Unesco Türkiye Milli Komisyonu Üyesi Ali Serim, İstanbul'un işgal altındaki döneminin bilinmeyenlerini aydınlatıyor. İşgalci bir Fransız askerinin fotoğraflarından yola çıkarak hazırladığı yeni kitabında Serim, beş yıl işgal altındaki İstanbul yaşantısını gözler önüne seriyor. Prof. Dr. Nur Bilge Criss'in giriş makalesini yazdığı Constantinople 1918 Konstantiniyye adıyla temmuzun son haftasında yayımlanacak olan kitap ilkleri de içinde barındırıyor. Mesela Florya plajında işgalci askerlerin denize girdiğini gösteren fotoğraf bir ilk. Denizler Kitapevi'nden çıkacak kitabını, 1840'larda İstanbul'a gelen ilk fotoğrafçı Fransız, Joseph-Philibert Girault ile ondan hemen sonra gelen Fransız fotoğrafçı Claude- Marie Ferrier anısına ithaf eden Serim, İstanbul'u fotoğraflarla ilk tanıtan milletin Fransızlar olduğunu savunuyor.
İŞTE O KARELER-TIKLAYIN
İŞGAL ALTINDA ANADOLU VE İSTANBUL-TIKLAYIN
10 YIL ÖNCE BULUNDU
Ali Serim bir koleksiyoner. Hem de atadan dededen. Serim "Dedem koleksiyoner Rafet Günsay'ı örnek alarak daha dokuz yaşındayken çıktığım yolda oluşan fotoğraf ve efemera koleksiyonum, Osmanlı İmparatorluğu'yla ilgili, her biri özgün araştırma konusu olabilecek 100 bin çeşitli parçayı kapsamaktadır" diyerek koleksiyonunun ne kadar geniş olduğunu anlatıyor. Serim, işgal yıllarına ait İstanbul kitabının nasıl ortaya çıktığını ise, "10 yıl önce, 1. Dünya Savaşı sonrasında İstanbul'u işgal eden müttefik orduları ile şehre gelen, meçhul bir Fransız subayı tarafından çekilerek bir araya getirildiğini düşündüğüm fotoğraflardan oluşan albümünü bulma mutluluğunu yaşadım. 1839 yılında, Fransız ressam ve kimyager Louis Jacques Mande Daguerre tarafından icat edilen ilk modern fotoğraf tekniği daguerreotype ile sultanların şehri sunduğu manzaralarla Fransız fotoğrafçıların cenneti ola gelmiştir. Şehre 1840'lı yıllarda gelen ilk fotoğrafçının yine bir Fransız, Joseph-Philibert Girault de Prangey olduğu bilinmektedir. Kendisini yine bir Fransız fotoğrafçı olan Claude-Marie Ferrier ve birçok Avrupalı fotoğrafçı takip etmiştir. Bu Fransız fotoğrafçılar, bir dönemin kapısını araladıysa şüphesiz benim meçhul Fransız fotoğrafçım da o kapıyı kapayan son isimlerden olmuştur" diyor.
YAKINDAN BİR SULTAN VAHDETTİN PORTRESİ
Serim albümdeki Sultan Vahdettin fotoğraflarını da dikkate değer buluyor. Vahdettin'in çok yakından yaklaşık bir metre kadar yakınlıktan çekilmesinin nadir olduğunu hatırlatan Serim, "Tabiri caizse resmen burnunun dibine girmişler. Anladığımız o dönem bu meçhul Fransız subay protokol kurallarını hiçe saymış" diyor.
İŞGALCİ PLAJDA VATANDAŞ İZLEMEDE
Yıldız Sarayı Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi de olan Serim'in kitabında yer verdiği fotoğraflar birbirinden ilginç. Onun sevdiği ve ilginç bulduğu fotoğraflardan biri Florya Plajı'na ait. Serim'e göre de bu önemli bir belge: "İstanbul'da plajdan denize girme kültürü işgal askerlerinin denize girmesiyle başladı. Bu noktada Willy Sperco'ya ait olan
Yüzyılın Başında İstanbul adlı kitabı kaynak olabilir. 1867 yılında İstanbul'da irili ufaklı, 34'ü erkeklere, 28'i kadınlara ait 62 deniz hamamı bulunduğunu yazıyor. 20. yüzyılla birlikte deniz hamamlarının yerini plajlar aldı. İstanbul'un ilk plajı Florya'da açıldı. Florya sahilleri, 1920'lerin başında hareketlenmeye başladı. Kitaptaki Florya Plajı fotoğrafı önemli. Fotoğrafta, işgalcileri Florya Plajı'nda denize girmeye hazırlanırken, İstanbulluları da onları seyrederken görüyoruz. Fotoğrafın arkasına 1918 yılı not düşülmüş."
UÇAKTAN SULTANAHMED
Kitapta İstanbul'un uçaktan çekilmiş fotoğrafları da yer alıyor. Bu fotoğrafın olası hikayesiyle ilgili Serim "Fransızlar o dönemde sık sık hava devriyesi yapıyor. Elimizdeki fotoğraf da muhtemel bu devriyeler sırasında çekilmiş" diyor.
HAYAT BU MAVNALARA BAĞLI
"Eminönü'nde çekilen fotoğrafta da çok sayıda mavnalar dikkat çekiyor. Bunun gerekçesi o yıllarda meyve sebzeden kömüre kadar İstanbullunun tüm ihtiyaç sevkiyatının bu mavnalarla gerçekleşiyor olması."
İŞGALCİLERİN CAMİ İLGİSİ
Bu fotoğrafta Bayezid Camii'nin işgal ordusundaki Fransız ve İtalyan askerlerince incelenmesini görüyoruz. Fransız askerinin bir diğer ilgi odağı da, Fatih Camii olmuş. Serim bunun nedenini caminin bulunduğu tepede I.Constantinus döneminde yapılan Havariyyun Kilisesi olması ve Bizans İmparatorlarının bu tepede gömüldüğüne inanılması olarak açıklıyor.
KADINLAR İLGİ ODAĞI
"İşgal döneminde kadın fotoğrafları çokça çekilmiş. Çünkü, Avrupa edebiyatında Osmanlıdaki kadın haremden ibaret olarak ifade edilip, öyle biliniyordu. İstanbul'a gelen yabancılar, şehirde kadınları sosyal hayatta görünce çok sayıda kadını fotoğrafladıklarını net bir şekilde görüyoruz. Ayakkabısını boyatan kadın fotoğrafı da bu karelerden sadece biri."
SUBAY KIRIM VE EDİRNE'DEN Mİ GELDİ?
Kitapta 166 fotoğraf bulunuyor. Dört Kırım ve iki Edirne fotoğrafı meçhul fotoğrafçının şehre hangi güzergah üzerinden geldiğine ilişkin küçük bir ipucu veriyor.