Bursa'nın marka değerlerini mercek altına alan Bursa Ticaret Sanayi Odası (BTSO), İskender kebap gibi patentli isimleri koruma altına aldı. BTSO tarafından Türkiye'de ki 81 ilin Ticaret Odaları ile Esnaf Odalarına gönderilen yazıda firmaların marka tescilinden doğan haklarının marka sahiplerine ait olduğ,u firma marka isimlerinin ve türevlerinin kullanılmaması gerektiği bildirildi. Bursa'nın bir buçuk asırlık lezzeti İskender kebabının üçüncü kuşak sahibi Yavuz İskenderoğlu'nun kendi firmasına ait tescilli isimlerinin Türkiye'nin bir çok ilinde izinsiz olarak kullanıldığını ve bu sebeple mağdur olduğunu anlatan dilekçenin ardından harekete geçen BTSO, Türkiye'de ki 81 ilinde Ticaret Sanayi Odaları ile Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu'na yazı gönderip konuyla ilgili uyarıda bulundu. BTSO'nun gönderdiği yazıda "İskender Döneri'nin türevleri olan 'İskender', 'İskender Kebabı', "Hakiki İskender Kebabı', 'Bursa İskender Kebabı', 'İskender Kebapçısı', 'Kebapçı İskender', 'Bursa Kebapçı İskender', 'Bursa İskender Kebapçısı' isimli markaların, 26.12.1996 tarihinde Türk Patent Enstitüsü'nce tescil edilmiş olduğu ve marka sahiplerinin izinleri alınmaksızın Türkiye genelinde haksız olarak kullanılmasının marka ihlaline sebep olacağı belirtilmiştir. Marka tescillerinden doğan hakların kapsamı, Türk Patent Enstitüsü'nün 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'de düzenlenmiş olup marka tescillerinden doğan haklar, münhasıran marka sahiplerine ait olmaktadır. Bu üyeleriniz esnaf ve sanatkarlarınızın, imal ettikleri ürünlerde 'İskender Döneri'nin türevleri olan, belirtilen tescilli markaların ismini kullanmamaları, idari yaptırımlarla karşı karşıya kalmamaları için bu konuya dikkat etmeleri gerekmektedir." denildi.
LEZZETİN ASIRLIK ÖYKÜSÜ
Tüm
dünyaya yayılan lezzetin temelleri 148 yıl önce Osmangazi'de Mehmet oğlu İskender Efendi'nin Kayhan'daki 20 metrekarelik dükkanında atıldı. O günlerde kuzu bir bütün olarak ve yere paralel biçimde pişiriliyordu. Ancak İskender Efendi kuzu etinin farklı bölümlerinin kendine has lezzetlerinin müşterilerine eşit oranda dağılmasını sağlamak için çözüm aramaya başladı. Bu düşünceden yola çıkarak, et pişirme ustası bir aileden gelen İskender Efendi, bulduğu yeni bir yöntemle bir ürün elde etti. Kuzu etini sinir ve kemiklerinden ayırıp, dikey çubuğa kat kat yerleştirir ve tasarladığı dik bir ocağın önünde döndürerek odun kömürüyle pişirdi. O zamanlarda "İskender Efendinin Dönen Kebabı" olan, bugünkü adı ile "Döner Kebap" olarak Türk ve dünya mutfak kültürüne eşsiz bir damak keyfi katarak asırlar boyunca Türkiye'nin adı ile anılmaya başladı.