Asrın Rodi Pak, Türkiye'nin en genç yarışlara katılan motor yarışçısı unvanına da sahip. Hep kendinden büyüklerin klasmanında yarışmış o. Şu an 250 cc'lik bir motor kullanıyor. 'Demir atım' dediği motosikletiyle inanılmaz bir bağı da var. Hız ve motosiklet onun için büyük bir tutku. Zaten onun lakabı da Mustang... Yarış esnasında bambaşka biri olduğunu söyleyen Rodi: "Pist dışında çok sakinimdir. Ama pistlerde hırçın bir at gibi oluyorum, hırçınlaşıyorum" diyor ve ekliyor: "Ama yarışlarda sporcu ahlakından asla taviz vermem!" Genç yaşlarda bu kadar çok başarı elde etmesi de yetenek avcılarının ilgisini çekmiş. Redbull'un yetenek avcısı Harry Everst de Rodi için Türkiye'ye gelenlerden. Rodi'nin 17 turunu kronometre ile tuttuktan sonra "Motokrosda 17 turu aynı zamanda turlamak mümkün değil, 10 bin de bir gelecek bir yetenek! Kıymetini bilin!" deyip hayretler için de kaldığını ifade etmiş. Rodi'nin başarısı için 'inanılmazı başaran yarışçı' denmiş hep. Pak ailesi de oğullarının bu yeteneğinden dolayı ona adamış hayatlarını, hep destek olmuş. Yeri gelmiş televizyonlarını, bilgisayarlarını, fotoğraf makinalarını satarak yurtdışındaki yarışlara götürmüşler Rodi'yi, yeri gelmiş kızlarının piyanosunu satarak maddi sıkıntılarını gidermeye çalışmışlar. Gülten Pak: "Evde satabileceğimiz her şeyi sattık. Bunu niçin yapıyoruz!? Keşke bu kadar yetenekli olmasaydı Rodi. Ergenlik yaşında Avrupa Süpermoto Şampiyonluğu getirmiş çocuğumuza "Oğlum artık yapamıyoruz!" demek anne- baba için çok ağır! Biz gücümüz yettiği noktaya kadar yanındayız ama Kenan Sofuoğlu bile sponsor bulduktan sonra önü açıldı" diyor. Eş, dost da Rodi'nin başarısı için hep destek olmuş. Asrın Rodi Pak da bu fedakarlığın bilincinde: "Ailemin ve bana güvenenlerin bu çabasını boşa çıkarmayacağım" diyor hüzünle... Bugüne kadar konsantrasyon, antrenman ve inançla başarıyı yakaladığını söyleyen Rodi eklemeden geçmiyor: "Dünya şampiyonu olmak en büyük hayalim! Başaracağım!" O demir atıyla pistlerde rüzgar gibi esmeye devam ediyor.
RESİM DE YAPIYOR GİTAR DA ÇALIYOR
99 numara ile pistlerde rüzgar gibi esen Pak, babasının da motokrosa başlamasına neden olmuş. Hatta baba-oğul yarışlara da katılmışlar. Mümtaz Pak: "Rodi beni geçince artık onunla yarışmamaya karar verdim" deyip gülüyor. Oğlunun motosiklet sevdası için Ankara'da kaldıkları dönemde Ankara'nın ilk motokros pistini yapmış: "Türkiye Motosiklet Federasyonu'nda çeşitli görevlerde bulundum. Sonra ardı arkası geldi. Şu an da Uşak'ta da bir pist yaptık. Rodi için oraya taşındık. Antremanlarını orada yapıyor Rodi" diyor. Rodi ise hem babasını idol olarak görüyor hem de motosiklet sporcusu Kenan Sofuoğlu'nu kendine örnek alıyor. Öğrencilik ve spor hayatını birlikte sürdüren Rodi derslerinde de çok başarılı. Motosiklet sevdası dışında resim yapmaktan ve gitar çalmaktan hoşlanıyor. Okuldan eve gelir gelmez, günde 5 kilometre koşuyor, 25 kilometre bisiklete biniyor. Hafta sonları ise 8 saat motokros parkurunda antrenman yapıyor.
İLK YARDIMI ANNE YAPTI
7 yaşında 65 cc, 9 yaşında 85 cc ve 11 yaşından beri 250 cc de yarışan ve 2011'de de Türkiye'ye ilk kez junior kategorisinde Avrupa üçüncülüğü getiren Rodi'ye "Hiç kaza geçirdin mi?" diye sorduğumuzda heyecanla 2011'de başından geçen kaza anını anlatıyor: "Yarış anında başımın üzerinden motosiklet geçti. Köprücük kemiğim kırıldı. Annem de tam kazanın olduğu noktada fotoğraf çekiyormuş. "Rodiii!" diye bağırdığını duydum... Yanıma koşarak gelip ilk yardımı o yaptı" diye anlatırken Gülten Pak araya giriyor: "Oğlumun ilk kez kaza geçirdiğini gördüğümde çok kötü oldum. Yanına koştuğumda boyunluğu, kaskı, gözlüğü kırılmıştı. Çok korktum. Onun için ilk yardım sertifikası da almıştım. Hem ona ilk müdahaleyi yaptım hem de diğer arkadaşına yardım ettim" diyor.