Dikmen, Ankara'da pavyonda çalan, her alanda kendini aşmaya çalışan, fakat bunun için de yeterli altyapısı olmayan bir türkücüdür. Dikmen'in hikayesi bir menajer tarafından ünlü olacağına inandırılıp, varını yoğunu satıp, elinde sazıyla İstanbul'a gelmesiyle başlar. Ne yazık ki kısa bir süre sonra anlayacağı üzere dolandırılmıştır. Önce karşılaştığı Diyarbakırlı asker arkadaşı taksici Zirek imdadına yetişir, sonra da entellektüel hala oğlu Latif.
Nenelerinden miras kalan evde yaşamını süren Latif'in, başta piyano öğretmeni eşi Tilbe ve onun emekli konsolos yardımcısı annesi tarafından, bu davetsiz misafir hiç hoş karşılanmayacaktır. Defalarca kez evden kaçırıp göndermek isteseler de, Dikmen her olumsuzluğa uyum sağlayacak, Tilbe'nin yükseltmeye çalıştığı statüsü ve aileden gelen aristokrasisinin karşısında kırsallığıyla hep büyük sıkıntı yaratacaktır. Latif ise çoğu kez karısıyla Dikmen arasında kalacak ve durumu idare edecektir. Çünkü Dikmen'in bu evde miras hakkı vardır ve parasını kurtarana kadar gidecek de başka hiçbir yeri yoktur.