KURBANLIK ALMAK İSTEYENLER İÇİN TÜYOLAR
* Kurbanlığın aşılarının tam olmasına, veteriner kontrolünden geçmiş olmasına, küpesine dikkat edin. İşinizi şansa bırakmayın; belgeleri kontrol edin.
* Kurban pazarına girer girmez karşınıza çıkan ilk stanttan almak yerine pazarı şöyle bir dolaşıp fikir edinin.
* Pazarlık yapmadan kurbanlık almayın. Kurbanlık pazarlığı neredeyse bir ritüel haline gelmiş. Satıcı size bir fiyat söylüyor ve kendisiyle pazarlık yapmanızı bekliyor.
* Kurban satış merkezlerinde ve yakınlarında kesim yerleri de var. 40 TL civarında ek bir ücret ödeyerek kurbanınızı kesilmiş ve paketlenmiş halde almanız mümkün.
4 Bazı büyük alışveriş merkezleri de kurbanlık işine girmiş. Üstelik kredi kartına taksit de yapıyorlar.
PAZARLARDA BEKLEYİŞ SÜRÜYOR
Pazar SABAH olarak İstanbul'un çeşitli semtlerinde kurulmuş kurbanlık satış merkezlerini dolaştık. Türkiye'nin hemen her kentinden gelen satıcılarla görüştük. Karşımıza şöyle bir manzara çıktı:
Kurbanlıkları getirmek ve stant kiralamak ciddi bir maliyet. Ankara'nın doğusundan gelen ve 20 büyükbaş hayvanı taşıyan bir nakliye kamyonunun maliyeti 5 bin TL civarında. 20 büyükbaş hayvanın koyulduğu bir standın ortalama kirası 4 bin TL civarında. Yem ve bakım masrafları da hesaba katıldığında İstanbul'a gelmenin maliyeti 10 bin TL'yi aşıyor.
Geçen yıl Somali ve Van depremleri nedeniyle İstanbul'da satışlar iyi olmamış. İnsanların çoğu kurbanlarını bu bölgelere göndermiş. Bu yıl aynı büyüklükte bir afet olmadığı için satıcılar daha umutlu.
İki yıldır Anadolu'dan gelen kurbanlıkların Avrupa yakasına geçmesine izin verilmiyor. Satıcılar bu durumdan pek de hoşnut değil. Avrupa yakasında daha az kurbanlık olduğunu, fiyatların yükseldiğini, buna karşılık Anadolu yakasındaki yığılma nedeniyle fiyatların düştüğünü ve mağdur olduklarını iddia ediyorlar.
Farklı şehirlerden gelen satıcılar kurban satış ve kesim merkezinde yatıp kalkıyor; adeta orada yaşıyorlar. Stantları kiraya veren belediyeler temizlik ve düzen sağlayacak altyapı çalışmaları da yapmış. Ama bu çalışmalar yeterli görünmüyor. Bazı merkezlerdeki kurbanlık satıcıları tuvaletlerin bakımsız olmasından ve duş alma imkanlarının olmamasından yakınıyor.
Satıcıların yakındığı bir diğer konu da pazarların reklamının yeterince yapılmaması. Arayan kişilerin kendilerini bulamadığını söylüyor ve şehrin ilgili yerlerine yönlendirici tabelalar koyulmasını talep ediyorlar.
VETERİNER KONTROLÜ ŞART
10 yıl öncesine kadar Anadolu'dan İstanbul'a kurbanlık getiren satıcılar, şehrin boş buldukları her hangi bir yerine pazar kurabiliyorlardı. Yapılan düzenlemelerle artık sadece belediyelerin tahsis ettiği alanlarda kurban satışı yapılabiliyor.
İstanbul'da Kurban Bayramı nedeniyle 50'den fazla noktada Kurban pazarları kuruldu. Bunlardan bazıları devasa büyüklüğe sahip çadır kentlere benziyor. Bu pazarlar çeşitli büyüklükteki standlara ayrılmış ve talep edenlere kiralanıyor.
10 Ekim 2012 tarihinden itibaren kurbanlıkların İstanbul'a girişine izin verilmiş. Şu ana kadar bu pazarlara 50 binin üzerinde kurbanlık giriş yaptı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından İstanbul genelinde 450 kesim noktası oluşturuldu. Bu noktalarda eğitimden geçirilmiş sertifikalı kasaplar görev yapacak.
Hasta hayvanların satılmaması için bazı tedbirler alınmış. İstanbul'a getirilen hayvanlara pasaport veriliyor ve küpe takılıyor.
Kurbanlıklar yola çıkmadan önce veteriner kontrolünden geçirilip sağlık raporu düzenleniyor. Kurbanlıklar kulaklarına küpe takılarak veri tabanına kaydediliyor. Kurbanlık alacakların kulaktaki küpeleri mutlaka kontrol etmesi gerekiyor.
METROPOLDE KURBAN İŞİ ZOR!
"Son birkaç haftaya kadar kadar temiz havası, yeşili, şehrin içinde hayal bile edemeyeceğim imkanları sunduğu için Çekmeköy'de yaşamaktan keyif alıyordum. Artık almıyorum, çünkü yeşile doymak için evimin camını açamıyorum, bahçede oturamıyorum, nefes bile alamıyorum. Bunun nedeni, evimin yakınında dev bir hayvan pazarı kurulmuş olması. Binlerce büyükbaş hayvanın pisliğinin ortasında yaşıyor gibi hissediyorum. Bu sadece benim değil, benim gibi o civarda yaşayan binlerce insanın ortak sorunu. Biz site hayatını tercih edenler, bu koku nedeniyle isyandayız. Bana komşu olan herkes aynı şikayeti paylaşıyor. En son işi imza toplamaya kadar götürdüm. Çünkü bundan 10 yıl öncesine kadar belki ineklerin otlatıldığı arsalarda hayvan pazarı kurmak mantıklı olabilirdi ama artık o otlaklar, residance, çağdaş yaşam alanı, lüks site diye insanlara açıldı. Ve insanlar bu vaadlere kanıp oralarda yaşamaya başladı. Binlerce insanın yaşam alanının ortasına bu hayvan pazarını kurmanın, artık Nişantaşı'nın göbeğine kurmaktan bir farkı yok. Ben, bana ve çevremdekilere bunu yaşatan belediyeleri biraz daha sağduyulu davranmaya davet ediyorum. Hadi bu yıl idare edelim ama seneye hayvan pazarı evimin karşısına kurulursa, eylem yapacağım."
KURBANIN DİNİ BOYUTU
Neticede Kurban Bayramı'nın ve kurban kesmenin çıkış noktası İslam dini. Kurbanla ilgili bir dosya hazırlayıp işin dini tarafına değinmemek olmazdı. Kurbanın felsefi, sosyal ve teknik boyutlarını konunun uzmanlarına sorduk.
Tasavvuf Profesörü Dr. Mahmud Erol Kılıç:
'NEFS İSMAİLİ'Nİ KURBAN ETMEK ÖNEMLİ
"Dini günler ve geceler, bir dinin mensupları için Allah'ın özel olarak belirlemiş olduğu vakitlerdir. Her dinin kendine ait dini günleri geceleri ve bayramları bulunmaktadır. Bunlara 'dinin işaretleri' denilir. Farklı dinlerin ritüellerinde farklılıklar vardır ki, o dinin peygamberinin açmış olduğu özel enerji kanalı saf bir şekilde kendi yolunu koruyabilsin. İslam'da bunlardan iki tanesi Ramazan ve Kurban bayramlarıdır. Kurban bayramı hac ibadetiyle alakalıdır. İbadetin akabinde nasıl hacılar Arafat'tan inip Müzdelife'ye girip kurbanlarını kesiyorlarsa yeryüzündeki bütün Müslümanlar da aynı günde, aynı saatte kurbanlarını kesmek suretiyle göğe doğru yükselen manevi bir kanal açmış oluyorlar.
BÜTÜN İLAHİ DİNLERDE VAR
Kurban hadisesi Adem'den günümüze gelinceye kadar bütün dinlerde yapılan ibadettir. İslam dinindeki özelliği kurban edilecek hayvana aslında bir mana yüklemesindedir. Hz. İsmail'in kurban edilmesine bedel olarak yani yeryüzündeki insan kanına bedel olarak bir hayvana yüklenen bu mana ile aslında yeryüzündeki insan kanının akıtılmasının önüne geçilmiştir. Aslında kurban edilen nefstir, Hz. İsmail nefsini kurban ederek o kadar güzel bir teslimiyet gösterdi ki hiç gözünü kırpmadan teslim oldu. O teslimiyetin bir sembolü olarak Hazreti İbrahim'e bir koç verildi. O koç ondaki bütün o hasletleri üstlendi. Bizim tasavvuf kültürümüzde de 'nefs İsmaili'ni kurban etmek, koçunu kurban etmek gibi şiirlerde ve remizlerle bazı sembollerle açıklanmıştır. Nefs sembolizmini kurban etmek çok önemlidir, ama zahiri anlamda da yeryüzünde fiziki olarak kurbanlık hayvanı da kurban etmek gerekiyor. Batıni ve zahiri manaların birbirine mutabık olması gerekiyor.
SOSYAL AÇIDAN DA ÖNEMLİ
Manevi izahlarının esas olmasıyla birlikte ikincil olarak sosyal yönlerini unutmamız gerekiyor. Bayramlar, ne kadar kırgın ve kavgalı bir durumda olunursa olunsun özel imkânlar sunmaktadır. Büyükler, devreye girerek dargınları, küskünleri barıştırır. Bayramlarda büyükler ziyaret edilir, küçüklere hediyeler verilir. Bu yönüyle çok güzel bir toplumsal dayanışma ortamı sağlar. Bu sadece Müslümanlarla da ilgili değildir. Gayrimüslim komşuları da ziyaret edersiniz. Bunlar, bayramlara mahsus çok güzel hasletlerdir. Bayramlar, hem manevi fikir anlamı açısından hem de bütünüyle düşünüldüğünde çok önemli bir ritüeldir."
İlahiyat Doçenti Dr. Ahmet Özel:
KURBANLIKLARA EZİYET ETMEYİN
"Bir kişinin kurban kesmesi için Müslüman olması, akıllı ve ergen olması, zengin olması, dinen geçerli sayılacak şekilde bir yolculukta bulunmaması gerekir."
"Koyun, keçi, sığır, manda ve deve türünden bir evcil hayvan kesilebilir; tavuk, kaz, ördek, deve kuşu, geyik gibi hayvanlar kesilemez."
"Koyun ve keçi cinsi hayvanlar bir yaşını, sığır ve manda iki yaşını, deve beş yaşını doldurmadıkça kesilemez. Koyun altı ayı tamamladıktan sonra, bir yaşındaki hayvan gibi semiz ve gösterişli olursa kesilebilir."
"Küçükbaş hayvanı ancak bir kişi kesebilir; büyükbaş hayvana yedi kişiye kadar ortak olunabilir. Bu ortakların hepsi kurbana niyet etmelidir; biri bile sadece et almak gibi farklı bir niyet taşırsa ortakların hiçbirinin kurbanı geçerli olmaz."
"Kurban olarak kesilecek hayvanda gözle görülür bir kusur bulunmamalı, sağlıklı, organları tamam ve besili olmalıdır. Kötürüm sayılacak derecede hasta, zayıf ve bitkin, bazı organları eksik hayvan kurban edilemez. Fakat hayvanın doğuştan boynuzsuz veya boynuzu biraz kırık, şaşı, topal, biraz hasta, kulağı delik veya yırtık olması bir mahzur teşkil etmez."
"Kurban, bayramın ilk üç gününde kesilmelidir. İlk gün bayram namazı kılındıktan sonra başlayıp, son gün akşam namazı vakti girinceye kadar kesilebilir. Şâfiî mezhebinde dördüncü gün de kesilebilir."
"Kurban eti üç kısma bölünür. Üçte biri ev için ayrılır; üçte biri komşu ve akrabalara, kalan üçte biri de yoksullara dağıtılır. Ancak bu zorunlu olmayıp kalabalık haneler etin çoğunu kendilerine ayırabilir. İhtiyaç yoksa tamamı yoksullara dağıtılabilir."
"Kurban kesmek yerine para yardımı yapılamaz."
"Kurbanlıklara eziyet etmek günahtır."
KOLUNU BACAĞINI KESMEK İSTEMEYEN BİZE GELSİN
Erol Özgür (solda) çekirdekten yetişme bir kasap. İşi bilmeyenler tarafından kurban kesilmesinin tehlikelerine değiniyor: "Adamlar yol kenarında, bahçede, tarlada kurban kesiyorlar. Bu yanlış. Artıklarını oraya bırakıp gidiyorlar. İki gün sonra da kokmaya başlıyor. Mikrop yayılıyor. Bu sefer de vatandaşlar şikayet ediyor. Kurban kapalı yerde kesilmeli. Suyun olacak, çöpün olacak. Bir hayvanı keserken diğer hayvanın bunu görmemesi lazım. Kasaplığı bu işi bilenlerin yapması lazım. Kurban kestiren kişi kasaba vekalet vermeli, bunu bile bilmeyenler var. İşin ehli olmayanlar hayvanlara işkence yapıyor. Bıçağın keskin olacak, işi de bileceksin. Madem ki yapıyorsun, hayvana acı çektirmeden bu işi yapman lazım. Artık kasapların çoğu sertifikalı. Bizim bir kurbanla uğraşmamız 10 dakikadan az sürüyor. Bilmeyen insanlar yaptıklarında saatlerce hayvancağızla boğuşuyorlar. Bu da yetmezmiş gibi kendi kollarını bacaklarını kesiyorlar. Hayvanları ellerinden kaçırıyorlar, yollarda hoş olmayan görüntüler oluşuyor.
DAMLA KAYAYERLİ