Almanya
Dışişleri Bakanı Walter Frank-Walter Steinmeier, geçtiğimiz ekim ayında diplomatik temaslarda bulunmak üzere Tahran'a gittiğinde Avrupa kültürüne ait bir sürprizle karşılaştı. 17 Ekim'deki müzakerelerin ardından Tahran Çağdaş Sanatlar Müzesi'ni gezen Steinmeier, 20'nci ve 21'inci yüzyılın en önemli sanatçılarına ait eserleri görünce çok etkilendi. Steinmeier, dikkatle inceleyip hayran kaldığı koleksiyonun Berlin'de de sergilenmesi için ısrarcı oldu. Farah Pehlevi'nin tabloları, Tahran'da sanatseverlerle hasret giderdikten sonra, şimdi önce Berlin, ardından da Roma ve Washington yolcusu...
HAZİNELER TAHRA N'DA TOPLANDI
Devrik Şah Muhammed Rıza Pehlevi'nin eşi Şahbanu Farah Pehlevi'ye ait koleksiyon "Avrupa ve ABD dışında, dünyanın en pahalı modern Batı sanatı sergisi" olarak nitelendiriliyor. İşte, uzmanların en az 3 milyar dolar değer biçtiği tabloların ilginç serüveni: 1973'te petrol krizi patlak verdiğinde İran zenginleşiyor, sanat eseri fiyatları ise dünya çapında bir düşüş sergiliyordu. Şahbanu Farah Pehlevi, bu durumu fırsat bildi ve bol miktarda tablo satın almaya başladı. İran Ulusal Petrol Şirketi'nden aktarılan bütçeyle Batı'nın büyük müzayede evlerine uzmanlar gönderdi. Salvador Dali, Pablo Picasso ve Andy Warhol gibi sıradışı sanatçılardan Van Gogh, Claude Monet ve Pierre Auguste Renoir gibi ressamlara kadar birçok sanatçının eserleri satın alındı, titizlikle korundu. 1977'de açılan Tahran Çağdaş Sanatlar Müzesi'nin koleksiyonu dudak ısırtıyordu. Pop Art akımının babası ABD'li Andy Warhol'un elinden çıkma Mao Zedong tabloları bu müzedeydi. 20'nci yüzyılın en büyük İngiliz ressamı olarak kabul edilen Francis Bacon'un
Yatakta Uzanan İki Figür ve Refakatçileri adlı tablosu bu müzedeydi. Dünyanın en meşhur ressamlarından Pablo Picasso'nun 1927 tarihli
Ressam ve Modeli tablosu da bu müzedeydi, Fransız ressam Renoir'ın
Önü Açık Gömleği ile Gabriel tablosu da Tahran'a getirilmişti. 1979'da İran'da devrim oldu. Şah Muhammed Rıza Pehlevi ülkeyi terk ederken, milyonlarca kişi Tahran Havaalanı'na Humeyni'yi karşılamaya gitti. Mollalar eski rejimi hatırlatan her detaya savaş açtı. İran İmparatorluğu'nun 3 bin yıldır kullandığı aslan ve güneş sembollü bayrak bile değiştirildi. Bu kargaşada kimsenin aklına modern sanatlar müzesi gelmemişti. Müzenin müdürü Mehdi Kevser, İtalya'ya kaçmıştı. Sanat eserlerini koruma göreviyse Müze Muhafızı ünvanlı Firouz Shabazi Moghadam'a kalmıştı. Lise mezunu Moghadam, mollaların devrime aykırı bulacağı tabloları bodrum katındaki kasalara kilitledi. Müze tekrar açıldığında, hatta yetkililer sergilemek üzere tablo talep ettiğinde bile inisiyatif aldı ve hiçbir eseri vermedi. Yıllar sonra Batı basınına konuşan Moghadam "O cesareti nerden buldum Allah bilir. Normalde korkan bir adamımdır. Ama söz konusu bu müze olunca aslan kesiliyorum" diyecekti.
KÜLTÜR DE CANLANDI
Kader, Moghadam'ın aldığı inisiyatif, uluslararası konjonktür... Ne derseniz deyin 1979'da yeraltına inen eserler tekrar gün yüzüne çıkıyor. İran, nükleer programını uluslararası camianın denetimine açmayı kabul etti. P5+1 ülkeleri (ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin ve Almanya) ve uluslararası kurumlar da bu ülkeye uygulanan ekonomik yaptırımları kaldırma kararı aldı. Artık ilaç firmalarının, otomotiv üreticilerinin ve teknoloji şirketlerinin İran'a girmesi bekleniyor. İran ise petrol ihracatını iki katına çıkarmayı planlıyor. Yeni dönemin ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel olarak neler getireceği merakla bekleniyor.
WASHINGTON SIRA DA
Roma'da bulunan Ulusal 21'inci Yüzyıl Sanat Müzesi'nin Berlin'den hemen sonra aynı koleksiyona ev sahipliği yapması bekleniyor. 2017 yılında serginin ABD'nin Başkenti Washington'a taşınması ihtimali de masada. Konuyla ilgilenenler "ABD Başkanı Obama'nın İran'la daha iyi ilişkiler için bu sergiyi bizzat istediğini" söylüyor.
GÖRÜLMEMİŞ KİRA BEDELİ
Almanya Dışişleri Bakanı Walter Steinmeier'in ekim ayındaki Tahran ziyaretinin ardından, Şahbanu Ferah Pehlevi koleksiyonunun Berlin'de sergileneceği açıklandı. Serginin tarihi henüz belli değil, ancak üç ay süreceği belirtiliyor. Sergiye dair bir diğer ilgi çekici ayrıntı ise eserlerin kira bedeli. Almanya'nın 30'u Batılı sanatçıların, 30'u İranlı sanatçıların elinde çıkma 60 tablo için 3 milyon dolar kira ödeyeceği konuşuluyor. Dünyanın önemli müzelerini bünyesinde barındıran Smithsonian Enstitüsü'nün, eser kiralama başına 200 dolar ödediği göz önüne alındığında bu miktarın büyüklüğü daha da dikkat çekici hale geliyor.