Çocuk yetiştirmek her geçen gün daha çetrefilli bir hale geliyor. Bunun en temel nedeni anne babaların kendileri oluyor. İki erkek çocuk babasıyım. O yüzden ebeveynlerin hatalarını ya da zaaflarını rahatlıkla söyleyebilirim. Ben de öyleyim eşim de. Günümüzün ebeveynleri olarak fazla endişeliyiz. Çok fazla koruyucu davranıyoruz. Malum büyükşehirdeyiz, yalnız kaldığımız zamanlar çok oluyor. Bazı basit sorunlarla bile baş etmekte zorlanıyoruz yani. Ama 'anne baba olabilmek' birçok ülkede uzun bir süredir ciddi bir problem.
LÜTFEN ÇOCUKLARIMA BAĞIRIN
Guardian gazetesinin iki çocuklu Dış Haberler Muhabiri olan Marina Lopes de kendi tecrübelerinden yola çıkarak "Please Yell at My Kids/ Lütfen Çocuklarıma Bağırın" isimli bir kitap yayınladı. Hafta içerisinde kitabını ve Mozambik, Finlandiya, ABD, Brezilya, Malezya, Singapur gibi ülkelerde yaptığı yolculuklar edindiği farklı ülkelerdeki ebeveynlik yaklaşımlarını anlattı. Gelin ilk önce Lopes'in kitabında anlattığı ülkelerdeki detaylara bakalım sonra da diğer ülkelerdeki çocuk yetiştirme eğilimlerini ele alalım.
TOPLUMUN BASKISI EBEVEYNLERİ TÜKETİYOR
"Anne olduğumda kültürlerin sadece yemek ve politika konusunda değil esas ayrışmayı çocuk büyütme konusunda gördüm. Her ülkenin bu konuda kendi gizli sırları var" diyen gazeteci yazar Marina Lopes, ABD'de ebeveyn olmayı şöyle özetliyor: "Amerika anne babalar çocuk yetişme konusunda genellikle tek başlarına kalıyor. Ayrıca her şeyin mükemmel olması noktasında üzerlerinde yoğun bir baskı oluşturuluyor. Bu da anne babaları tükenmişliğe itiyor." Çocuklarını daha iyi yetiştirmek için bir dönem Mozambik'e giden Lopes buradaki gözlemlerine dair de "Mozambik'te 'anne' kelimesi sadece biyolojik ebeveynler için kullanılmıyor. Anne genellikle mahalledeki çocuklara sokağa çıkıp oturduğu yerden bakan en yaşlı kadına deniyor. Anne babaları işteyken tüm çocukları sokakta gözlüyor ve hatta hepsine atıştırmalıklar hazırlıyor" diyor.
EVİN YOLUNU KENDİSİ BULSUN
Norveç, Finlandiya, Danimarka, Hollanda, İsveç gibi ülkelerde çocukları hava sıcaklığı eksi 10'larda olsa bile dışarıda uyutma geleneklerini duymuşsunuzdur. Yazar Lopes ise kitabında Hollanda'daki "ormana bırak" geleneğinden bahsediyor. Buna göre anne babalar çocuklarını ormana bırakıyor ve evlerini kendileri bulmalarını istiyor. Yanlarına yiyecek, su ve el feneri gibi temel ihtiyaçlar veriliyor. Çocuklar bazen tek bazı durumlar da kardeşleri ya da akranları ile ormana bırakılıyor. Hollandalı anne babalar böylece çocuklarının yetişkinlere çok fazla bağımlı olmamalarını sağladıklarına inanıyor.
TAKIM İŞİ ŞART: YETİŞİN KOMŞULAR
Yazara göre Brezilya'da özellikle de kırsalda çocuk yetiştirmek için adeta tüm köy devreye giriyor. Hatta doğum anından lohusalık sürecine kadar yakınlarınız yanınızda oluyor. Çocuklar büyütülürken de en yaşlılar bile sorumluluk alıyor. Bu sayede sosyal becerileri yüksek ve güçlü aile bağları olan çocuklar yetiştiriliyor. Biraz da Malezya'ya bakalım. Yazar Lopes eşi ve çocuklarıyla birlikte bir süre de Malezya'da arkadaşlarının yanında yaşadı. Malezya'daki Iban kabilesinde aileler her gece aynı yemek sofrasında buluşuyor ve çocuklar tamamen takım işi halinde ortak büyütülüyor. Lopes, "Belki Ibanlar gibi olamayız ama biz de yaşadığımız yerlerde komşularımızla güven ilişkisi kurup çocukları akranlarıyla birlikte büyütmeliyiz" diyor.