Arkadaşım İsmail Polat ile sosyal medya diyetini öğrencilere ilk kez iki yıl önce uygulamıştık. Öğrenciler diyeti 'ölüm orucu' veya 'sosyal işkence' diye adlandırmıştı. Bu yıl rejimi üç gün değil, iki gün uyguladık. Sonuçlar günümüzün koşullarını tamamıyla gözler önüne seriyor. Değişmeyen şey zamanın ruhu yani merak ve paylaşma dürtüsü. İsmail Hoca son yıllarda eğitime akıllı telefon ve tabletleri entegre etti. Aslında öğrencilerin dersler için bile daha fazla mobil cihazları kullanmalarını sağladı. Sosyal medya yasağına bu yıl mobil anlık mesajlaşma uygulamaları da eklendi. Yani WhatsApp da yasaklar listesine acımasızca girdi. Öğrencilerin diyete yönelik tepkilerini değerlendirdiğimizde çıkan sonuçlar ise şöyle oldu: Birincisi popüler uygulamalar değişiyor. İki yıl önce Twitter her şeyden önemliydi. Şimdi öğrenciler Twitter kullanmaya devam etseler de en vazgeçilmezler listesinin başına WhatsApp uygulaması yerleşmiş. Ardından gelenler ise Instagram, Snapchat, Vine benzeri uygulamalar. Yani video ve fotoğraf paylaşımı çok popüler. Ayrıca fotoğraflarda özçekim modası da öne çıkıyor.
KISA MESAJ İHTİYAR İŞİ
SMS yani kısa mesajların gençlerin olduğu yerde adı anılmıyor. Genelde SMS aileden ve eski tarz düşünen kurumlardan gelen mesaj olarak algılanıyor. Yani kısa mesajlar ihtiyar işi oldu. Aynı aşağı doğru inen çizgi Facebook için de geçerli. Öğrenciler yasağa gönüllü dahil olunca katılım artıyor. Eğer zorunlu olsa hepsi en az bir kere yasağı delmişti. Yani zamanın ruhunda alışkanlıklara teslim olmamak da var.
Sosyal medyada popüler hareketler şöyle sıralanıyor: Video ve özçekim fotoğraf, WhatsApp, Instagram, Snapchat, Twitter
Modası geçenler: SMS kısa mesajlar, Facebook, bloglar ve haber siteleri