İstanbul'da düzenlenen Life in Color Festivali'nde iki genç yaşamını yitirdi, bir genç kız ise günlerce hastanede yaşam mücadelesi verdi. Polisin ve organizasyon sorumlularının yaptığı araştırmalar dehşeti ortaya koydu: Festivale sızan bir çete gençlere uyuşturucu hap sattı. Çetenin faaliyetleri bununla da sınırlı kalmadı. 5 bin civarında sahte bilet basıldı. Festival alanında aynı seri numarası taşıyan sahte paralar bulundu
Mavi-yeşil küçük bir hap olarak tanımlanan uyuşturucuyu kullandığı iddia edilen 19 yaşındaki Tugay Ergin'in yarım saat içinde öldüğü ortaya çıktı. Amcası Adnan Ergin, Tugay'ın daha önce hiç uyuşturucu kullanmadığını, muhtemelen ilk denemesi olduğunu söyledi. Soruşturmayı derinleştiren polis, aralarında uyuşturucu satışı yapan kişilerin de bulunduğu beş kişiyi tutukladı. Çetenin gençlerin katıldığı organizasyonları hedef seçtiği düşünülüyor
19 yaşındaydı Tugay Ergin. Bu yıl Bayrampaşa Tuna Lisesi'nden mezun olmuştu. Üniversite sınavına girmiş, tam da istediği gibi Sivil Havacılık bölümünü kazanmıştı. Dünyaca ünlü festival Life in Color'ın İstanbul'da gerçekleşeceğini duyunca biletini almış, 6 Ağustos'un gelmesini heyecanla bekliyordu. Hatta bir arkadaşını da festivale çağırmış, "Gel eğleniriz. Senede bir kez geliyorlar. Bir daha göremezsin" demişti. Tugay geçen yıl da aynı festivale gitmişti. Ailesi bir sıkıntı yaşanmadığını görünce bu yıl da gönül rahatlığıyla izin vermişti festivale gitmesine. Festivalden bir gün önce Instagram'a üzerinde esprili bir dille İngilizce "Üzgünüm, Life in Color'dayım" yazan bir fotoğraf yüklemişti. Festival günü 16.00'da evinden ayrılıp üç arkadaşıyla birlikte Sarıyer Life Park'ta düzenlenen festivale doğru yola çıktı. Yoldayken bir fotoğraf daha paylaştı Instagram'da. "Konsere? #lic" yazdı. Lic, festivalin adının kısaltılmış haliydi. Bu Tugay'ın paylaştığı son fotoğraf oldu... Ergin ailesi, saatler sonra acı haberi aldı. Tugay festivalde aniden fenalaşmış, ilk müdahale orada hazır bekleyen ambulansta yapılmış ama hastaneye yetiştirilemeden hayatını kaybetmişti. İlk incelemeden sonra Tugay'ın uyuşturucudan dolayı hayatını kaybettiği ihtimalinin yüksek olduğu ortaya çıktı. Oysa ki SABAH'A konuşan amcası Adnan Ergin'e göre Tugay daha önce hiç uyuşturucu kullanmamış: "Arkadaşlarıyla ve kız arkadaşıyla da konuştuk. Onlar da Tugay'ın uyuşturucu kullanmadığını doğruladı. Anladığımız kadarıyla Tugay ilk denemesinde yarım saat içinde hayatını kaybetmiş." Hayatının baharında bir genç, eğlenmek için gittiği festivalde uyuşturucu tacirlerinin eline düştü, yaşama acı bir şekilde veda ederken arkada gözü yaşlı ailesini ve arkadaşlarını bıraktı.
ZEHİR TACİRİ TESPİT EDİLDİ
Festival günü rahatsızlanan sadece Tugay olmadı. Tıpkı Tugay gibi aniden fenaşalan 19 yaşındaki Gökhan Alataş da hastaneye yetiştirilemeden yolda hayatını kaybetti. Lise öğrencisi Sude S. ise uzun süre yoğun bakımda kaldı. Sude hayati tehlikeyi atlatıp yoğun bakımdan çıktı ama tedavisi sürüyor. Ailelerine göre onlar uyuşturucu ile alakası olmayan, pırıl pırıl gençlerdi. Olayın emniyet ayağında ise uyuşturucu ile başlayan soruşturmada ilerleyen günlerde bambaşka bir pencere daha açıldı ve festivalin bir organize suç örgütünün her yönüyle hedefi olduğu ortaya çıktı. Olaydan kısa süre sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü, elde edilen ilk bulgular çerçevesinde gençlerin uyuşturucudan ölümüne ilişkin soruşturma başlattı. Narkotik polisi, cumartesi günü öğlen saatlerinde başlayan festival öncesinde ve esnasında gençlere uyuşturucu madde satışı yaptıkları tespit edilen ve 'torbacı' olarak adlandırılan iki kişiyi gözaltına aldı. İddialara göre, zehir tacirleri, hayatını kaybeden iki gence uyuşturucu satışı yapmıştı. Soruşturmayı derinleştiren narkotik polisi aralarında uyuşturucu satışı yapan kişilerin de bulunduğu beş şüpheliyi daha gözaltına aldı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde işlemleri tamamlanan ve adliyeye sevk edilen şüphelilerden beşi tutuklanarak cezaevine gönderildi. İstanbul Adli Tıp Kurumu'nca gençlerin ölümüne ilişkin hazırlanan ön otopsi raporu; çifte ölümde uyuşturucuyu işaret ediyordu. Rapor, ilerleyen aylarda tamamlanacak ve gençlerin kesin ölüm nedenleri netleşecek. Polis yakalanan torbacıların cebinde extacy buldu, fakat gençleri ölüme götüren hapın ne olduğu henüz belli değil.
SAHTE 100 TL'LER
Soruşturmanın bir de sahtecilik ayağı vardı... Polisin tespitlerine göre, çete festival için sahte bilet ve sahte para bastı. Ölümlerin ardından başlatılan soruşturmada ve operasyonlarda 5 bin civarında sahte festival bileti ele geçirildi. 8 bin biletin satıldığı festivale toplamda 12 bin kişinin girdiği tespit edildi. Çetenin sahte biletleri gençlere 100'er TL'ye sattığı belirlendi. İddialara göre, satın aldıkları sahte biletlerin barkodları okunmadığı için içeri giremeyen gençler yüzünden giriş kapılarında yığılma yaşandı ve bu sırada güvenlik de kontrolü kaybetti. Soruşturma kapsamında festival alanında kullanılan paralar da incelendi. Yüzlerce sahte 100 TL ortaya çıktı. Yani o gün festival alanında yapılan alışverişlerde 20 bin TL değerinde sahte para kullanılmıştı. Emniyet, tamamının seri numaraları aynı olan sahte paraların birinci sınıf kalitede olduğunu ve gerçeğine bire bir uygun basıldığını belirledi.
CEP TELEFONLARI İNCELEMEDE
Organize bir şekilde faaliyet yürüten suç çetesinin yapısının netleştirilmesi ve tüm görüşmelerin tespit edilebilmesi için yaşamını yitiren gençlerin cep telefonları incelemeye alındı. Özellikle gençlerin katılacağı festival ve organizasyonları hedef seçtiği belirlenen organize çeteye yönelik İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün soruşturması sürüyor. Gözaltı sayısının ilerleyen günlerde artabileceği belirtiliyor.
TUGAY SOSYAL MEDYADA ANILIYOR
Tugay, amcasının da dediğine göre çevresinde kavgası, dövüşü olmayan, efendi bir çocuk olarak tanınıyordu. Çok da seviliyordu. Arkadaşlarının onun arkasından sosyal medya hesaplarında paylaştıkları yazılar da ne kadar sevildiğinin adeta birer kanıtı. O yazılardan bazıları şöyle: "Gülüşü güzel insan mekanın cennet olsun.", "Bize güzel gülüşler bıraktın, gülmeyi öğrettin, bundan sonra ağlamak yok, gülmek var", "Tugay iyi adamdı, kimseyi kırmadı, üzmedi."
FESTİVALE NASIL SIZDILAR ANLAYAMADIK
Festivali düzenleyen One Colony, uzun süredir sektörde olan bir şirket. Bugüne kadar onlarca etkinlik düzenledi. Şirketin yöneticisi Fatih Mehmet İnal, o gün yaşananlarla ilgili sorularımızı yanıtladı- Life in Color nasıl bir festival?
- Life in Color yaklaşık olarak 56 ülkede yapılan bir konsept festival. İlk kez 2014'te İstanbul'da düzenledik. 2015'te de yaptık. Bu yıl önce İzmir'de, sonra da İstanbul'da gerçekleştirdik. Festivalde milyonlarca takipçisi olan isimler sahneye çıkıyor. Sadece yurtiçinden değil yurtdışından da çok sayıda müziksever o gün oradaydı.
- Alanla ilgili festival öncesi nasıl bir çalışma yapıldı?
- Biz Life Park'ta 2014 yılının kasım ayında Top 100DJ's etkinliğini yaptık. Bildiğimiz bir mekandı. Her etkinlikte olduğu gibi Life in Color öncesinde de mekan işletmesi ve güvenlik firması ile bir plan oluşturduk. Bunu ilk başta alanın krokisi üzerinde gerçekleştirdik. Sonra sahayı adım adım gezerek eksikleri tespit edip, o eksikleri tamamlama doğrultusunda ilerledik. Bu arada etkinliklerimize yabancı ortaklarımız da geliyorlar. Bu konuda tecrübeliler. Tomorrowland ve Amsterdam Festival gibi 100 binin üzerinde kişinin katıldığı etkinlikler düzenliyorlar. Bu etkinliğin problemsiz geçmesi için her zamankinden daha fazla hassasiyet gösterdiğimizi de söyleyebilirim. K9 köpekleri getirttik. Tüm önlemlerimizi aldık. Yine de çok üzücü bir olay gerçekleşti. Bugüne kadar 150 bine yakın insanı etkinliklerimizde misafir ettik. Buna benzer tek bir olay yaşanmadı.
- Bir güvenlik zaafiyeti olduğu iddia ediliyor. Festival sırasında güvenliği de kontrol eden ekibiniz yok muydu? Sonuçta güvenliği sağlaması için özel bir şirketle çalışıyorsunuz...
- Vardı. Kapılar saat 13.00'te açıldı. Etkinlik alanında sürekli dolanıyorduk. Ben normalde sahne arkasında olurum, bu etkinlikte hep alandaydım. Ve vakayı duyana kadar bize bir problem aksettirilmedi. İlk anons geldiğinde vefat eden 19 yaşındaki iki gencin ekiplerimiz tarafından ambulansa götürüldüğünü öğrendik. Ambulanslarda ilk müdahale yapılıyor. Ama hastanede hayatlarını kaybediyorlar. İnanın o anonsa kadar gözümüze çarpan, duyduğumuz büyük bir sorun olmadı. Olsa anında önlem alırdık. Hakikaten çete olmuş organize bir ekiple karşı karşıya kaldık. İçeri nasıl sızdıklarına dair hiçbir fikrimiz yok.
- Çete olduklarına ilişkin ne gibi kanıtlar var?
- Her etkinliğimizde içeri sahte biletle girmek isteyenler oluyor. Ama burada akşama doğru 19.00 gibi kapı ekibinden bir anons geldi. Sahte biletle içeri girmeye çalışanlarda artış olduğuna ilişkindi bu anons. Sonradan öğreniyoruz ki sahte biletlilerin sayısı bini aşmış. Yiyecek içecek noktalarında gece sonunda yapılan kontrollerde de bir sürü sahte para çıktı. Aynı seri numarasından sayısız 100 TL. Üstelik gerçeğinden ayırt edilebilmesi çok zor paralar bunlar...
- Kapıda yığılma oldu mu?
- Bizim etkinliklerimizde sahne önü kategorisi yok. Bu yüzden gençler erkenden gelip kapıda bekliyorlar, sahneye en yakın yerde olabilmek için. Yığılma ondan kaynaklanıyor.
GÖRÜNTÜLER İNCELENİYOR
- İçeride 18 yaşından küçük çocukların olduğu iddia ediliyor. Doğru mu?
- Sekiz yaşında çocuk da vardı, evet ama anne ve babasıyla gelmişti. Hatta çocuklarıyla gelen anne ve baba sayısı her zamankinden daha fazlaydı.
- Güvenlik şirketinin olayla ilgili değerlendirmesi nedir?
- Onların görüşü de bir çete olduğu yönünde. Onlar da çetenin içeriye nasıl girdiğini anlamaya çalışıyor. Etkinliğin gerçekleştiği yer 10 bin metrekarelik bir alan. Etkinlik alanını 2 metre 30 santimlik çitlerle çevirip kapatıyoruz ama içeri yasa dışı bir yolla girmeye niyetlenmiş olan insan bir şekilde girmenin yolunu bulmuştur. Bunu engellemek çok zor. ABD'de bir festivalde üç yıl önce yedisekiz kişi yaşamını yitirmişti. Etkinlik kurulum süreci başlamadan etkinlik alanına girip uyuşturucuyu alana gömmüşler. Etkinlik başlayınca da içeri girip, çıkarıp satmışlar.
- Emniyetin soruşturmaya yönelik sizden bir talebi var mı?
- Etkinlikler sırasında çektiğimiz videoları emniyetle paylaştık. Tepe görüntüleri alan kameralarımızın dışında alanda eğlenenleri çeken yedi kişilik bir ekibimiz vardı. Ekip insana odaklanıyor ama arka planda neler olduğu da görülüyor. Biz elimizdeki bütün görüntüleri emniyetle paylaştık.
- Yabancı iş ortaklarınızın yorumu ne oldu?
- Onlar uzun zamandır birlikte çalıştığımız partnerler. Bizi desteklemekten hiç vazgeçmediler. Hatta son yaşanan terör olaylarına rağmen etkinliklerin iptal edilmesini istemediler. Türkiye için pozitif şeyler söylediler. Onların da yönlendirmesiyle emniyet bizi çağırmadan biz emniyete gittik. Böyle bir maddeden dolayı etkilenen insanlar olduğunu anlattık. İnsan hayatının her türlü marka değerinden önemli olduğunu bildiğimiz için kafamızı kuma gömmedik. Sosyal medyadan duyuru yaptık. Böyle bir madde var kullanmayın dedik. Olay kapansın anlayışında değiliz. Ortada kaybedilen iki insan var. Yabancı partnerlerimiz de ne gibi destekte bulunuruz anlayışındalar. İnsanları uyuşturucu pisliğinden, illetinden nasıl koruyabiliriz üzerine ortak proje geliştirmeyi istiyoruz. AMATEM gibi kuruluşlarla bir araya gelip, toplumda böyle bir yara var. İnsanları bilinçlendirme çalışmaları yapalım diyeceğiz. Tüm etkinliklerimizde daha da dikkatli olacağız.
- Daha da dikkatli nasıl olacaksınız?
- Arama noktalarını daha da sıkılaştıracağız. Emniyet ile koordineli çalışıyoruz. Birebir narkotikle çalışmak istediğimizi de söyledik. Bir noktadan sonra maalesef şöyle bir şey var. Bu maddeyi etkinlik alanı dışında da kullanıp içeri girebilir insanlar. Ben bizzat gördüm, kullanıldığı iddia edilen minicik maviyeşil bir hap. Bir insanı getirdiği hale bakın. Festivallere pırıl pırıl insanlar geliyor, hiçbir madde kullanmadan eğleniyorlar. Ailelere de görev düşüyor.
- Özeleştiri yaptınız mı?
- Biz her etkinlik sonrası toplanıp değerlendirme yapıyoruz. Bu sefer de yaptık. Oturup konuştuk. Hatanın neresindeyizi tartıştık. Çok da bir şey bulamadık. Ama adli soruşturma sonucunda bizim ne sorumluluğumuz çıkarsa biz onu üstleneceğiz. Bu çete daha önce var mıydı? Bunu merak ediyoruz.