Günümüzde anne-babaların en büyük çıkmazı, çocuklarının ekran başında geçirdikleri zaman. Maalesef ki, aileler çocuklarının ekran ile olan ilişkisinde düzen kurmakta zorlanıyorlar. Sanal dünyada karşılaşabilecekleri tehlikelerden korkuyor, gerçek dünya ile bağlarının kopmasından endişe ediyorlar. Yani, aileler karşısında kendileriniz aciz hissettikleri teknoloji ile nasıl başa çıkacaklarını bilemiyorlar. Onların tüm bu korkularının karşılığı olarak çocuklar oldukça rahat. Öyle ki, çoğu ailesinin ekran konusunda duyduğu endişeleri anlamsız buluyor.
Ailelerin, "Çocuğun artık odandan biraz dışarı çık, ekran süren doldu. Haydi, biraz dolaşmaya gidelim" çağrılarına çocukların cevabı ise genelde şöyle oluyor: "Ben mağaramda mutluyum anne, benim için endişelenmekten vazgeç. Neden odamızda kalınca psikolojimin bozulacağını düşünüyorsun. Ben gayet iyim. Bence sizin psikolojiniz bozuk."
Evet, etrafımda pek çok anne-babadan çocuklarının bu cümlelerini kurduğuna dair hikayeler dinledim. Bu yazıyı okuyanlar da belki aynı cümleleri çocuklarından duymuş olabilirler. Peki, Alfa kuşağı halinden memnun. Odalarında tabletleri ile mutlular. Ancak bunun doğru olmadığını bilen aileler de endişeli. Anne-babalar, bu kuşakla nasıl başa çıkacak? Yaşadıkları korkular fazla mı? Denge sağlanabilir mi? İşte bu soruların cevabını uzman psikolog Tuğba Yağan'dan aldık.
DİJİTAL BİR NESİL YETİŞTİRİYORUZ
"Dijital dünyaya doğan bir nesil yetiştirdiğimiz gerçeğini kabullenmeliyiz. Çocukların dijital teknolojiyle iç içe büyümesine karşı çıkmak hayatın akışına aykırı. Çocuklar okul dışında arkadaşlarıyla internet üzerinden iletişim kurup, arkadaşlık ilişkilerini yürütüyorlar. Dışarıda buluşup birlikte oynama heyecanı hevesi yerine, sosyal medyada birbirlerine video göndererek eğleniyorlar, görüntülü konuşma yapıyorlar ya da birlikte internet oyunlarında arkadaşlığına devam ederek arkadaşlık ilişkileriyle ilgili bir haz yaşıyorlar aslında.
PANDEMİ DENGELERİ BOZDU
2020-2021 yıllarındaki salgın sürecinde gelişim sürecinde olan bu çocukların bilgisayar veya cep telefonu ile daha fazla meşgul oldukları, çevrimiçi mecralarda daha çok vakit geçirdikleri bir gerçek var. Uzaktan ve online eğitim yaşına denk gelen dolayısıyla internete daha sık giren çocukların dijital oyunlara da ilgileri arttı. 'Evde Kal' dönemlerinde, ailenin yetişkin bireyleri bunları sık kullandıkları için çocuklar onlardan etkilenerek bilgisayar, cep telefonu ve internetle daha fazla meşgul oldular. Salgından korunmak amacıyla uzun süre evde kalınan dönemlerde, aileler nitelikli zaman geçirmek için doğru alternatifler geliştirmedikleri için çocuklar başta olmak üzere aile bireyleri bilinçsiz şekilde saatlerini internette geçirmeye başladılar.
Bu arada bazı araştırmalar, ekran süresi yüksek olan çocukların anne babalarının da ekran süresinin yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Diğer yandan anne-babalar, dış dünyanın ve sokakların Y kuşağı çocukluğundaki gibi güvenli olmadığının değişen dünya düzeninde oldukça farkında.
HAREKETLİ ÇOCUK SAYISI AZALDI
Günümüz çocukları, hareketli açık hava oyunlarını, aktivitelerini daha hareketsiz bir yaşam tarzı ile değiş tokuş etmiş durumdalar. Muhtemelen siz de çocuklarınızın okul dışı ve uyanık saatlerinde dışarıda oyun oynamaktan çok odalarında evde ekran zamanına ayırmaya daha meyilli olduklarını zaten biliyorsunuz. Çoğu ebeveyn çocuklarının gün içinde yeterince aktif olmadığının farkında. Hareketli çocuk sayısındaki düşüş dünyanın birçok yerinde yaşanan bir durum. Hatta 2000'li yıllardan önce çocukların sadece yüzde 7'si "obez" olarak kabul edilmişti. 25-30 yıl sonra araştırmalarda, çocukların hareketliliğinin azalıp, evde odasında daha çok zaman geçirmesiyle her üç çocuktan birinin obez olma riski taşıdığı bulgulandı."
TÜM DÜNYADA DURUM AYNI
Tüm dünyada çocukların açık havada oyun oynama süreleri giderek azalıyor ve oyun alışkanlıklarındaki dengesizlik artıyor. Aslında diğer nedenlerden biri de modern hayatın baskıları nedeniyle ebeveynlerin yarısı dışarıda oynayan çocuklarını gözetmek ya da onlarla beraber dışarıda oyun oynamak için az zamanları olduğunu ya da hiç zamanları olmadığını bize belirtiyor. Çocukların dijital oyunlar için daha çok zaman harcadıklarına yönelik, ebeveyn olan danışanlarımda şikayetler arttı.
AİLELER YORGUN
"Çalışan annelerin sayısı da eski zamanlara nazaran oldukça artmış durumda. Bu yüzden çocuklar evde anne babalarını beklerken, ya da çalışan anne baba çocuğunu okuldan alırken, ebeveynler de çocuğuyla özel zaman geçirme konusunda yorgun. Bu yorgunluk kaliteli zaman geçirme konusunda ihmale dönüştüğünde evdeki yalnız çocuğun en iyi arkadaşı tableti ya da telefonu oluyor.
BİREYSEL SOSYALLİK KOLAY GELİYOR
Ya da çocuğun seçtiği arkadaşları odasında tabletiyle zaman geçiren çocuklarsa, nasıl dışardaki hayatta çocuk bir oyuna girmek için diğer çocuklara uyum sağlayarak arkadaşlık ilişkilerini geliştiriyorsa, şimdi evde odasında tabletinin ya da telefonun içindeki dünyada arkadaşlarıyla ve dış dünyayla temas ediyor. Eskiden bunu dışarıda sosyalleşerek yapan çocuklar şimdi bunu odasında bireyselleşerek de yapabiliyor. Nedenlerden biri de onlar için daha zahmetsiz daha kolay."
EKRANLA YALNIZ KALMA KORKULARINI GİDERİYORLAR
"Gerçek hayatta arkadaş ilişkilerinde yaşadıkları sıkıntılarla baş edebilmeyi öğrenmenin yüz yüze konuşarak gerçekçi bir iletişimle zor olduğu zamanlarda, çocuk arkadaş bulamamanın korkusunu yaşamak yerine, kendine ekranı dost yapabiliyor. Oyunlar oynayarak, dizi film izleyerek yalnız kalma korkusunu da savuşturuyor kendi yöntemiyle. Çocuk zor duygularla başa çıkmak yerine internet ve tablet aracılığıyla yalnızlaşmayı, kendi başına takılmak olarak anlamlandırmayı öğreniyor ve kabullenişe geçiyor. Bu konuyla ilgili de yalnız olmadığının başka çocukların da böyle olduğunu duyunca, daha hareketli daha aktif bir yaşamın onun mutluluğu için tek çözüm yolu olmadığına inanıyor. Bu yüzden anne-babasına "Ben böyle iyiyim, mutluyum" cümlelerini söylüyor. Burada dikkat edilmesi gereken, teknolojiyi ve ekranları çocuk bakıcısı olarak ya da insan ve arkadaş ilişkilerine dair sahici deneyimlerini engelleyici biçimde aşırı kullanmamaları. Ekran ile ilişki artıp, ekran hem bir oyun yeri ve hem de oyun arkadaşı haline gelince oyun dengesizliği karşımıza çıkıyor. Ebeveynlere düşen sorumluluk içeride ve açık alanda oynanan oyunlar ile ekran başında ve ekran dışında oynanan oyunlar arasında bir zaman dengesi kurabilmeleri için çocuklarına rehber olmak. Çünkü ekran süresinin çocuklarda duygusal, fiziksel, sosyal açıdan gelişim geriliği, dikkat eksikliği ve öfke problemi gibi çeşitli sorunlara yol açtığının kanıtlandığını vurgulamak isterim."
EBEVEYNLER NE YAPABİLİR?
"İletişim kurun, istikrarlı olun, ortak sevebileceğiniz alanlar bulun, sohbet edin. Gününün nasıl geçtiğini sormaktan başlayabilirsiniz mesela. Aile geceleri yapın. Her haftanın bir günü uygulayabileceğiniz bir gelenek haline gelebilir. Bu gece, ister ailece sinemaya gidin, ister akrabanıza gidip kuzeniyle buluşturun, ister piknik yapın ya da yemeğe çıkın, sevdikleri bir içeceği dışarıdan alıp içmek bile olur, isterseniz akşam yürüyüşlerine çıkın.
ARKADAŞLARINI MUTLAKA TANIYIN
Çocuklarınızın arkadaşlarını mutlaka tanıyın. Çocuklarınızdan arkadaşlarını size davet etmelerini isteyin. Dilerseniz annesiyle ya da anne-baba olarak birlikte davet edin. Arkadaşlarıyla olan ilişkilerini gözlemleyerek, çocuğunuzun beğendiği, sevdiği, hoşlandığı ve hoşlanmadığı şeyleri daha kolay öğrenebilir, çocuğunuzu neyin motive ve mutlu ettiğini fark edebilirsiniz. Çocukları hareketli arkadaşlar seçmeye teşvik etmek de onlara fayda sağlayabilir.
SEÇİM ŞANSI VERİN
Çocuklarınızla geçireceğiniz değerli anlarda, yapılacak aktiviteleri seçmek isteyebilirsiniz. Çocuğunuza yararı olduğunu düşündüğünüz ama onun karakterine hiç uygun olmayan seçimler çocuğunuzun hevesini söndürecektir. Bu nedenle birlikte geçireceğiniz zamanlarda yapacağınız aktiviteler için çocuğunuzun ilgi alanlarına uygun birkaç seçenek bulun ve bunların arasından seçim yapmasına izin verin. Sevdiği bir yemeği ya da tatlıyı birlikte hazırlayın ya onun seçtiği bir filmi izleyin.
BİLDİKLERİNİZİ ÖĞRETİN
Çocuklarla kaliteli zaman geçirmenin en güzel ve verimli yollarından biri onlara bildiklerimizi öğretmektir. Tıpkı kendi anne babalarımızdan öğrendiğimiz şeyleri asla unutmamamız gibi, çocuklarımız da bizden öğrendiklerini ömür boyunca hatırlayacaktır. Yemek yapmak, araba yıkamak, örgü örmek, enstrüman çalmak ve daha çok fazla beceriyi çocuğunuza öğretebilirsiniz.
BİRLİKTE ÖĞRENİN
Çocuğunuzla ortak ilgi alanınız olan bir konu bulun ve bu konuya dair kurslara ya da workshoplara katılın. Olmazsa internetteki sınırsız kaynaklardan faydalanın.
GÜL VE DİKEN OYUNU
Çocuklarınızla her akşam konuşurken ona neler soruyorsunuz? Eğer gününün tam olarak nasıl geçtiğini anlamak istiyorsanız gül ve diken sorusunu kullanabilirsiniz. Çocuğunuza her akşam, onun için günün gülü ve dikeni neydi, onu ne mutlu etti, canını sıkan bir şey var mı öğrenin. Siz de çocuğunuzun yaşına göre, yaşadığınız mutluluk ve üzüntüleri uygun bir dille onunla paylaşabilirsiniz."