vicdanınızı dinlemek zorlaşıyor. Şımarık oğul arabasıyla çarparak öldürdüğü çocuğun ailesine karşı sorumluluk üstlenmekten aciz. Anne de burada devreye giriyor. Kişisel öyküler daha ilginç bana göre."
BASKICI ANNENİN KURBANI
"Film adını 'çocuk pozu' denilen bir yoga pozisyonundan alıyor. Yani en içsel, masum, korunmaya muhtaç duruşlardan birisi. Bunun anlamı çocuğun anneyle olan bağımlı ilişkisi. Birbirlerine bağımlılar. Annenin düşkünlüğüyle yaratılmış bir durum. Yani çocuk aslında baskıcı annenin kurbanı. Anne de kendisini çocuğundan ayıramadığı ve onu özgür bırakamadığı için bir nevi kurban."
ESİNLENSEK DE KURMACA
"Senaryoyu yazarken kendi ailemden, annemle olan ilişkimden yola çıktık. Başlangıçta ortak senarist Razvan Radulescu çalışırken aklımızda farklı projeler vardı ama yine aile sorunlarıyla ilgiliydi. Derken sohbetler anne ve oğul ilişkileri üzerine gelişti ve 'Çocuk Pozu' ortaya çıktı. Kendi hayatlarımızdan esinlensek de sonuçta bu kurmaca bir film."