Şarkıcı Özgün, iki yıl önce 15 Temmuz gecesi Moda Deniz Kulübü'nde sahnedeydi. Korgeneral İlhan Şanver'in kızının düğününde sahneye çıkan Özgün, hava kuvvetleri komutanı, havacı generaller ve üst düzey komutanların derdest edildiği düğünde tüm geceyi kuliste geçirdi. Yaşananların sürekli aklına geldiğini belirten şarkıcı, "O geceyi milletçe unutmamalı, yaşadıklarımızdan ders çıkartmalıyız. Bir olduğumuz, birlikte olduğumuz o ruhu hep hissetmeliyiz" diyor...
- Üzerinden iki yıl geçti ama yaşananlar hâlâ dün gibi aklımızda. Siz şu anda, 15 Temmuz denilince neler hissediyorsunuz?
- Ürküyor insan. Gün geçtikçe daha da iyi anlıyorum, adeta kıl payı bu vahim olaydan sağ salim kurtulduk. Şimdi ise 15 Temmuz denildikçe sürekli dua ediyorum; Allah bir daha göstermesin, tekrar aynı şeyler yaşatmasın diye.
- O gece sahnedeydiniz. Bütün geceyi kuliste geçirdiniz. Dışarı çıkma imkanınız olsaydı siz de sokaklara çıkar mıydınız? - Kesinlikle çıkardık. Yaşananlara kayıtsız kalamazdık diye düşünüyorum. Sadece oğlum Ediz çok minikti. Annemlerin yanındaydı. Aynı gece eşim Nida'yla evlilik yıl dönümümüz olduğu için o da beni dinlemeye gelmişti. O gece tabii bu olaylar başımızdan geçerken, aklımıza ilk gelen şüphesiz Ediz'di.
SİLAH SESLERİ
- Kuliste silah seslerini duyduğunuzda hayatınızdan endişe ettiniz mi?
- Dediğim gibi Ediz uzaktaydı.
Ondan başka bir şey düşünmüyorduk.
O sırada kendi hayatını
pek düşünmüyor insan. Anne-baba
olanlar daha iyi anlar beni.
- Tam olay gerçekleşirken sahnede hangi şarkıyı söylüyordunuz? O günden sonra sahnede o şarkıyı okurken duygusal anlar yaşıyor musunuz?
- Ortamda bir soğukluk hissettim
ama herhalde
kız-erkek tarafı bir
sıkıntı yaşıyor
diye
düşündüm. Ne söylediğimi hatırlamıyorum
ama ortam neşelensin
diye hareketli bir şeyler söylemeye
çalışıyordum yanılmıyorsam.
- O gece yaşadıklarınız gündelik hayatınızda aklınıza geliyor mu?
- Gelmez mi, geliyor
tabii ki...
- Oğlunuza bundan yıllar sonra başınızdan geçen bu olayı nasıl anlatacaksınız?
- Olduğu gibi
her ayrıntısıyla
anlatırım. Hayatını
kaybeden,
yaralanan
pek çok
insan oldu.
Çok fazla
kahramanlık hikayesi var. Onların yaşadıklarını, hikayelerini anlatırım.
- Korgeneralin kızının düğününde bir sürü komutanın olduğu yerde sahneye çıtınız. Hepsi oradayken bir girişim yapıldı. Böyle bir ortamda bu olayı yaşamak sizi daha da şoke etti mi?
- Ben olayı asıl ertesi gün anladım. Düğünün ciddiyetini, asıl olayları da ertesi gün gazeteden okudum. Olayı anlamaya çalışıyor, anlayamıyordum. Bir sürü komutan var ve 'Darbe oluyor' diyorlar. Komutanlar düğünde derdest ediliyor. Ordu darbe yapıyorsa komutanların düğünde ne işi var diye düşünüyor, anlamaya çalışıyordum. Başta hiç inanmadım. Yine sosyal medyada abartılıyor, birileri uyduruyor dedim. Durumun ne kadar vahim olduğunu sonradan öğrendim. Aslında hepimiz öyle olmadık mı? Hiç duymadığımız, bilmediğimiz, tahmin bile edemeyeceğimiz, belki de sadece filmlerde gördüğümüz şeyler gördük ve duyduk.
- O gece telefonlar çekmiyordu. Eşiniz de yanınızdaydı ama o anda yanınızda olmayan ama aramak istediğiniz ilk kişi kimdi?
- Annem, babam ve Ediz beraberlerdi. Orada ne kadar kalırız, bulunduğumuz yerden çıkar mıyız, çıkamaz mıyız bunları hiç kestiremiyorduk. Ediz'i nasıl görürüz, hep bunu düşündük.
TANKLAR GERÇEKLE YÜZLEŞTİRDİ
- Olayın aslını ilk ne zaman anladınız?
- Olayın aslını anlamak günler,
haftalar sürdü. Ama asıl
durumun ciddiyetini sabaha
karşı haberleri izleyince
anladık. Meclisin
bombalandığını öğrenip
tankları görünce
gerçekle yüzleştik.
- Bir daha aynı mekana gidip konser verdiğinizde ne düşündünüz?
- Orada tekrar konser
verdik, hatta aynı
kuliste oturduk. Hâlâ
yaşananlara inanamıyorum,
her şey film gibi
geliyor.
- Yaşadığınız olayın şokunu atlattınız mı?
- Bu öyle kolay atlatılacak bir olay değil.
Aksine atlatmamak lazım. Milletçe hep
hatırlayıp hissetmemiz ve dersler çıkarmamız
lazım. Bir olmak, birlikte olmak... O
ruhu hissetmekten başka çare yok.