Giriş Tarihi: 24.01.2010

En sempatik seri katil

En sempatik seri katil

Dexter dizisinin sempatik seri katili Michael C. Hall, sır saklayan karakterleri canlandırmaya hayli alışık. Geçtiğimiz hafta bu dizideki performansıyla Altın Küre'de Erkek Oyuncu Ödülü'nü alan Hall, hastalığını da uzun süre saklamış

Dünya, New York Times yazarlarının Altın Küre Ödülleri töreninde kırdığı potları konuşuyor. Kadınların vücutlarına gıptayla baktığı Jennifer Aniston, Kate Hudson ve Courteney Cox'u şişman ilan ettikleri yetmezmiş gibi, Mad Men dizisinin oyuncularından Christina Hendricks'i de 'iri' olarak tanımladılar. "Büyük kadınlara büyük elbiseler giydiremezsiniz" yorumunu yaptıkları fotoğrafın deforme olduğu, oyuncuyu olduğundan hayli şişman gösterdiği ortaya çıkınca da geri adım attılar. Ama en büyük ayıp, kuşkusuz Michael C. Hall'un ödülünü almak üzere sahneye çıktığı anda Twitter'a yazılanlardı. Gazetenin moda blogu The Moment, Dexter dizisindeki rolüyle En İyi Erkek Oyuncu ödülünü almak üzere sahneye çıkan Hall'un başındaki bereyi gördüğü anda şu mesajı geçti: "Michael C. Hall yeni filminde Bob Marley'i mi canlandırıyor? Niye şapka taktığını da, altında ne sakladığını da anlamadım!" Oysa ünlü oyuncunun Hodgkins hastalığına yakalandığı birkaç gün önce gazetelere çıkmıştı. Anında saldırıya geçen takipçilerini, "Kanser olduğundan haberim yoktu. Çok üzüldüm" mesajı da kesmedi. Sonuçta Hall'un hastalığını New York Times yazarı bilmeyecekti de kim bilecekti?
DAVID'İN SIRLARI
Aslında Hall, hastalığını uzun zamandır kamuoyundan saklıyordu. Öyle ki, Dexter dizisindeki rol arkadaşları bile hiçbir şeyden şüphelenmemişti. Bir tek kızkardeşini canlandıran, gerçek hayattaki karısı Jennifer Carpenter durumdan haberdardı. Endişelenecek bir şey yoktu, Hall'un sağlık durumu iyiydi. Hodgkins hastalığı büyük oranda tedavi edilebilen bir kanser türüydü. Zaten erken fark edilmiş, Hall tedaviden cevap almaya bile başlamıştı. Hayranları bütün bu olup biteni öğrenirken, Hall'un ketumluğuyla Altın Küre aldığı karakter arasında paralellik kurmaktan kendilerini alamadılar. Gündüzleri Miami Polis Departmanı'nda kan analisti olarak çalışan, geceleri ise seri katile dönüşen Dexter gibi, Hall'un da 'sırları' vardı demek ki. Dexter aslında 2006'dan beri yayınlanan bir dizi. Eylül ayında, beşinci sezonu başlayacak. İnsanları diziye bağımlı hale getiren en önemli etkenlerden biri, Dexter'ın iki ayrı uç (polislik ve seri katillik) arasında denge kurma çabaları, zamanla 'avcısı' haline dönüşecek kızkardeşiyle ilişkisi, kimlik buhranları, işine olan 'bağlılığı', zeki esprileri ve tabii ki bitmek bilmeyen gerilim. Hall'a Altın Küre getirmesinin en önemli nedeni ise, bir seri katili izleyicilere sevdirebilmesi; kendi deyimiyle 'bütün insan ilişkileri sahte' olan birini bile insani gösterebilmesi. Hall'u geniş çevrelere tanıtan Dexter olsa da, sıkı dizi takipçileri oyuncuyu gelmiş geçmiş en iyi TV yapımlarından biri olarak gösterilen Six Feet Under'dan hatırlayacaktır. Hall, bir cenaze evi işleten Fisher ailesinin ortanca çocuğu David rolüyle de Emmy'ye aday gösterilmişti. İlginçtir ki, David de Dexter gibi, Hall'un kendisi gibi sırları olan bir karakterdi. David'in sırrı ise homoseksüelliği ve siyah sevgilisiydi.
HODGKİN LENFOMA: TEDAVİ EDİLEBİLEN BİR KANSER TÜRÜ
Michael C. Hall'un hastalığına Hodgkin lenfoma veya olan Hodgkin hastalığı deniyor. Bir tür lenfoma yani lenf kanseri olan Hodgkin hastalığı, tedaviye yanıt veren bir lenf bezi çoğalması olarak tarif ediliyor. Nedeni kesin olarak bilinememekle beraber, her yaş grubunda ve ağırlıklı olarak da genç erkeklerde (15- 34 yaş arası) görülüyor. Lenfomaların az bir bölümünü oluşturan Hodgkin hastalıklarının büyük çoğunluğu, uygun tedaviyle (kemoterapi veya radyoterapi) iyileşebiliyor. Hall'un da şu anda iyileşme evresinde olduğu söyleniyor zaten.
DAHA ÖNCE DE EMMY'YE ADAY GÖSTERİLMİŞTİ
1 Şubat 1971 doğumlu Michael C. Hall, babasını 11 yaşındayken prostat kanserinden kaybetmiş. Annesi ise Kuzey Carolina'daki bir lisede danışman öğretmen olarak çalışıyor. Oyunculukla okul yılları boyunca amatör olarak ilgilenen Hall, Earlham Koleji'nin akabinde okuduğu New York Üniversitesi'nde de önemli oyunlarda rol almış. Ve avukat olacağını tahmin ederken kendini tiyatro oyuncusu olarak bulmuş. Hall için mesleki dönüm noktası ise, ünlü yönetmen Sam Mendes'in yönettiği Broadway müzikali Cabaret'de rol alması olmuş. Mendes, senaryosunu American Beauty olarak filmleştirdiği Alan Ball'a, Six Feet Under dizisi için önermiş Hall'u. Çok farklı karakterleri canlandırabilme yeteneği de, oyuncuyu bugünlere getirmiş.