Yıllarca farklı diyetleri denedi, ama hiçbirinden kalıcı sonuç alamadı... Ta ki kendi bedenini dinlemeye başlayana kadar! Yoga eğitmeni Shawndra Sublett, sadece beslenme şeklini değil, hayatla kurduğu ilişkiyi de tamamen değiştirdi. Artık işlenmiş gıdalar yok, suçluluk yok, zorlayıcı diyetler yok! Onun basit ama etkili sırları, sağlıklı yaşama adım atmak isteyen herkese ilham verecek. İşte 27 kiloluk büyük dönüşümün perde arkası...
Shawndra Sublett, sağlıklı yaşam tarzına geçerek yaklaşık 27 kilo verdi. Kilo kaybını sadece diyet değil, zihinsel dönüşüm ve hareket temelli bir yaşamla sağlayan Sublett, artık edindiği alışkanlıklarla hem bedenini hem de ruhunu güçlü tutuyor. İşte Sublett'in günlük yaşamı, beslenme düzeni ve egzersiz rutini...
Shawndra için günün en önemli anlarından biri, köpeğiyle birlikte yaptığı yürüyüşler.
"Öğle arasında dışarı çıkıp birkaç kilometre yürümek, bana hava almak, gün ortasında zihnimi tazelemek ve modumu yükseltmek için büyük fayda sağlıyor," diyor. Günlük adım sayısını yüksek tutmayı, sürdürülebilir bir hareket biçimi olarak benimsiyor.
Beslenmesinde porsiyon kontrolüne dikkat eden Sublett, "Sadece avuç içime sığacak kadar yemek yiyorum," diyor. İkinci tabağa geçmeden önce bir süre beklemek, onun için tokluk sinyallerini fark etmek adına önemli. Ayrıca yemeklerini mümkün olduğunca başkalarıyla yemeği tercih ediyor.
"Yalnız yaşıyorsanız bile televizyonsuz bir şekilde, masada yemeği deneyin. Bu, hem keyif hem de farkındalık katıyor," diye ekliyor.
Sublett, beslenmesinde işlenmemiş ve detoks etkili gıdalara yer veriyor. Brokoli, pancar, havuç, zerdeçal, limon, avokado ve kuruyemiş gibi gıdaları tercih ediyor. Bu gıdaların çevresel toksinleri atmaya, sindirimi desteklemeye ve iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olduğunu belirtiyor.
Geçmişte veganlık ve ketojenik diyet gibi farklı sistemler deneyen Shawndra, artık kendini "sezgisel beslenen biri" olarak tanımlıyor.
"Bedenimi dinleyerek beslenmeye çalışıyorum. Çeşitli ve dengeli beslenmenin uzun vadede daha sürdürülebilir olduğunu keşfettim," diyor.
Sabah ritüelleri arasında tuzlu limonlu su içmek, hindistancevizi yağı ile ağız çalkalamak ve mantarlı bitki çayı içmek var. Gün boyunca ise en az 1 litre taze meyve-sebze suyu tüketiyor.
İlk öğününü genellikle öğleden sonra yapan Sublett, hafif protein ve sebzelerle besleniyor. Akşam yemeğinde bol miktarda sebze ve kaliteli protein tüketiyor. Ruh haline göre meyve, sorbe ya da tatlı da tüketebiliyor. Ancak işlenmiş gıdalar, şeker, kafein ve tohum yağlarından uzak duruyor.
Shawndra, sadece yoga ile sınırlı kalmıyor. Haftada üç kez ağırlık antrenmanı yapıyor.
Ayrıca sabahları güçlü ya da sıcak yoga derslerine katılarak hem kalp sağlığını hem de ruh halini destekliyor.
SPORLAR, YENİ HEYECANLAR
Her ay 2-3 yeni fiziksel aktivite denemeye çalışan Shawndra; doğa yürüyüşü, kaya tırmanışı ve paddle board gibi hareketli uğraşlardan keyif alıyor.
"Egzersiz bir hediye. Sporla çevrili bir yaşam inşa ettim. Yeni şeyler denemek beni hem mutlu ediyor hem zorluyor. Eğlenceli olduğu sürece sürdürülebilir oluyor," diyor.
Kilo vermek, ister birkaç kilo fazlanız olsun ister 37 yaşındaki Maria Kirkeland gibi çok daha fazlası olsun zorlu bir süreçtir. Her pazartesi başlayan diyetler bir sebeple daha haftanın ortasını göremeden bozulur. Ancak başarıya ulaşmak ve hedef kilonuza inmek imkansız değil. Norveç'te yaşayan Maria da yıllarca bu sorunla mücadele ettikten sonra kısa sürede 79 kilo vermeyi başardı. Bunu ise uyguladığı bir kurala bağlıyor.
79 kilo vermeyi başaran Maria, bu süreçten çıkardığı bir kural olduğunu söylüyor. Yıllar boyunca düşük kalorili beslenme ve ardından sık sık aşırı yemeye yöneldiği bu kısır döngüden nasıl çıktığını anlattı.
Kirkeland, kilo verme süreci boyunca her zaman motive olmadığını ve sadece motivasyona güvenmenin sürdürülebilir olmadığını fark etti.
İŞTE BAŞARISININ SIRRI
"Motivasyon abartılıyor. Her gün motive olamazsınız, bu imkansız." diyen Kirkeland, başarısının sırrının istikrar olduğunu belirtti. "Mükemmel olmanıza gerek yok, önemli olan devam etmek."
Maria'nın yolculuğu, insanların geçici moda diyetlerle değil, uzun vadeli alışkanlıklarla kalıcı başarıya ulaşabileceğini gösteriyor.
SÜRECİN TADINI ÇIKARIN
Kirkeland, kilo verme sürecinde kendini mutsuz hissetmediğini, aksine sürecin tadını çıkarmaya çalıştığını vurguluyor: "Eğer mutsuzsanız, bu işe yaramayacak. Keyif almalısınız."
Uzmanlar da bu yaklaşımı destekliyor. Örneğin, antrenör Jordan Syatt'a göre egzersize başlamak için motivasyon beklemek hata. "Önce harekete geçin, sonra motivasyon gelir," diyor.
79 KİLOYU VERMEYİ NASIL BAŞARDI?
Maria Kirkeland'ın hikâyesi, kilo verme sürecinde gerçekçi, sağlıklı ve sürdürülebilir hedeflerin ne kadar etkili olduğunu ortaya koyuyor.