Sahnede fenalaşan ve geçirdiği kalp krizi sonrası hayatını kaybeden Metin Aralot'ın ani ölümü sevenlerini yasa boğdu. Bir süredir diyet yaptığı iddia edilen ünlü sanatçının kalbini bu rejimler mi yordu? Tüm bu iddialar şok diyetlerin vücuda olan hasarlarını tekrar gündeme getirdi. Konu hakkında merak edilenleri Uzm. Dr. Demet Erciyes ve Beslenme ve Diyet Uzmanı Ersin Özdemir'e sorduk.
Ek olarak bu hapların ve iğnelerin bazı hormonlar da içerebildiğini söyleyen Erciyes, "Farklı komplikasyonlara da yol açabilir. Örneğin bazısı pankreas kanserine sebep olabiliyor. Ama en sık gördüğümüz tabii ki kalp krizi, ölümle neticelenen ve kalbin durmasıyla sonuçlanan ritim bozukluklarını da tetiklediğidir" şeklinde anlattı.
GENÇ YAŞTA KALP KRİZİNİ GÖRÜLME SIKLIĞI NEDEN ARTTI?
Genç yaşta kalp krizi görülme sıklığının artmasına dair Uzm. Dr. Demet Erciyes şunları söylüyor:
"Aslında bunun en belirgin özelliği hastanın yaşı gençse pek de kalp hastalığını çünkü genel kanı bu hastalığın ileri yaş hastalığı olduğuna dair, evet doğru ileri yaş bu hastalığın risk faktörlerinden bir tanesi, ama diğer risk farktörlerini de iyi gözlemlemek lazım. Örneğin sigara kullanımı daha genç yaşa inmeye başladı. Fast food, sağlıksız beslenme, bunlar çok yaygınlaştı maalesef. Yüksek kolesterol düzeyi, yüksek kan yağlarındaki dengesizlik bu yanlış beslenmeyle birlikte olabilecek diyabet ya da yüksek tansiyon gibi diğer komplikasyonlar diyebiliriz hem de bu kalp damar hastalığına zemin hazırlayan diğer risk faktörleri daha da arttı ve daha genç yaşa indi. Obezite daha genç yaşta hatta çocuk denecek yaşta başlıyor. Hareketsizlik, bu teknolojik çağın sosyal medya bağımlılığı, teknoloji bağımlılığı, bilgisayar başında oturup hareketsiz vakit geçirmeleri. Eskiden çocuklar ve gençler açık havada vakit geçirip hareket ediyorlardı, oynuyorlardı, en azından yürüyorlardı ama şimdi tamamen hareketsiz evde, kapalı alanda, bilgisayar başında, yemek yemek için bile bilgisayar başından kalkmadan bu hazır yiyecekleri, cipleri, paketlenmiş gıdaları bol bol tüketiyorlar. Hareketsizlikle birlikte obezite daha da fazla oluyor. Bunun arkasından kan yağlarındaki dengesizlik metabolik sendrom, yüksek tansiyon, kan şekerindeki bozulmalar, bunların hepsi kalp damar hastalığına zemin hazırlıyor. Genç yaşta oldukları için bunu kendilerine kondurmuyorlar, doktora da gidip göstemiyorlar, tetkitleri de yaptırmadıkları için maalesef kalp krizi görülme yaşı çok erken yaşlara kadar indi. En önemlisi sigara kullanımı, elektronik sigara da buna dahil."
KALP HASTALIKLARINDAN ÖLÜM ORANINI YÜZDE 91 ARTIRIYOR
Bu sene Mart ayında Amerikan Kalp Derneği'nin toplantısında sunulmuş 20 bin kişi üzerinde yapılan çok önemli bir çalışmadan bahseden Erciyes, şok diyetlerden ve aralıklı orucun kalbimize olan etkilerinden bahsetti.
Uzm. Dr. Demet Erciyes, "16 saati bulan açlıklar söz konusu, şok diyetlerde de aynı durum vardır. 16 saat aç kalan ve yeme süresini 8 saatle sınırlayan 20 bin kişide yapılan çalışmada kalp damar hastalıklarından ölüm oranı yüzde 91 olarak daha fazla görülmüş. Dolayısıyla bir kere gelişigüzel diyet yapılmamalı. Özellikle kalp hastalığına meyilli olan kişiler, ailesinde erken yaşta kalp damar hastalığı olanlar ve bu risk faktörlerinin hepsini taşıyanlar olur olmaz moda diyetlere sarılmamalı.
DİYETLER KİŞİYE UYGUN OLMALI
"Şok diyetlerde insanlar sadece sıvıyla da besleniyor. Şok diyetin anlamı çok kısa sürede çok miktarda kilo vermek. Ancak amaç aslında bu olmamalı. Yapılacak diyetlerin sürdürülebilir olması, yaşam tarzına uygun olması gerekiyor. Diyet kişiye uygun olmalı, herkes için aynı diyeti öneremeyiz" diyerek her kişinin genetik özelliklerinin, metabolizmasının ve yaşantısının başka olduğunu söyleyen Erciyes, bunlara dikkat edilerek bir diyet önerilmesi gerektiğini ifade etti.
Sağlıklı diyetin Akdeniz diyeti olduğunu belirten Uzm. Dr. Demet Erciyes, "tüm vitamini, minerali, karbonhidratı, proteini ve yağı dengeli bir diyet olmalı" dedi.