O
, ahşaba tutkun genç bir kadın. Klasik kemençe ustası Şeyda Hacızade (35) Beyoğlu Galata'daki atölyesindeki tezgahının başına geçip büyük bir sabır ve azimle kemençe yapıyor. Hacızade'nin kemençe yapımıyla tanışma hikayesi üniversite yıllarına dayanıyor. İlk olarak Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Tiyatro Dekorları ve Kostümü bölümünde okurken ahşap kukla yapımına başlamış. Aynı dönem keman çalma hevesi oluşunca hocasının kendisine aldığı kemanın tamiri için gittiği enstrüman yapımı atölyesindeki sazların yapılışı onu büyülemiş: "O gün o kadar etkilendim ki 'Kendi enstrümanımı yapmalıyım' dedim". Üniversiteden zaman ayırarak gitmeye başladığı atölyede ilk olarak eline kemençe teknesi verip "Hadi bunun içini boşaltıver" demişler. O kukla yapımından gelen aşinalıkla kemençe teknesini başarıyla boşaltıvermiş.
SESİNE BÜYÜLENDİM
O güne kadar kemençe sesine aşina olmadığından atölyede yankılanan kemençenin sesini duyduğunda hayatının seyri de tamamen değişmiş: "Benim için sadece ahşap bir saz yapmak yeterliydi. Ama o an duyduğum sese tutuldum, adeta büyülendim." diyor. Bir yıl sonra başka bir atölyenin yolunu tutup ustam dediği ud yapımcısı Faruk Türünz'ün yanında çalışmaya başlamış. Üniversiteden mezun olduktan sonra bir süre farklı işlerde çalıştıktan sonra 2006'da hayalini kurduğu atölyesini açmayı başarmış. Hacızade, Galata'daki küçük ama şirin klasik kemençe atölyesinde kuklalar da yapıyor. Onun için hem kuklaların hem de kemençelerinin anlamı büyük. Büyük bir özenle yaptığı klasik kemençelerinin içlerine gizli notlar ekliyor. Notlarında bazen şiirsel bir iki cümle yazıyor, bazen muzip cümleler ekliyor, bazen kemençeyi yaptığı zamanki ruh halini yansıtan cümleler kuruyor, bazen de sırrını ifşa ediyor. Ve "Siz ahşaba şekil vermeye başlıyorsunuz ama aslında işiniz size şekil veriyor; fazlalıklarınızdan kurtulmayı ya da eksikliklerinizi gidermeyi o ağacı yontarken öğreniyorsunuz" diyor.