Ramazan ayı sebebiyle İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ekrem Demirli ile bir araya geldik. Demirli tarafından kaleme alınan ve Fikriyat Yayınları'ndan çıkan, İbadet Özgürlüktür, Bir İbadet Metafiziğine Doğru isimli eseri üzerine sohbet gerçekleştirdik. İbadetlerin, birey üzerindeki etkisini ve gündelik hayata izdüşümünü hocanın ağzından dinledik.
ORUÇ; HAYATI ANLAMAYI SAĞLAR
"Yemenin insan hayatındaki yeri nedir? Bazı teorilere göre ekmek bir varoluş meselesidir. Bütün kavgaların temelinde ekmek var. Bir adam oruç tutarak neyi öğrenmek istiyor? Ekmek kavgasının dışına çıkarak, ekmek dünyasına bakmaya çalışıyor. Gerçekten doğru bir yolda mıyız? Ekmeğin dışına bir şey yok mudur? Oruç bize bir alan açarak, ekmeksiz de olabilir, ekmek her şey değildir demeyi öğretir. Bu sayede ekmeğe başka türlü bakmaya başlarız. Yapıp ettiklerimiz iyi mi kötü mü?
Oruç bunu sağlar. Tefekkür etmemize zemin hazırlar. Bir tür sorgulama sağlar. Bütün ibadetlerin temel meselesi budur. Oruç bir nevi varoluş sorgulamasıdır. Oruç evrensel bir ibadettir. Aslolan niyettir. Ve formülasyonunu da Peygamber Efendimiz belirlemiştir. Belirli saatler arasında ne yapıp ne yapmayacağımızı Hazreti Peygamber karar vermiştir. Bunu da biz niyetle beyan etmişizdir. Bu nedenle perhizle ya da başka bir şeyle karıştırılamaz. Oruç zor bir ibadet değil. Çünkü din herkes ibadete dahil olsun istedi.
ZEKAT ZİHNİ TEMİZLER
Zekatta sınıflar vardır. Zenginler ve yoksullar var. Din, zekat diye bir şey getiriyor. Zekatı veren kişi kibirlenebilir. Zekatı alan kişide de eziklik duygusu oluşabilir. Zekatın yoksulda eziklik, zenginde kibir oluşturmamasını nasıl sağlarız? İslam'da zekat bir müşterek ibadettir. Veren ile alanın iştirakiyle gerçekleşir. Alan zekatı almazsa zekat verilmiş sayılmaz. Beraber inşa ettiğimiz bir şeydir. Demek ki zekat vermek isteyen bir kişinin ilk işi, zekatı almak konusunda yoksulu ikna etmek olacak. Zekat bir temizlenme amelesidir. Ama iki tarafı da birden temizler. Kuran'ı Kerim'de 'Onlardan sadaka al kişileri temizle' geçer. Mallardan bahsetmiyor, kişilerden bahsediyor. İçimizdeki mal hırsından, zenginlik hırsından temizlenmemiz lazım. Zekatı alanın da temizlenmesi lazım. Taraflardan birinde kibir meydana gelirken, diğerinde haset meydana gelir. Zekatın amacı, yoksuldan hasedi, verenden kibri temizlemektir. İki insanın, aklını, zihnini idrakini temizlemektir.
SECDE, BİZE EZİK OLMAYI YASAKLADI
Secde bize ezik olmayı yasakladı. Allah'tan başkasına secde etmeyeceğimiz taahhüdü bunu ortadan kaldırdı. Riyakarlığın yasaklanması bunu ortadan kaldırdı. İslam insanları yetiştirerek evrenselliğe taşır. Bu şekilde İslam'ın amaçları gerçekleşir. İbadetler nasıl bir insan ve toplum inşa ediyor meselesi önemlidir. Ehemmiyetlidir. Bunun üzerinde durmamız gerekiyor. Benim yapmak istediğim şey budur.
TASAVVUF TOPLUMUN BİR GERÇEĞİ
Tasavvuf bu toplum bir gerçeğidir. Ve geçmişe nazaran daha avantajlı konumdayız. Tasavvuf entelektüel bir konu haline geldi. İnsanlar tarikatla tekkeyle ilişkisi olmasa dahi entelektüel olarak tasavvufla ilişki kuruyorlar. Tasavvuf bugün topluma daha fazla açılma imkanı bulabilir. Yeni dönemde tasavvufun dikkatle takip edileceği kanaatindeyim.
NAMAZ ZORUNLULUKLARDAN UZAKLAŞMAKTIR
İbadetleri gündelik hayatın dışına çıkaran bir yerde icra ettiğimizi düşünmemiz lazım. Namazı düşünelim. Bütün koşuşturmalar içerisinde bazen kendimizi kaybediyoruz. Namaz, günlük hayattan geriye çekilmektir. Geriye çekilip yaşadığımız hayata bakıştır. İnsan namaz için geriye çekildiğinde, hayatın başka türlü olabileceğini düşünmeye başlar. Durarak hayata bakmak halini biz namazda yaşarız. Biz namazdayken, o ana kadar ne yapıp ettiğimi düşüneceğiz bir zaman kazanıyoruz. Namaz bir özgürleşme ve zorunluluklardan uzaklaşmadır. Olmazsa olmazlardan vazgeçerek, daha mümkün bir dile kavuşmaktır. İbadetler günlük hayat içindeki dilimizi değiştirir. Bunu yapıp yapmamak ayrı bir şey. Dinini böyle bir kapı araladığını bilmek lazım. Namaz aynada kendine bakıştır. Yaşamın anlamı nedir sorusunu düşünüyoruz.
KELİME-İ ŞEHADET ÖZGÜRLEŞTİRİR
Kelime-i şehadet bütün varoluşun bir ilke üzerinden açıklanmasıdır. Allah'a iman ederek açıklanmasıdır. Burada çok önemli bir cümle söyleriz. 'Ben Allah değilim' deriz. Hayatımın ilkelerini ve doğrularını sadece ben belirleyemem... Benim daha üst bir ilkeye bağlanmış olmamı gerektirir. Bu da bana bir özgürlük getirir. Ben değilsem sen de değilsin. Dünyada kimse de değil. İnsan, insana karşı Allah'a iman etmekle özgürleşir.
HAC BİR ANLAM ARAYIŞIDIR
Hac yoğun ilişkiler arasında kaybettiğimiz benliği keşfetmek için din bize emretmiştir. Hac'da ihram giyeriz. Bu sayede rütbelerimizden ve kimliklerimizden arınırız. Kıyafetlerimiz, statülerimizi gösterir. Din bu kıyafetlerimizi dışarıya atmak istedi. İhram giymemizi istedi. Dolayısıyla seni kılık kıyafetinden tanıyamam. Ben seni başka vasıflarınla da tanıyamam. Ben seni kimliğinin dışında anlamaya çalışıyorum. İnsan kendini ilişkiler kümesi içinde tanımlar. Burada birey yok. Hac ibadetinin temel sorusu şudur: Birey olarak sen kimsin ve senin bir anlamın var mı yok mu? Eğer biz bu sorunun cevabını bulursak, hacdan arzulanan cevapla çıkmış olacağız. Ben kimim sorusuna bir cevap veremezsek haccı anlamamış olacağız.