Pazar 07.06.2009
Son Güncelleme: Pazar 07.06.2009

Bu toplum merhametini kaybetti

Bir yakınım, NLP, yani kendini geliştirme programlarından birine katılmış. Son derste hoca bizimkini bir yerde telefonsuz, beş parasız bırakmış. İstenen şey: Bir saatte çalışarak bir lira kazanması ve tanımadığı üç kişiye iyilik yapması... İyilik aşamasında bizim garip, elinde ağır poşetler taşıyan bir kadına yönelmiş ama hemen püskürtülmüş. Kadın "Bu da nereden çıktı?" diye tedirgin olmuş anlaşılan. Uzun lafın kısası, bizim çocuk iyilik yapacağım derken bayağı yorulmuş. Görünen o ki, iyilikten korkan bir toplum olduk. Herkes birbirine karşı kuşkulu ve güvensiz. Defansif bir toplumuz. Tabii ki, bu kadar defans karşıtını yani saldırıyı da besliyor. Bu yüzden de ülke 'mezbahaya' dönüyor. 'Top 10' listesi gibi:
Tekirdağ'da "Çocuğum kayıp," diye televizyonda ağlayan annenin, yasak aşkını gören altı yaşındaki oğlunu sevgilisiyle döverek öldürdüğü belirlendi.
Van'da üç yaşındaki Zehra'nın cesedi, komşularının evindeki sandıkta bulundu.
Konya'da dört yaşındaki Beyza Çökekoğlu'nun komşusu tarafından boğularak öldürüldükten sonra, cesedinin parçalanarak sobada yakıldığı ortaya çıktı.
Adana'da eski astsubay Murat Yüksel, annesi, yeğenleri, ablası, kardeşi, babası dahil sekiz kişiyi tek tek öldürdü. Bilge Köyü katliamını, Münevver cinayetini sadece hatırlatıyorum. Şimdi bir panik, bir şaşkınlık. Bu vahşeti anlamaya çalışıyoruz. Ben de bu şaşkınlık durumuna şaşırıyorum. Evlendiği hayat kadınının kız çıkmamasına şaşıran adam hali. Oysa bu memleket iyi dayandı. Yıllardır altı da üstü de şiddet. 12 Eylül 1980 darbesinde toplumun geniş kesimlerine devlet kaynaklı bir şiddet uygulandı. 1 milyondan fazla insan gözaltına alındı. İşkence tezgahından geçirildi. Sonra PKK meselesi patladı. 2-3 milyon insan zorunlu olarak göç etti. Köyleri yakıldı, yakınları öldürüldü, binlerce faili meçhul cinayet yaşandı. 25 yıldır ağır bir iç savaş yaşanıyor. Cezaevlerinde yaşanan 'Hayata Dönüş Operasyonu' Nazi kamplarını aratmaz. Diyarbakır Cezaevi'ndeki şiddetin örneği tarihte zor bulunur. Yani bu toplum adım adım cehenneme benzetildi. Cehenneme giden taşlar, adım adım döşendi. Devlet ile toplum el ele. Birisi yargısız infaz yaparken diğerleri alkışlayıp tempo tuttu. Kimileri linç mangaları kurdu, kimileri 'kolay tahrik hoşgörüsü' gösterdi. Birisi 'devlet için kurşun sıktı', diğerleri onlarla gurur duydu. Medya ise şiddetin pornogrofisini hep sevdi. Bu tür haberler köpürtüldü. Şehvetle izlenen reality şovları hatırlayın. Her şeyin reality şovunu izlerken bir baktık, hayatın kendisi reality şova dönüşmüş. Şiddet sırandanlaşmış, olağanlaşmış. Şaşılacak bir şey yok. Birilerine karşı çok kolay tahrik olduğunu kabul ettiğimiz halkın çoğu, şimdi ailesine, komşusuna karşı da tahrik oluyor. Artık, yoksullar, alt sınıflar, 'ötekileştirdikleriniz', kendilerine cömert davranmayan hayata duydukları öfkeyi yine etrafındakilerden çıkarıyor. Sitelerle varoşlar, yıllardır ince bir buz tabakasının üzerinde ölüm ve hayat gibi birbirlerini seyretti. Şimdi buz tabakası kırılıyor. Bu şiddet ikliminde hanımeli, sümbül yetişecek değildi herhalde. Rüzgâr ektik, fırtına biçiyoruz.

GELİN SAMİMİ OLALIM

Geçen gün dolmuşta iki hanımefendi konuşuyor. Mevzu Adana cinayeti. "İnanamıyorum," diyor biri. Diğeri de yanıt veriyor: "Bu kadarı da olmaz ki!" Peki ne kadarı olur? Şiddetin ne kadarını onaylıyoruz? Ne yazık ki şiddetin sınırını ahlaki ve ideoloji anlayışımız belirliyor. Oysa ahlaksal veya ideolojik tercihlerimiz nedeniyle haklı bulduğumuz şiddet olmamalı. Önemli olan şiddetin her türünü hayatımızdan çıkarmak. 'Yüce amaç' için de şiddet kabul edilemez olmalı. Amacın aracı olumladığı düşünce tarzı merhametin bittiği yerdir. Facebook'ta 'Cem Garipoğlu destekçileri' isminde bir grup açıldı. 'Hep suçlanıyor, rahat bırakın Cem'i' şeklinde açıklaması olan grubun 50'ye yakın üyesi var. 'Ne derseniz deyin Münevver de suçlu,' diye yazmışlar. İşte anlatmak istediğimin dip noktası. İnsanlığın bittiği yer. Şimdi ne diyeceksiniz? Onların da ahlaki ve ideolojik ölçütleri var. Şiddet karşısındaki duruşumuzu ahlak ve ideoloji belirlediği müddetçe, insanlığın merhameti daha çok yara alır.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.