39 yaşındaki Matt Frerking ile tanışın... Bundan dört yıl önce, Matt tuhaf krizler geçirmeye başlamış. Duş alırken bir anda tüm vücudunda kasları ağırlaşmış, başını dik tutamamış ve yere çökmüş. Ayağa kalkmaya çalışmış, ama başaramamış. Kollarını kıpırdatamadan, öyle kalakalmış. Felç gibi... Bilinciniz yerinde ama hareket edemiyorsunuz. Ne düşünürsünüz o anda? Matt, bu krizden birkaç dakika sonra normale dönmüş. Başına geleni karısına anlatmış. Önce abarttığını düşünmüş karısı... Ama bu durum tekrarlamaya başlamış, bazen günde üç dört kez... Matt, nöro-bilim profesörü olduğu halde bir açıklık getirememiş bu duruma. Doktor doktor dolaşmaya başlamış... Nörolog, uyku uzmanı, psikiyatrist gibi çeşitli dallarda doktorların hiçbirisi bu kriz nöbetlerine bir çözüm bulamamış. Krizler artan bir düzeyde devam etmiş.
DUYGULARINI EĞİTMEYE ÇALIŞTI
Üç yıl sonra nihayet bir teşhis konmuş: Narkolepsi-Katapleksi Sendromu. Burada halk arasında 'uyku felci' deniyor. Kriz nöbetlerini tetikleyen, pozitif duygular... Adamcağız ne zaman kendini iyi hissetse, birşeyden mutluluk duysa, bu pozitif duyguları yüzünden felç oluyor. Çocuklarını sevemiyor, karısına yaklaşamıyor, en ufak birşeyden haz alamıyor. Düşünebiliyor musunuz? Kriz nöbetine girmemesi için kendini mutlu eden her şeyden uzak durmak zorunda. Sosyal hayatı, seks hayatı hepsi bu durumdan etkilenmiş. Matt'in kriz nöbetleri aslında, sevgisinin ve mutlu anlarının göstergesi. Bu durumun ortaya çıkmasının ardından, çocukları birbiri ile rekabet etmeye başlamış. Birbirlerine, "Seninle konuşurken krize girdi mi? Benimle telefondayken girdi!" diye sormaya başlamışlar. Matt, dört yıldır mutlu olduğu için cezalandırılıyor. Ama alışmış. Alıştığı yol ne yazık ki üzücü. Duygusallığını kontrol edebilmek için, bir robot gibi düşünmeye başlamış. Kendini mutlu eden, zevk veren şeylere duygusal bir mesafe koymak zorunda. Buna rağmen, yani duygularını eğitmeye çalışsa da hala krize giriyor. Matt'in her kriz nöbeti mutluluktan kaçamadığının ispatı... Bu sebeple size Matt'in hikâyesini anlattım. Hayat ne kadar zor olursa olsun, mutluluktan kaçmak imkansız, bizi bir yerlerde mutlaka yakalıyor.