Giriş Tarihi: 11.7.2010

Erkekler sosyalleşmek kızlar eğlenmek istiyor

17 yıl önce iki mimar arkadaş tarafından kurulan Nişantaşı'ndaki Touchdown; açıldığından bu yana, müşterilerinin çoğunun 'müdavim' olduğu bir bar oldu

İstanbul'un en eski barlarından biri olan Touchdown, müdavimleriyle birlikte 17 senedir 'mahalle barı' olarak hizmet veriyor. Milli Reasürans Çarşısı'nın Abdi İpekçi Caddesi'ne bakan cephesinde bulunan barın en büyük özelliği, burada herkesin kendini rahat hissetmesi. Yıllardır Touchdown'a sohbet etmek, arkadaşlara rastlamak ve tabii ki eğlenmek için geliniyor. 'Arayış' ya da gösteriş için gelen yok. Kızlar çok rahat, tek başlarına dans edip tekila shot içebiliyorlar. Bunun başlıca nedeni, mekân sahiplerinin 'cool' davranışları. İki mimar arkadaş Fuat Önöz (1964) ile Müge İldeniz'in (1967) 1993'te kurdukları mekân tam manasıyla bir mahalle barı. Bundan 20 sene önce iş çıkışında bara gitmek çok modaydı: Zihni, Palazzo, Ziya, Bebek Bar, Kafein, o zamanın popüler barlarıydı. O barların çoğu birbiri ardına kapandı ya da tarz değiştirdi. 17 senesini geride bırakan Touch Down'ın sırrını Fuat Önöz'e sorduk.
- Touchdown'ın başarısnın sırrı nedir?
- Biz burayı Aralık 93'te açtık ve zamanla oturdu. Her şey bir anda olmadı. İlk yılda Müge'yle benim çevrem geldi. Buranın kimliğinin oluşmasında kuzenimin büyük payı oldu. Ajans Ultra'nın ortaklarındandı ve buraya çevresinden çok insanı davet etti. Bir anda reklamcıların barı olmuştuk. Ancak 94'teki kriz bizi de etkiledi. İlk yılımız sakin geçti. Birinci yıldönümümüzden sonra piyasa yeniden hareketlenmeye başladı ve mekânımız da hem mimarların hem de reklamcı ve gazetecilerin uğrak yeri oldu. Gelişmemiz bu çekirdek çevrenin etrafında gerçekleşti. Bir de çalışan kadromuz hiç değişmedi, bu da müdavimlerin hoşuna gidiyor, hep aynı insanları görmeye alıştılar. Sonunda herkes herkesle arkadaş oldu.
EN ÇOK VOTKA İÇİLİYOR
- 1993'te açtığınız Touchdown'ın konsepti bugünküyle aynı mı?
- Kafamızdaki bar fikri hep aynıydı. Ben üniversitedeyken de 'barcıydım'. Hep aynı bara gidip muhabbet etmeyi seviyordum. Müdavimlik kanımızda vardı. Ben de öyle bir bar açmayı hep istedim; gelenler hep gelsin, kendine has sosyal bir çevresi olan bir yer istiyordum. Touchdown'ın o tarzda olması için hep özen gösterdik. Bizim ve çalışanlarımızın rahatlığı herhalde etken olmuştur. Biz açtığımızdan bu yana eğlence sektörü çok değişti, piyasada apayrı bir gençlik türü var ve onların eğlence tarzı da değişik, daha çok para harcıyorlar. Bizim müdavim tayfası yaşlandı artık.
- Eğlence sektörünün altın yılları ne zamandı?
- Bence altın yıllar, 1997'den 2002'deki krize kadar olan zamandı. İnsanlar krizle birlikte harcamalarını da kısıyor. Eski alım güçleri kaybolduğu için de ilk kıstıkları, eğlenceye harcadıkları para oluyor. Dolayısıyla harcamalar azalınca bizim de kazancımız azaldı. Krizler insanların ruh halini de etkiliyor. Eskiden insanlar daha çok grup halinde eğleniyorlardı. Herkes birbirini tanıdığı için muhabbet sürerken bir anda herkes gaza gelip dans etmeye başlardı. Şimdi ise küçük küçük gruplar kendi içinde eğlenmeye başladı, tabii daha sakin geçiyor.
- Futbol gecelerinden bahsetsek...
- Bizde sadece Dünya Kupası ile milli maçlar seyrediliyor. Onun dışında diğer maçlar yayınlanmıyor. Yoksa kahve gibi olur ve biz o hali hiç beğenmiyoruz. Milli maçların oynandığı geceler çok kalabalık oluyoruz. Malum herkes futbola meraklı.
- Burada yemek de var değil mi?
- Yemek hep oldu. Özellikle annemin pişirdiği yemeklerin çok müdavimi vardı. Bu sene kendini emekli etti ve artık bizim için pişirmiyor. Ev yemeklerimiz çok meşhurdu, herkes önceden ayırtırdı. Çok bekâr müşterimiz var, ev yemeklerine hasretlerini burada gideriyorlardı. Annemim burada çok çocuk büyüttüğü söylenebilir. Şimdi ise mönümüzde salatalar, sandviçler, makarnalar var. Tatlı olarak da açtığımızdan bu yana tiramisu ve cheesecake'lerimiz var. Bir de Nutella'lı kreplerimiz.
- Hangi içkiler daha çok tüketiliyor?
- Her kalabalığın kendine has tükettiği içkiler var. Mesela hafta sonu gelen bir kalabalık var, onlar müdavimlerden farklı oluyor, cumartesileri çıkanlar genelde bira içer. Bizim müdavimler en çok votka içer, viski içinler de var, bir de burası İstanbul'un en çok rom içilen barıdır. Kimisi mojito içiyor ama bizler sek içiyoruz. Bir de rakıcılar var, onlar barda takılmayı seviyor.
- Fiyat politikası değişti mi?
- New York'ta bir bara gittiğinizde bir bira ya da bir viski için genelde 6 ya da 7 dolar ödüyorsunuz. Biz de hep bu rayici tutmaya çalışıyoruz. Ancak Türkiye'de içkilere çok vergi ödeniyor bu da bizim fiyatları artırıyor. Dünya şartlarına göre bir viskiye 12-15 TL ödemeliyiz ama bizdeki vergilerle 20 TL'nin altına inemiyoruz. Biz bir yere gittiğimizde ne ödemek istiyorsak bize gelen müşterilerin de aynı şeyi ödemesini istiyoruz.
- Müdavimleriniz kimler?
- Burada hep ayrı dönemlerde kız grupları oldu. Kızlar, Touchdown'a tek başına gelip kendilerini rahat hissedebiliyor. Çeşitli dönemler oluyor. Bir dönem çok çıkıyorlar sonra yavaşlıyorlar, ya evleniyor ya da çocuk sahibi oluyorlar. Derken başka bir grup devralıyor ve böyle devam ediyor. Şu an mesela bize haftanın birkaç günü iş çıkışı gelen 40'a yakın bir kız müdavim grubu var. Erkek müdavim ile kız müdavimler arasında fark var. Erkekler daha çok sosyalleşmek, kızlar ise eğlenmek istiyor.
MÜDAVİMLER DE MÜZİK ÇALIYOR
- Rahatsızlık duyduğunuz müşteri grubu var mı?
- Benim sevmediğim tipi, genel medeni şartlarda kimse sevmiyor. O yüzden bizim de burada rahatlığımızı bozacak davranışlardaki insanlara pek hoşgörümüz yok. Özellikle tek başına eğlenen kızları rahatsız edenler en sevmediğimiz tiplerdir. Çünkü burada kızlar o rahatlığı seviyor. Böyle durumlarda çalışanlar ile müdavimler tek bir güç olup, birlikte müdahale ediyoruz. Bir de Teşvikiye ya da Nişantaşı sakini olup yürüyerek gelenler var, burayı mahalle barı olarak görüyorlar. En büyük müdavimlerimiz bu gruptaki kişilerden oluşuyor.
-Ne tür müzik çalınıyor?
- Eller havaya ve popüler Türk ya da yabancı müziklerin dışında her şey. Kısaca popüler olmayan müzikler çalıyoruz. Çoğu zaman müdavimler de çalıyor. Ara ara DJ'ler geliyor. Genelde bizde müziği Erdinç (barmen) yapıyor. Eskiden ben de çok çalardım artık pek çalmıyorum.
- Mimarlık eğitimi aldınız ama eğlence sektörünü seçtiniz, mesleğinizi yaptınız mı hiç?
- İstanbul Teknik Üniversitesi'nde mimari okudum ve 1987'de mezun oldum. 1993 yılına kadar mimarlık yaptım. O arada 1989'da üç arkadaş Ortaköy'de bir kafe açtık, daha sonra Myott oldu. Ama ben anlaşamadım, ayrıldım ve mimarlığa 1993'e kadar devam ettim.
- Ortağınızla üniversitede mi tanıştınız?
- Müge okula 1984'te girdi ve o zamandan beri arkadaşız. Ortaköy'deki yerde de Müge'nin yardımları oldu. Sonra 1993'te ortak bir mimari ofis kurduk. Bar açmak da hep gündemimizdeydi. Sonra Touchdown'ı açtık. Mimari büromuz da 2000 yılına kadar sürdü. O yıllarda Müge'nin iki çocuğu oldu, ben de ustalarla boğuşmaktan sıkılmıştım ve büroyu kapattık. Daha çok bara yönelmiştim. Şimdi ise yeniden ara ara mimari projeler yürütüyorum.
- Sizi çoğumuz Camel Trophy'den tanıyoruz, hâlâ sporla ilgileniyor musunuz?
- 1997 yılında Türk Takımı olarak Moğolistan'daki Camel Trophy'ye katıldık. Daha sonraki iki yıl boyunca hocalık ve hakemlik yaptım. 2000 yılında Camel Trophy sona erdi. Touchdown müdavimleri arasında 'eski' Trophy'ciler de var tabii ki. Onun dışında her türlü sporu yapıyorum. Bu aralar kitesurf, su kayağı, snowboard ve yelken yapıyorum. Her sene yelken yarışlarına katılıyorum. Eylülde Çin'de bir yelken yarışı olacak ona katılacağım.
- Touchdown ismini hanginiz buldu?
- İsmi ikimiz bulduk. Başta 50'ye yakın isim düşünmüştük, herkesin katkılarıyla. Elemelerden sonra Touchdown'da karar kıldık. 1993'te açtığımızda Palazzo, Cafein vardı. Müge'yle bizim tarzımızı yansıtan bir isim istiyorduk. Nişantaşı kafelerinden farklı, özellikle bara gidiyorlar diye süslenen bir kitlenin gitmediği bir bar istiyorduk. Daha canlı ve hareketli bir yer. O yüzden de sporla bağlantılı bir ismi uygun gördük, her ikimiz de Amerikan futbolunu seviyoruz. Çok hareketli ve keyifli bir oyundur. Touchdown da Amerikan futbolunda 'gol' demek.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.