ÇAYLAR, SOHBETLER ÇOK KEYİFLİ
Tuğrul Selçuk'un karşı komşusu Heykeltraş Cemil Güç, 15 yıldır heykel yapıyor ve sanayi sitesine dört yıl önce yerleşmiş. Daha önce altı yıl da sanayi mahallesinde çalışmış. "Buranın verileri bana daha uygun olduğu için burayı tercih ettim," diyor ve ekliyor: "Ben mermer çalışıyorum, bu da çok tozlu bir iş. Başka bir yerde bu rahatlığı bulamam. Heykelle yaşayıp, heykelle ömrümü sürdürüyorum. Ben gece kalmıyorum, sadece atölye olarak kullanıyorum. Bizim sokakta yedi tane atölye var. Sürekli çaylar, sohbetler, yapılan işlerin paylaşımı, eleştiriler gibi şeyler oluyor. Diğer esnafla iyi bir diyaloğumuz var. Bir oto boyacısı gelip bizim bir heykelimizi boyayabiliyor. Metal çalıştığımızda bir kaportacı gelip yardımcı oluyor."
TAMİRCİLERİN HAYATINA RENK KATIYORUZ
Aynı sokaktaki bir başka atölyede iki ortak Arda Tunçman ve Serkan Ağırgöl, filmlerde kullanılmak üzere özel efekt, dekor ve model ağırlıklı işler yapıyorlar. Onlar da 10 yıldır sanayi sitesindeler. Arda Tunçman sadece sanat üretmek için değil, yaşamak için de sanayide yer bakanların çoğaldığı görüşünde. Ortağı Serkan Ağırgöl de sanayiye ilginin arttığını düşünüyor: "Sosyal varlıklarız ya, hepimiz birbirimize haber veriyoruz. Sanayi esnafının bize yaklaşımı iyi. Alıştıkları lügat değişiyor. Çok küfürbazlar aslında ama bizimle konuşurken daha dikkatliler. Düşünsenize adam hayatı boyunca otomobil boyamış bir anda heykel boyuyor. Boyadıktan sonra da fotoğraf çektiriyorlar."
SANAYİDE KADIN OLMAK ZOR
Oto sanayine en son gelen sanatçılardan biri heykeltraş Nesrin Özcan, bir yıldır burada olduğunu söylüyor: "Daha önce başka yerlerde atölyem vardı. Ama burası heykel çalışması için çok uygun bir alan. Gürültü derdi yok, komşuyu rahatsız ettim derdi yok. Daha önce zaman sıkıntısı yaşıyordum. Okuldan dönüyordum ödevlerim var yapmam gereken ama belli bir saatten sonra ses çıkaramıyorsunuz. Burada sabaha kadar vurdulu kırdılı çalışıyoruz." Bir arkadaşına yardım etmek için sanayiye geldiğinde çok beğenmiş ve 'neden olmasın,' demiş. Sonra bir arkadaşıyla birlikte tutmuşlar sanayideki bir dükkanı. Sonra da burada yaşamaya karar vermişler. "Sanayide kadın olmak kolay değil" diyen Nesrin Özcan giydiklerine bile dikkat ettiklerini belirtiyor: "Tulum giyiyoruz genelde. Elbise giydiğinizde mutlaka laf yiyorsunuz. Biz burada yaşamak durumundayız. Çünkü bu işte mesai saati diye bir şey söz konusu değil. Bazen 30-35 saat hiç uyumadan çalıştığımız oluyor. Kalmak daha avantajlı. Polis dolaşıyor. Köpeğimiz Küba da var zaten. O da en ufak bir şeyde havlamaya başlıyor. Tek başıma olsaydım cesaret edemezdim herhalde. Arkadaşım da burada yaşıyor."