Limuzinle Ortaköy Muallim Naci Caddesi ile Portakal Yokuşu arasında kalan bir malikaneye gittik. Yol boyunca hiç konuşmadık. Malikanenin bahçe duvarına gömülü akvaryumun yanındaki levhada "Dikkat! Köpekbalığı var!" yazılıydı. (...) Atom Bombacıyan'ın ayak seslerini işitince kapıya döndüm: 3-2-1... Elinde viski bardağıyla, ropdöşambırlı bir adam. Kır saçları geriye taranmış. Bir çift nemli mağarayı andıran göz çukurları, kızıl bir balçıkla sıvanmış sanki. Evlat acısı, yüzünde dikenli bir kırbaç gibi iz bırakmış... Böyle biriyle karşılaştığınızda, biraz olsun mutlu görünmeye cesaret edemezsiniz. "Adın ne genç adam?" "Hayati." Viski bardağını tutan elinden işaretparmağını kaldırarak koltuklardan birini gösterdi. Değneklere yaslanarak geçip oturdum. Alçıdaki bacağımı, çeşitli çap ve markalarda Havana puroları dizili sehpanın altına uzattım. Bay Bombacıyan da çaprazımdaki koltuğa kuruldu: "Geçmiş olsun." "Teşekkür ederim." "Niko'nun arkadaşısın demek."
Arkadaşıydım. Biliyorsunuz, Niko artık aramızda değil. O öldü. Fakat madem öyle düşünmek istiyorsunuz... "Evet." "Kaç yaşındasın?" "Yirmiiki." "Ne iş yapıyorsun?"
En son, haşere ilaçlama servisinde çalışıyordum. Laf aramızda, kökü derinlerde yatan bir amaçsızlık içindeyim. Sürtmekle pineklemek arasında sallanıyorum... "Şimdilik boştayım." "Otelin penceresinden düşerken Niko'nun elini yakalamışsın?" "Doğru." "Sonra da birlikte aşağı uçmuşsunuz?" "Evet..." "Sana bir şey söyledi mi?" "Ne gibi?" "Bizim ne iş yaptığımızdan bahsetti mi?"
Cinayet, adam kaçırma, uyuşturucu ticareti, tehdit, şantaj, işkence gibi işlerinizden mi? Yo..."Hayır, hiç bahsetmedi." "Evin nerede?" "Şişli'de."
Şimdilik. "Ailen hayatta mı?" "Annem yıllar önce vefat etti."
Aslında annem ölüm döşeğindeyken, bana gerçek annem olmadığını söylemişti fakat ne fark eder? "Diğerleri?" "Kardeşim yok. Babam ve üvey annemle de pek görüşemiyoruz."
Gerçi babam da üveydi... Her neyse. Atom Bombacıyan viskisinden bir yudum aldı: "Sana bir teklifim var, Hayati. Soyadın neydi?"
Hâlâ aynı: "Tehlike." "Beni iyi dinle Hayati Tehlike. Ben bir işadamıyım. İş dünyası biraz karmaşıktır. Bazen sert oynamak gerekir. Risklerle, şiddetle, korkularla doludur. Güçlü ve ısrarcıysan bu dünyada ayakta kalabilirsin. Para konuşur. Bazen de silahlar, yumruklar konuşur. Gerisi yalandır. Anlatabiliyor muyum?"