Pazar 27.06.2010

Ölümcül hiyerarşiler

Bu hafta gösterime giren İşkence Okulu, Örnek Aile ve Paris'ten Sevgilerle, 'slasher' türünün vasat örneklerinden

'Bir Yetişkin Filmi' Deccal'in ardından, insan kesip biçmeye odaklı 'slasher' türü, İşkence Okulu'yla alışık olduğumuz yaş grubuna, ergenlerin arasına dönüyor. Bu İngiliz komedisinde gençler, Çarli'nin Çikolata Fabrikası'nı gezen çocuklar misali. Kibir, bencillik ve kayıtsızlığın cezasını ağır ödüyorlar. Ve evet, bir kez daha bir filmde Suç ve Ceza'nın kapağı görünüyor. İntikam temalı seri cinayetlere sebep veren, gençlik filmlerinin sevilen suçları: Hor görme, itip kakma, eşek şakasıyla bezdirme. Jamie Lee Curtis'li Dehşet Treni'nde (1980) okulun stres topuna dönen genç önce akıl hastanesine gidiyor, intikamını mezuniyet partisinde alıyordu. İşkence Okulu'nun tombul ve yalnız Darren'ı (Calvin Dean) ise, aklından önce umudunu yitirip intihar etmiş. Cenazesiyle birlikte, lisenin ölümcül hiyerarşisiyle tanışıyoruz: Prenses makamı, havalı zorbalar çetesi, birbiriyle uyumlu uyumsuzlar olarak gotik tayfa ve diğerleri tarafından hiç görülmeyenler. Darren'ın intiharını "Keşke ölü olsaydım," sözleriyle karşılayan ve müzikten gerisiyle pek ilgilenmeyen gotik liderin cezası, görece hafif. Kast sisteminin diğer sınıflarını, ağır işkence bekliyor. Vahşetin dozunu artırdıkça ciddileşen ve neticede içi kuruyan nice günümüz 'slasher'ından farklı olarak, İşkence Okulu akılda kalıcı birkaç kan revan manzarasını, gençliğe ait rolleri hicveden bir hikâyenin içine yerleştiriyor. Gelişmiş İngiliz alaycılığı sayesinde de, 'hepimiz suçluyuz!' hikâyesini hafif ve eğlenceli bir hale getiriyor. Ne fazla hafiflemek ne de fazla ciddileşmek istemeyen ve böylece çözümü romantizmde arayan Örnek Aile, birilerinin 'sosyal avlanma' gücünün diğerlerini ezip geçtiği bir başka film. Burada havalı olmanın kuralları çok daha net: En yeni ürünleri en önce kullanıyor olmak. Mahalle, lüks banliyö yaşamanın kirli çamaşırlarının ortaya döküldüğü Stepford Wives, Desperate Housewives gibi birçok film ve diziden tanıdık bir yer. Yan yana kocaman villalar, pahalı arabalar, pahalı sporlar ve her türden profesyonel tüketicilik. Kate (Demi Moore), Steve (David Duchovny) ve yanlarındaki iki genç, bir 'kusursuz aile' kılığında taşındıkları yeni semtte lüks tüketimi özendirmekle görevliler. Tek yapmaları gereken parlak, mutlu, taklit edilesi görünmek; yeri gelirse de çeşitli ürünlerden aldıkları coşkuyu paylaşmak. Oyuncu kadrosundan ve romantik komedi havalı afişinden tahmin edebileceğiniz gibi, Örnek Aile tüketim toplumu eleştirisinde çok iddialı değil. Tüketim düşkünlüğüne bağlı 'bozukluklar' hakkında bir suç ve suçluluk dökümüne kalkışıyorsa da, nihayetinde meseleyi zorla "Kate'le Steve muradına erecek mi?" sorusuna bağlıyor. Veya fazlaca can sıkmak istemiyor diyeyim. Hicvini keskinleştirmeyecek kadar da aile filmi. Bu hafta hiyerarşi basamaklarındaki cesetlerden bahsedilecekse, örnek aile yerine sorunlu liselilerin macerasına bakmakta fayda var. Paris'ten Sevgilerle'nin ajan ikilisinin yanından ise, selam vermeden geçebilirsiniz.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.