Arsenalli futbolcu Mesut Özil, sevgilisi Amine Gülşe'yi görmek için takımından üç gün izin alıp İstanbul'a gelmiş. Geçtiğimiz günlerde Kuruçeşme'de bir mekan çıkışı paparazzilerin gazabına uğramış. Basına düşen fotoğraflarda da görüldüğü üzere çift, çok rahat ve umursamaz bir tavır takınıyor. Asıl sorun onların maç arası İstanbul çıkarmasında değil. Sorun; sakatlanan, sezon boyunca sakatlığı yüzünden top peşinde koşturamayan, nadasa yatan futbolcularda. Onlardan çekenler de genelde mekancılar. Neden mi? Sakatlığının acısını evde dinlenerek değil, gece âleminde sekerek çıkarmak istiyorlar. Yeni açılan kulüplerde boy gösterip gecenin kör karanlığında çapkınlık turuna çıkıyorlar. Bir de öyle agresif ve atarlı oluyorlar ki, etrafta onlarla fotoğraf çektirmek isteyen hayranlarını 'Yok kardeşim' deyip tersliyorlar. Olur da basında çıkarlarsa, günah keçisi de mekancılar oluyor. Aralarında 'Sen mi haber verdin magazine?', 'Yok ağabey olur mu? Kendi işimi baltalar mıyım?' gibi diyaloglar geçiyor. Derken iş işten geçiyor, futbolcunun en has düşmanı o mekanın işletmecisi oluyor. Bunu ben demiyorum; mekancılar bana dert yanıyor.