Işınlanmış gıdaların üzerinde bu logonun bulunması şart
Neden ışınlama yapılıyor?
Tüm dünyada 60 ülkede ve 50'nin üzerinde gıda türünde kullanılan ışınlama, gıdaların raf ömrünün uzatılması amacıyla bakteri, küf, böcek ve parazit gibi canlıların yok edilmesi amacıyla kullanılıyor. Bu yönüyle avantajlı gibi görünse de bazı bilim adamları ışınlamanın canlıların DNA'sına zarar verdiği görüşünde. Işınlama ile gıdada, kanserin habercisi olan toksik maddeler ortaya çıkabiliyor. Bu gıdaları sürekli tüketince toksik maddeler vücudumuzda birikebiliyor.
ABD de kullanıyor
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu yaptığı açıklamada şöyle diyor: "Röntgen filmi çektirme, televizyon seyretme veya hava limanlarında güvenlik amacıyla kullanılan iyonlaştırıcı enerjiler canlılara zarar vermiyorsa tekniğine uygun olarak kullanılan ışınlama işlemi de gıdaya zarar vermiyor. Halen 40'tan fazla ülkede 50'den fazla çeşit gıdanın ışınlanmasına izin verilmiş olması bu yöntemin etkin kullanıldığının kuvvetli bir göstergesi. Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin, Brezilya, Kanada, Çin, Hindistan, Endenozya, İsrail, Japonya, Güney Afrika ve Tayland gibi ülkelerde patates, soğan, sarımsak, tavuk, balık, kurbağa bacağı, karides, baklagiller, baharat, kurutulmuş meyveler ve taze meyveler gibi bir çok ürün ışınlanıyor. Ayrıca AB gıda ışınlama direktiflerinde de her ülke kendi yönetmeliğine bağlı kalmak şartı ile ışınlanmış baharat ve kuru meyve ve sebze ticaretine izin verilmektedir."
Buğday Derneği uyarıyor
Günlerce durup bozulmayan süt ürünleri: Endüstri sütü, homojenizasyon (yağın kırılması) ve çok yüksek sıcaklı (UHT) diye iki işlemden geçiriyor. Bu işlemler sütün muhteviyatında değişikliğe neden oluyor, daha doğrusu önceden peşinen bozuyor. Bundan sonrasında ekşime ortadan kalkıyor ve küflenmeye dönüşüyor. Benzer işlem meyve suyundan konserveye kadar pek çok ürüne uygulanmakta.
Küflenmeyen salçalar: Salçalar da ısıl işlemden geçiriliyor, yani kapalı ambalaj 130 dereceye çıkarılarak sıcaklık ve basınç bir arada uygulanıyor. Bunun yarattığı değişiklik sonrasında besleyici unsur ortadan kalktığından içinde küf mantarları da üreyemez hale geliyor.
Kurtlanmayan elmalar: Çoğu meyve, markette raf ömrü uzun olsun diye ya depolarda ilaçlanmakta ya da piyasaya verilmeden önce koruyucu madde, mesela mantar ilacı bitkiye kökten verilmekte. Bu durumda kurt bu ortamda yaşayamaz, elma da çok uzun süre küflenmeden kalabilir.
Gıda teröristleri bizi yavaş yavaş zehirliyor
Prof. Dr. Mustafa TAYAR (Uludağ Üniversitesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı)
"Çevrenin bozulması, insanın yaşaması için gerekli olan ortamın ve buna bağlı olarak doğal floranın, biyolojik çeşitliliğin, neticede insan beslenmesinde hayati fonksiyona sahip olan gıdalarımızın bozulması anlamına geliyor. Bu gerçeklere bir de sabit gelirli halkın alım gücünün düşmesi eklenince 'gıda teröristlerine' gün doğuyor. Fiyatları ucuz olunca alan razı, satan razı misali merdiven altlarında durmadan mal üreterek piyasaya arz ediyorlar. Görünen o ki satın aldığımız gıdaların kalitesi ve güvenliği açısından çok büyük bir risk altındayız. Nerede bir konferans versem, bir konuşma yapsam hep aynı soruyu duyuyorum: 'Biz ne yiyeceğiz?' Tüketici şaşkın, kafası karışık. Sofraya koyduğunuz balın sahte olma olasılığı çok yüksek. Baldan vazgeçip peynirden bir parça aldınız. Peynirin sütten yapılmama olasılığı var. Siyah zeytinin tekstil boyası ile boyandığı söyleniyor. Nasıl yiyeceksiniz? Organik diye gönül rahatlığı ile aldığınız yumurtanın da aslında organik olmadığı kanıtlanınca kahvaltı keyfiniz de kaçmış oluyor. Tüketici şaşkın. Sokak sütü mü içmeliyim, uzun ömürlü süt mü? Gıdalarımız, tarımda kullanılan ilaç, hormon, endüstrileşmenin getirdiği çevre kirliliği yüzünden yüzlerce kimyasal madde ile kuşatılmış durumda. Ayrıca hatalı üretim teknikleri, zararlı mikroorganizmalar gıdalarımızı sürekli tehdit ediyor. Ancak hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmayalım. Çünkü insan organizması zararlı olan maddeleri belirli oranlarda parçalama ve dışarı atma özelliğine sahiptir. Bu nedenle beslenmede güvenli gıda tüketimine önem göstermeliyiz. Kaldı ki birey gıdasını kontrollü ve bilinçli şekilde seçer, sebzesinden, meyvesine; etinden sütüne kadar her şeyi akıllıca, bilerek yer, bunu da hayatının doğal akışı içerisinde kendisi için bir yaşam biçimi haline getirirse, sağlıklı beslenmede en önemli adım atılmış olur."