Pazar 15.11.2009
Son Güncelleme: Cumartesi 14.11.2009

Felaketin bu mudur ey dünya!

"Bildiğimiz yaşam çok kısa bir süre sonra yok olacak!" Felaket filmlerinin en klişe cümlelerinden biri... Cuma günü vizyona giren Roland Emmerich imzalı 2012 'de de bu tarz cümleler çok var. Felaket filmlerinin en sevdiği klişeleri ve bu filmlerde yakıp yıkılan, parçalanıp ölen talihsizleri araştırdık

Alman yönetmen Roland Emmerich, 2012 filminde dünyanın canına okuyor. Dev volkanik patlamalar, depremler, kentleri sular altında bırakan dalgalar ve kıtaların yer değiştirmesi... 2012 felakette sınır tanımıyor. Ama takdir edersiniz ki sinemacılar felaket öngörüsü konusunda zaten kıdemli. Özellikle Hollywood'daki yönetmenler önce dünyayı başımıza yıkıp, ardından insanlığın kurtuluşunun Amerikalıların elinden olacağına inanmamızı sağlamak için yıllardan beri beyazperdede neler neler gösterdiler bize... Uzaylı istilası, kitlesel virüs salgınları, nükleer saldırılar, birtakım garip yaratıkların insanlığı tehdit eden hamleleri, göktaşı felaketleri... Ama yiğidi öldürüp hakkını yemeyelim! Beyazperdede yaşanan felaketlerden genelde en çok Amerikalılar zarar gördü. Arada Avrupa, Asya, Afrika'ya da şöyle bir kameralarını çevirirler, hani tüm dünya tehlikede demek için. Peki Hollywood, felaket mevzubahis olunca onca görsel efektle yarattığı patlama, çatlama sahneleriyle biz seyircileri nasıl bir psikolojik saldırıya maruz bırakıyor? Şu felaket durumlara bir bakalım, nerelere saldırılıyor görelim istedik.

1- HEDEF BEYAZ SARAY, İLERİ!
Dünyanın süper gücü ABD'nin yönetildiği ve 'güvenlik seviyesi' maksimumda olan Beyaz Saray, Kurtuluş Günü filminde uzaylılar tarafından paramparça edilirken, 2012'de de Kennedy gemisi dev bir dalgayla bu binanın üzerine düşüyor. İki filmin yönetmeni Roland Emmerich olması düşündürücü. Emmerich fena halde ABD yönetimine muhalif galiba diyeceğiz ama öyle olmadığını biliyoruz. Bunun için de bizce verilmek istenen mesaj çok açık: En güvendiğiniz yer Beyaz Saray mı, o bile yok ediliyor, artık sizi koruyacak hiç kimse yok.

2- EMPIRE STATE'İ YIKACAĞIZ
Felaket filmlerinin yıkmayı çok sevdiği vazgeçilmez binalardan. Uzaylılar olsun, yaratıklar olsun, gelip 'Ey insanoğlu bakın ne kadar güçlüyüz,' diyerek güç gösterisinde bulunma ihtiyacı duyunca illa bu gökdelene zarar vermek âdet haline gelmiş. Bunun için Kurtuluş Günü ve Godzilla'da el emeği göz nuru binanın canına okunur. Amaç özgüvenimizi sarsmaktır.

3- ÖZGÜRLÜK HEYKELİ'NE KALKAN ELLER
Eğer bir filmde Özgürlük Heykeli zarar görüyorsa durum vahim demektir. Özgürlük rafa kalkıyor mesajı bu kadar açık olamaz herhalde. Yılların demokrasi mücadelesi bir hamlede silinecek, ordu ya da silahlı kuvvetler olaya el koyacak ve insanlığı kurtaracaksa, önce bu heykel zarar görür, haberiniz olsun. Canavar'da ya da Yarından Sonra'da Özgürlük Heykeli'nin hedef alınması hep bu yüzden.
4- GOLDEN GATE KÖPRÜSÜ YIKILIYOR
"Dünyanın enerjisi ansızın bitebilir ve dünya kendi ekseni etrafında dönmesi durabilir" tezini öne süren Kor filminde San Francisco'daki Golden Gate Köprüsü aniden yıkılıyordu. Canavar filminde de hedefte Manhattan Köprüsü vardı. Nereden geldiği belli olmayan canavar New York'u yerle bir ederken, Manhattan Köprüsü'nü de es geçmez! Hollywood'un gösteriş için bu hamleleri yaptığını düşünmek yersiz. Çünkü amaç "tehlike büyük ve kaçarak kurtulamazsınız, gerçekle yüzleşin!" mesajı vermektir.

5- AMERİKA EYFEL KULESİ'YLE MESAJ VERDİ

Fransızların medarı iftiharı Eyfel Kulesi de sinemacıların gazabından kurtulamadı. En son G.I. Joe filminde Eyfel Kulesi bir garip böcekler tarafından yenilmek suretiyle yerle bir edildi. Ve bu hamle Amerikalıların Fransızlar'a "biz sizden daha iyiyiz" mesajı şeklinde yorumlandı.

6- İKİZ KULELER: YIKILMADIK AYAKTAYIZ
Sinemacılar İkiz Kuleler'in yıkılacağını öngörememişti. Ama 2001 terör saldırısında iki dev bina yerle bir edildi. Tabii bu mevzuyu işleyen filmleri çekenler de, o dehşet anını, özellikle de televizyonlardaki gerçek görüntüleri kullanarak bize tekrar hatırlattı. Oliver Stone Dünya Ticaret Merkezi filminde ve Paul Greengrass United 93'te uçakların İkiz Kuleler'e çarpmasını gösterdi. Bu filmler tabii ki "yıkılmadık ayaktayız" naralarının sinemasal karşılığıdır.
7- BARİ PİRAMİTLERE DOKUNMA PİS ROBOT
Pek çok felaket filminde hani tüm dünya tehlikede demek için illa bir Mısır'a uğranır ve piramitler şöyle bir gösterilir. Genelde piramitlere pek zarar verilmez. Ama Transformers 2 filminde sinemacılar bu tavrından vazgeçer, Mısır'daki piramitler, robotların kavgasında epey zarar görür.
8- BİZİM FELAKET NEYSE Kİ KÜÇÜK
Şimdilik felaketlerden ABD kadar zarar gördüğümüz söylenemez. Armageddon filminde Sultanahmet'in üzerinden göktaşı geçtiği görülse de nereye düştüğü bilinmez. Ama Taylan Biraderler'in Küçük Kıyamet filminde deprem sonrası Boğaz Köprüsü'nün yıkıldığını göstermesi, bizim felaket korkumuzun daha gerçekçi olduğunu gösteriyor.
9- İŞTEDÜNYAYI YOK EDEN FİLM
Dünyanın yok edilmesi birçok kez denense de hep son dakikada bir kurtuluş reçetesi bulunmuştur. Ancak Bir Otostopçunun Galaksi Rehberi filminde uzaylılar gelir, lazer silahlarıyla birkaç saniyede dünyayı patlatır. Dünyayı yok etmek için öyle büyük amaçları yoktur uzaylıların; basit bir 'istimlak meselesidir' bu. Dünya, galaksiler arası otoyol inşatında engel teşkil etmektedir!
FELAKET KORKUSU SİNEMACILARIN İŞİNE GELİYOR
Sinemacıların öngördüğü felaketlerin nedenleri türlü türlüdür. Fakat yine de tehlikenin kaynağı çok da fazla değil. Uzaylı istilası her daim gözde bir tehlike unsuru. Bazen göktaşı gibi başka bir unsur, uzaydan gelen tehdit olarak öne çıkabiliyor. Bir dönem Soğuk Savaş'ın tetiklediği nükleer savaş tehlikesi sinemacıların ilham kaynağıydı. Nükleer savaşın insan eliyle çıkmayacağı anlaşılınca, makineler devreye girdi. Teknolojik gelişmelerden kaygılanan insanlık bilgisayarların bir gün bizi yok edeceği endişesini yaşayınca, sinemacılar hemen bu kaygıları kullanarak film çektiler. Küresel iklim değişiklikleri de son yıllarda gözde konulardan biri. Dünyanın bir gün insanlığa "yeter!" diyeceği düşünülüyor. Ama bu öngörülerin çoğu şimdilik (yoksa hayatta olmazdık) doğru çıkmadı. Özellikle kitlesel virüs salgınları konusunda sinemacılara kulak vermekte fayda var. Malum; domuz gribi salgını hepimizin korkulu rüyası, yakında bir domuz gribi filmi gelirse şaşırmamak lazım yani.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.