Kürklü
mantolar, kabanlar, elbiseler, şapkalar, çantalar, ayakkabılar ve niceleri onun ellerinde şekil buluyor, muhteşem tasarımlara dönüşüyor. Hazırladığı koleksiyonlarını da minyatür butik adını verdiği vitrinlerinde sergiliyor. Ama o bildiğiniz moda tasarımcılarından değil. Çünkü onun kalemi tığı, renkleri ise ipleri. Tasarladığı kıyafetlerin boyutu da minyatür. 2,5 cm ayakkabıyı bile tığıyla var edip, ufacık şapkaları, minicik elbiseleri bambaşka bir hâle büründürüyor. 1940 ve 50'lilerin de kıyafetlerini yapıyor, İngiliz, Fransız modasından da esinleniyor. Kendini minyatür moda tasarımcısı olarak tanımlayan Sevda Çelik, 55 yaşında ve Karadeniz Ereğli'de yaşıyor. İki yıl önce Minyatür Butik adını verdiği projesine başladığında işin bu boyutlara geleceğini hayal bile edemiyordu. Şu an 300 tane minyatür tasarımı var.
HER KIYAFETİN İSMİ VAR
"Yüzlerce kadının renklerini tasarımlarıma yansıttım" diyen Sevda Çelik, tasarladığı kıyafetlerin her birine bir isim de vermiş. Hatırla Sevgili, Kınalı Ada, Pera Palas, Matmazel Pastel bu isimlerden birkaçı. Pera Palas isimli çalışmasında eskilerin baloda giydiği tüylü şık şapkaya, eldivene ve taşlı elbiseye imza atmış. Sevda Çelik: "Kıyafetleri görenler geçmişte yolculuğa çıkıyor. Pera Palas'ı görenler baloda gibi hayal ettiler kendilerini..." diyor. O ilkbahar-yaz, sonbahar-kış koleksiyonları için de vitrinler var etmiş. Bunun için kasabada bulunan oyma ustalarına küçücük askılar yaptırmayı ihmal etmemiş. Cam ustalarının da kapısını minyatür vitrinler için aşındırmış. Kıyafetlerin askıları, etiketleri ve sergilendikleri vitrinler de minicik. Sevda Çelik, Nişantaşı vitrini minyatür çalışması için ise: "Nasıl ki Nişantaşı'ndaki mağazalarda birçok kıyafet vitrinlerde var. Benim vitrinimde de ayakkabısından çantasına ve elbiselerine kadar Nişantaşı kıyafetleri yerini aldı; sekiz parçadan oluşan vitrin zenginleşsin diye üç çift ayakkabı, iki çanta da tasarlayıp ekledim"
DÜNYAYA AÇILDI
Karadeniz Ereğli'de başlayan serüveninde dünyaya açılan penceresi minyaturbutik.com sitesini çocukları anneler gününde hediye etmiş ona. Sosyal medya ve internet sitesi sayesinde Türkiye'nin dört bir yanından e-postalar alıyor. Türkiye'de yetişkinlerin giydiği minyatür kıyafet tasarımı için kimsenin çalışmadığını öğrenince de dünyaya açılmış: "İnternette çok farklı bir dünya karşıma çıktı. Minyatür ev, bahçe, maket, araba tasarlayan minyatür sanatıyla ilgilenen birçok dostum oldu" diyor. "Benim hikayem kasabadan metropele taşındı" diyen Sevda Çelik ilk kişisel sergisini de İstanbul'da açtı. Hayallerim Askıda Kalmasın adlı sergisinin devamının geleceğini söyleyen Çelik şimdilerde kontes kıyafetleri üzerinde çalışıyor: "
Küçük Ev'deki İngiliz köyünde giyilen geleneksel kıyafetler ve masalımsı eldivenler, yelpazeler ve şemsiyeler çalışıyorum. Bir kıyafet bir ay sürebiliyor"diyor.