Pazar 16.05.2010
Son Güncelleme: Pazar 16.05.2010

Cansu Dere: Bir gizem kadını

Canlandırdığı hüzünlü karakterlerin arkasındaki gerçek Cansu Dere'yi hiç tanımıyoruz. Çünkü fotoğraf çekmeyi seviyor ama bunu göstermeyi sevmiyor, yazıyor ama yazdıklarını başkalarıyla paylaşmıyor. Gönül istiyor ki güzelliğinden ötesini de göstersin ve bu 'gizem kadını' profili sona ersin. Zaten o da sürekli güzelliğinden bahsedilmesinden yılmış ki artık kendisi için 'güzel kadın' rolü yazılmasını bile istemiyor

Mankenlik mesleği genelde, bir ilk basamak gibi bizim memlekette. Onun da ilki aslında, güzellik yarışmaları. Önce yarışmaya girilip, güzellik bir gösterilir. Sonra jürilerce takdir edilmiş güzellik ajanslarca keşfedilir. Sonra kişi akıllı ise kendini keşfeder. Cansu Dere'nin 'şöhret yolu' başlangıç hikâyesi de, az biraz böyle.
CANSU DERE FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ
CANSU DERE KİMDİR?
Ailesi Yunanistan göçmeni, 1980 Ankara doğumlu Dere, pek çok meslektaşı gibi İzmir'den İstanbul'a gelir ilk iş olarak. Üniversite sınavında biricik tercihi arkeolojiyi, İstanbul Üniversitesi'nde üç sene kadar okuyup, okulu bırakır. 2000'de Kanal D'nin düzenlediği 'Miss Turkey' yarışmasında Türkiye üçüncü güzeli olmak düşer payına. Memleket teyzeleri, evimizin zarif ve kendini bilen güzelliği tescilli kızı Cansu Dere'yi, delikanlı, yürekli, ciddi oğlumuz Kenan İmirzalıoğlu'na istemeye pek hazırlar. Ezel dizisinden sevgili olmalarına aşinalar. Cansu Dere ve Kenan İmirzalıoğlu istedikleri kadar magazin âlemine aralarında bir ilişki olmadığını ispata çalışsınlar, nafile. "Biri esmer güzeli, diğeri kara yiğit, tastamam oldu bu çift..." diyen 'teyzeler', onayladılar bir kere bu ilişkiyi. Aşklarını film setinden gerçeğe taşımış ünlüler sırasında bir numara Angelina Jolie- Brad Pitt örneği kadar şık bir örnek olacaklardır kuşkusuz onlar da. Kenan İmirzalioğlu, Balkanlar ve Ortadoğu'nun Brad Pitt'i olabilecek kadar yakışıklı, Cansu Dere de Angelina Jolie kadar akıllı nasılsa... Bu akıllılık meselesi, Cansu Dere söz konusu olduğunda altı özellikle çizilen bir mesele. Memleketimizde mankenlik ile aklın yan yana koyulması pek âdetten olmadığından belki de, Cansu Dere de gerektiğinde "Akıllı bir insanım. Akıllı olduğum için akıllı insanlarla çalışıyorum. O yüzden yanlış adımlar atmıyorum," gibi açıklamalar yapmaktan çekinmiyor.
1998'DEN BERİ...

Cansu Dere'nin 'doğru' adımlarının başlangıcı, moda âleminin 'akıllı' insanları Bahar Korçan, Arzu Kaprol, Cengiz Abazoğlu gibi isimlerle çalışması. 2002-2003 yılları arası Paris çıkarması çok parlak sonuçlar vermese de, oradan yükselmektense, buradan oralara gitmek nasip oluyor kendisine. Genelde Dilek Hanif'in gözdesi olarak fethediyor Paris'i. Gerçi son durum itibariyle oyunculuk mankenlikten daha önemli Dere için. Sıla dizisinin Sıla'sı, Ezel'in Eyşan'ı olacağı oyunculuk turları öncesi, NTV'de moda programından, Türkiyenin Yıldızları yarışmasına iyi bir sunucu olduğunu ispat ediyor öncelikle Cansu Dere. Bu sene üçüncüsü düzenlenen Yeşilçam Ödülleri'nde de Naeem Khan imzalı kıyafeti ile büyük bir zarafet içinde yerine getirdi görevini hatırlarsanız. Cansu Dere'yi oyuncu olarak ekranda ilk gördüğümüz dizi, 2004 tarihli, bir nevi Türkiye'nin Sex&The City'si Metro Palas. Cansu Dere, avukat Nazan rolünde. Dizi sebebiyetiyle yapılan Milliyet söyleşisinde metropol kadınını 'Şehirde yaşayan ve çalışan kadın' olarak tarif ediyor Cansu Dere. Kendisi de elbette ki bu tarife uyuyor. Tarifin alternatifi 18-20 yaşında evlenmek ya kocayla ya da aileyle yaşamak ki, bu da pek Cansu Dere'ye göre değil. O, "1998'ten beri ayaklarının üzerinde duruyor."
BEKLE BOLLYWOOD
"Ne zamanki Uğur Yücel'le Alacakaranlık'a başladım, vazgeçilmezim oldu oyunculuk," dediği dizi Alacakaranlık (2005) ile alıyor oyuncu olma kararını Dere. Ardından Güz Yangını geliyor. Bir yıl sonra, Mardin'de çekilen, 'Töreye rağmen aşk' dizisi Sıla ile başlıyor 'Sıla' fenomeni. Genç hanımlar saçlarına dizide Cansu Dere'nin taktığı takılardan iliştiriyorlar vs. 2006'da gösterime giren Kenan İmirzalioğlu-Cansu Dere aşkının taa oralara uzandığı iddia edilen Son Osmanlı Yandım Ali filmini de unutmayalım. Kabuslar Evi, Acı Aşk filmleri ve Ezel dizisi derken, sonuçta eleştirmenlerin her geçen gün oyunculuğunun daha da iyiye gittiğini iddia ettikleri bir Cansu Dere ile karşı karşıyayız. Kendisi lakin hâlâ mütevazı. John Malkovich, Erkan Can ve Juliet Binoche, Dere'nin sevdiği oyuncular arasında. Hayali, çocuklarına Juliet Binoche filmleri tadında filmler bırakmak. Bunun için oyunculuk yolunda çalışmalarına hızla devam ediyor. Yakın zaman önce eğitim için Bollywood'a gittiği haberlerini okumuştuk hatırlarsanız. Hintli oyunculara drama tekniği eğitimi veren ve aynı zamanda yönetmen olan İngiliz Lary Kingston, Cansu Dere için; "Canlandırdığı hüznü yüzüne yansıtırken oldukça gizemli bir görünüme bürünebiliyor. Üstelik güzelliği de kaybolmuyor. Onunla bir filmde çalışmayı çok isterdim," demiş yazılanlara göre. Biz de "Yakışır," diyor, üzerine başrollerini Meltem Cumbul ile paylaştığı bir Bollywood filmi hayal ediyoruz.
DELİ EDEN SÜKÛNET

Mutlaka Cansu Dere'nin de içinde Cansu Dere'den içre pek çok Cansu Dere var lakin, dışarıdan görünen, sevgili Google sonuçlarına da bakılırsa 'güzelliği ve de suratsızlığı' ikilisinin öne çıktığı. 27 yaşında Milliyet'le yaptığı söyleşide "Sizin hiç mi arızanız yok?" sorusuna verdiği; "Olmaz olur mu? Ben bütünüyle arızayım zaten. O insanı deli eden sakinliğim var bir kere. Hayatta sürekli gülen, muhteşem kahkahalar atan insanlar var ya. Ben anlamam öyle sürekli gülücük dağıtan insanları. Babam bile beni 'Asık suratlı kızım benim,' diye sever. Ben de anormal bir insanım. Normal olsam bu işi yapamazdım," cevabını vererek 'suratsızlık' meselesine bir parça açıklama getiriyor. Güzellik meselesine gelince, bunun için de Hürriyet'e verdiği bir söyleşiden alıntı yapalım; "Sadece Türkiye'de değil tüm dünyada dış görünüşe, imaja ve güzelliğe çok önem verilmeye başlandı. Neredeyse bütün sanat dallarında görsellik ön planda. Güzellik anlayışının çok abartıldığını düşünüyorum. Artık 16 yaşındaki kızlar estetik yaptırmaya başladı. Bu çok saçma. Güzel olmak her şey değil, güzel olmak bu kadar yüceltilmemeli. Ayrıca güzellik nedir? Güzellik anlayışı topluma ve kültüre göre farklı anlamlar içerir." Cansu Dere sürekli güzelliğinden bahsedilmesinden o kadar yılmış ki, kendisi için artık 'güzel kadın' rolü yazılmasını bile istemiyor. Keşke Zeki Demirkubuz, Nahit Sırrı Örik'in Kıskanmak romanından uyarladığı filmdeki çirkin kız Seniha rolünü Cansu Dere'ye verseydi de, bitseydi garibin bu güzellik kompleksi.
AH ŞU FOTOĞRAFLAR

Geçen yıl gösterime giren, başrollerinde yer aldığı Acı Aşk filminde kendi çektiği fotoğraflarla insanları tanıştıran Cansu Dere, fotoğraf çekmeyi seviyor ama bunu göstermeyi sevmiyor, yazıyor ama yazdıklarını başkalarıyla paylaşmayı sevmiyor. Gönül istiyor ki Cansu Dere güzelliğinden ötesini de göstersin sevenlerine ve bu 'gizem kadını' profili sona ersin. Bu ketumluğun baş sebebi Dere'nin kendisinden bahsetmekten utanması ise, yan sebebi de medya. Star gazetesine verdiği bir söyleşide örneğin, Kürt meselesi konusunda düşünceleri sorulduğunda, "Söylesem de mayolu resimlerimle verecekleri için bir anlamı olmayacak," tadında bir açıklama yapıyor. Yoksa eminiz Oğuz Atay, Yaşar Kemal, Jerzy Kosinski, Sabahattin Ali ve Alain de Botton gibi yazarları seven, edebiyatla bunca ilgilenen Cansu Dere'nin söyleyecek sözü çoktur. Sorun belki de Alain de Botton ile Oğuz Atay'ın yan yana durmasıdır. Bir insanın ikisini birden sevebilmesi olasılığı düşük gibi keza. Geçenlerde Cansu Dere'nin 2002 tarihinde magazin âlemince "Deniz Seki araya girdi bu aşk bitti," şeklinde lanse edilen ilişkisinin başkahramanı Okan Bayülgen de televizyon programında memleketin bu Alain de Botton sevgisini anlamadığından bahsediyordu. Haklı.
ZATEN ASOSYALİM...

Cansu Dere'nin konuşmaktan özenle kaçtığı magazin basını, Athena'nın solisti Gökhan'dan Nejat İşler'e pek çok ismi yakıştırıverdi ona sevgili diye. Kenan İmirzalıoğlu vakasıyla birlikte o kadar sıkılmış olmalı ki Dere; "Zaten asosyalim. Sosyal fobim var. Biliyorum ki, yanımda kimi görseler, yeni bir ilişkinin başladığını zannedecekler. Bu yüzden başıma bela geleceğine, pijamalarımı giyip eve kapanıyorum. Oysa ben bir yetişkinim. Karşı cins ile sevişmeden de ilişki kurabilirim," gibi bir açıklama yaptı son olarak. Tüm bu karışıklık içinde 'bir dargın bir barışık' diye tabir edilebilecek Cem Yılmaz ilişkisi kuşkusuz Dere için en önemlisi. Magazin âleminde bu ilişki üzerine "İkili Hindistan'dan gelip Karayipler'e gitti, Cem Yılmaz, Cansu Dere'ye müzayededen resim aldı, Cansu Dere Cem Yılmaz'a ayakkabı aldı. Cansu Dere, Yahşi Batı sebebiyle yakınlaşan Cem Yılmaz-Demet Evgar çiftini kıskandı. Cem Yılmaz, Son Osmanlı Yandım Ali filmindeki öpüşme sahnesine arıza çıkardı..." tadında bolca malzeme bulmak mümkün.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.