İnsanlık, tarih sahnesine çıktığı günden bu yana, hep bir mücadele halinde olmuştur. Bu mücadelenin azımsanmayacak kısmı da hastalıklara karşı verilendir. Hatta teknolojik gelişmeler tıp bilimiyle doğru orantılı olmuştur. Hastalıklara karşı en savunmasız olanlar ise hiç şüphesiz ki bebekler olmuştur. Geçmişte bebekler için salgın boyutunda ölümcül risk taşıyan hastalıklar, bugün gelinen noktada aşılama sayesinde hiçbir risk taşımamaktadır. Fakat çeşitli gerekçelerle yaptırılmayan ve literatüre 'Aşı reddi' olarak giren kavram nedeniyle bazı üzücü sonuçlarla karşılaşılmaktadır. Aşı reddinin olası sonuçları üzerine İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Başkanı Dr. Burhan Küçükoğlu ile bir söyleşi gerçekleştirdik.
ÖLÜMCÜL VAKALARIN ÖNÜNE GEÇİLMELİ
Aşı reddi sadece bireyi değil, tüm toplumu etkileyen ciddi sonuçlara yol açabileceğini kaydeden Doktor Burhan Küçükoğlu, olasu riskleri beş madde halinde sıralıyor.
Ölümcül hastalıklara yakalanma riski artar: Aşı olmayan bebekler, kızamık, boğmaca, difteri gibi ciddi hastalıklara karşı savunmasız kalır. Bu hastalıklara ölüme kadar sebep olabilmektedir.
Ağır hastalık ve kalıcı hasar riski oluşur: Aşı ile önlenebilir bazı enfeksiyonlar kalıcı beyin hasarı, felç, sağırlık ve organ yetmezliği gibi komplikasyonlar doğurabilmektedir.
Salgınlar artış gösterir: Yapılan aşılama çalışmaları sonucunda aşı ile önlenebilir hastalık hızlarında ciddi düşüşler yaşanmıştır. Özellikle 1924 -1944 yılları arasında büyük salgınlar ve ölümlere yol açmış olan çiçek hastalığı aşılama çalışmalarıyla 1977 yılından itibaren tamamen yok edilmiştir. Yine çok önemli bir çocukluk çağı bulaşıcı hastalığı olan çocuk felci (poliomiyelit) hastalığına karşı dünya genelinde yaygın aşılama çalışmaları yapılmış ve hastalık yok edilme aşamasına getirilmiştir. Ancak aşılanma oranı düştüğünde, yıllarca görülmeyen hastalıklar yeniden ortaya çıkabilir. Örneğin, kızamık vaka bildirim hızı son yıllarda aşı kapsayıcılığının azalmasıyla birlikte başta Amerika ve Avrupa olmak üzere birçok bölgede artış göstermektedir.
Bağışıklık sistemleri zayıf kişiler tehlikeye girer: Yenidoğan bebekler, kanser hastaları, bağışıklık sistemi zayıf kişilerde (örneğin, kemoterapi görenler veya bazı bağışıklık sistemi hastalıkları olanlar) toplumsal bağışıklık oluşmadığında hastalık riski artar.
Sağlık hizmetlerine başvuru çoğalır: Çocukluk çağı bağışıklama programları ile çocuk başına ortalama dört hastalık, 0.3 hastaneye yatış önlendiği yapılan çalışmalarda raporlanmıştır. Rutin bağışıklama hizmetlerinin toplumsal fayda-maliyet oranı 10.9 kat olarak saptanmıştır.
İş ve okul devamsızlığı: Hastalık yükünün artması; çocuklarda devamsızlık ve ebeveynlerde buna bağlı olarak işgücüne katılamamaya neden olabilir.
ÇOCUĞUMUZU VE ÇEVREMİZİ KORUMAMIZ ÖNEMLİ
Aşı reddi sadece bireyin değil, toplumun sağlığını ve güvenliğini de tehlikeye atar. Aşılar, bilimsel olarak kanıtlanmış en etkili ve güvenli bulaşıcı hastalıklardan koruma yöntemlerindendir. Kendi çocuğumuzu ve çevremizdekileri korumak için aşıları zamanında ve aşılama takvimine uygun olarak yaptırmak çok önemlidir. Aşılar, bebekleri ölümcül hastalıklardan koruyan en önemli sağlık önlemlerinden biridir. Eğer ebeveynlerin endişeleri varsa, mutlaka bir hekim veya sağlık çalışanı ile görüşerek bilimsel ve güvenilir bilgi almaları önerilir.
DİYANET'İN UYGUNLUK FETVASI VAR
Diyanet İşler Başkanlığı tarafından aşılar için uygunluk fetvası verildiğini kaydeden Doktor Küçükoğlu, "Din İşleri Yüksek Kurulu kararında 'Bilimsel usullere uygun olarak üretilen, alanında uzman hekimlerce salgın hastalıklara karşı koruyucu olduğu belirtilen aşıların kullanımı dinen de uygundur. Buna göre toplum sağlığını tehlikeye atacağı konusunda galip zan bulunan durumlarda gerekli tedbirlere uymamak, kul ve kamu hakkı ihlali olur' şeklinde ifade edilmiştir" dedi.
AŞILAR OLDUKÇA GÜVENLİ
Aşıların yüksek güvenlik standartlarına uygun olduğunu kaydeden Küçükoğlu, "Aşılar son derece güvenilir biyolojik ürünlerdir. Üretim ve dağıtım aşamalarında çok sıkı kontrolden geçmektedirler. Ülkemizde kullanılan tüm aşılar Dünya Sağlık Örgütü, EMA, FDA gibi dünyaca kabul görmüş otoritelerce ruhsatlandırılmış, Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilen ve onaylanan GMP (İyi Üretim Prosedürleri) kurallarına uygun üretilmiş aşılardır. Üretilen her bir seri için gerek üretici, gerek üretilen ülke resmi makamlarınca ayrıntılı analiz ve testler yapılmaktadır. Satın alınan aşı ve antiserumların, zararsızlık ve etkinlik analizleri Sağlık Bakanlığımız bünyesinde yapılıyor. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu kontrolünde bulunan ulusal referans laboratuvarı İlaç Biyolojik ve Tıbbi Ürünler Laboratuvarı tarafından deneyimli personel ve gelişmiş cihazlar ile gerçekleştirilmekte. Uygulanan tüm aşı ve antiserumlar analizlerden geçmiş ve güvenilirdir" dedi.
HASTALIKLAR ÖLÜMLE SONUÇLANABİLİR
Ancak son yıllarda dünya genelinde aşı reddi konusunda bir artış gözlemlenmiştir. Aşı reddindeki bu yükseliş, aşı ile önlenebilir hastalıkların tekrar ortaya çıkma riskini artırmaktadır.
SOSYAL MEDYA TEHLİKEYİ TETİKLİYOR
Sosyal medyada ve internette yayılan yanlış bilgileri düzeltmek için bilimsel kaynaklara dayalı bilgilendirmeler yapılmaktadır. Özellikle ebeveynlere aşıların faydaları, güvenliği ve olası yan etkileri hakkında doğru bilgiler sunulmaktadır. Sağlık çalışanlarına aşı tereddüdü yaşayan ailelere nasıl yaklaşmaları gerektiği konusunda eğitimler düzenlenmektedir. Sağlık Bakanlığı tarafından ücretsiz olarak sunulan çocukluk çağı bağışıklama hizmetleri hakkında Bakanlığımızın genelgeleri, rehberi, web siteleri, yayınlarından bilgi alınabilir.
İSTATİSTİKLER İZLENİYOR
Türkiye'de bağışıklama oranlarına yönelik istatistikler mevcuttur ve Sağlık Bakanlığı tarafından paylaşılmaktadır. Türkiye bağışıklama oranları dünya ortalaması ve DSÖ Avrupa Bölgesi oranlarının üzerindedir. Ayrıca, aile hekimliği sisteminde hekimler ve sağlık çalışanları, nüfusa kayıtlı her bebeğin/çocuğun aşılarını takvime uygun olarak birebir takip etmekte ve aşı yaptırmak istemeyen kişilerin bilgilerini ve istatistiklerini izlemektedir.