Dünya mutfaklarını keşfetmeyi ve tanıtmayı hedefleyen TasteAtlas, özellikle hazırladığı listelerle yakından takip ediliyor.
2025 yılının ilk yarısında mevcut listeler, dünyanın her bir yanından kullanıcılar ve yemek uzmanlarının oylamasıyla güncellendi.
Bu veriler kullanılarak, 2024 yılının sonunda listelenen "Dünyanın En İyi 50 Mutfağı" listesi güncellendi. Peki Türkiye bu listeye hangi sıradan girdi? Gelin birlikte bakalım…
GÖNÜLLERDE BİRİNCİ SIRADA
Türk mutfağı, bu sıralamada 4.50'lik bir puanla 6. sırada yerini aldı. 2024'ün sonunda yapılan listede de aynı puanla aynı sıralamada yerini almıştı.
TasteAtlas, Türk Mutfağı'nın denenmesi gereken lezzetlerini de şu şekilde sıraladı:
TÜRK MUTFAĞININ VAZGEÇİLMEZLERİ
Kahvaltı (4.9)
Samsun Pidesi (4.7)
Tire Köftesi (4.7)
Antep Fıstığı (4.6)
Çökertme Kebabı (4.6)
LİSTEDE DİĞER ÜLKELER HANGİ SIRADA?
Yunanistan, 4.60 puanla dünyanın en iyi mutfağı seçildi. İşte listenin devamındaki ülkeler…
2. İTALYA
İtalya, uzun zamandır dünya mutfakları arasında zirveye yakın bir konumda yer alıyor. TasteAtlas'ın 2024 sıralamasında ilk sırada yer alan İtalya, bu yıl 2. sıraya geriledi.
Bölgesel yemekleriyle bilinen İtalyan mutfağı; Napoli'nin orjinal pizza margaritası, Roma'nın kararmış fırın tavukları ile oldukça ünlüdür.
3.MEKSİKA
Meksika mutfağı, lezzetli ve zengin tatlarıyla üçüncü sırada yerini alıyor. Tacos, enchiladas, guacamole ve mole gibi geleneksel yemekler Meksika'nın mutfak kültürünün temel taşlarıdır.
Bahartların, otların ve deniz ürünleriin yoğun kullanımı, Meksika mutfağının dünyada kendine sağlam bir yer edinmesine yardımcı oluyor.
4.İSPANYA
2024'te 7. sırada bulunan İspanya mutfağı, bu yıl 4. sıraya ilerledi.
İspanyol mutfağının çok kültürlü yapısı, özellikle Akdeniz bölgesinin taze malzemelerini öne çıkararak her damağa hitap eder.
6. TÜRKİYE
Türk mutfağı hem Doğu hem Batı'nın etkilerini harmanlayan eşsiz yemekleriyle tanınır.
Kebabından baklavasına, zeytinyağlılarından çorbalarına kadar Türk mutfağı, dünya çapında bir saygınlığa sahiptir.
Aynı zamanda, Türk mutfağının baharat kullanımı, yemeklerin benzersiz tatlarının ortaya çıkmasına yardımcı olan önemli bir unsurdur.
7. ENDONEZYA
Endonezya mutfağı, zengin ve çeşitlilik gösteren tatlar ve malzemelerle bilinir. Ülkenin farklı adaları ve kültürleri, mutfaklarına özgün lezzetler katmıştır. Endonezya mutfağının temelini pirinç, sebzeler, baharatlar ve deniz ürünleri oluşturur. Özellikle sambal (baharatlı biber sosu) ve rendang (baharatlı et yemeği) gibi güçlü lezzetler yemeklerde sürekli yerini alır.
İzmir'de yaşayan Sabiha Demirden'in yaşadığı sağlık dramı duyanları şoke etti! Dört yıl boyunca dışkı kusacak kadar ağır belirtilerle hastaneden hastaneye sürüklenen talihsiz kadın, mide ve rahim ameliyatı geçirdi, akciğer tedavisi gördü ama hiçbir çözüm bulunamadı. 70 kilodan 41 kiloya düşen Demirden'in gerçek hastalığı ise yıllar sonra ortaya çıktı! Doğru teşhisle sadece 2,5 saatte hayata döndü. O şimdi yeniden doğmuş gibi hissediyor...
İzmir'de yaşayan Sabiha Demirden, yaklaşık 4 yıl boyunca bulantı, mide yanması ve kusma şikayetiyle defalarca hastanelere başvurdu. Önce mide tümörü teşhisiyle ameliyata alınan, şikayetleri devam edince bu kez rahim ameliyatı yapılan Sabiha Demirden, sağlığına kavuşamayınca akciğer enfeksiyonu nedeniyle de tedavi gördü.
'İyileştin' denilerek taburcu edilen ancak durumu gittikçe kötüleşen Sabiha Demirden, bu kez dışkı içerikli kusmaya başladı ve 70'ten 41 kiloya kadar düştü. Son olarak Alanya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Tuğrul Çakır'a başvuran Sabiha Demirden, tüm şikayetlerinin nedeninin kalın bağırsağındaki darlıktan kaynaklandığını öğrenince şoke oldu. Demirden, Prof. Dr. Çakır'ın gerçekleştirdiği 2,5 saatlik ameliyatın sonunda sağlığına kavuştu.
'AŞIRI DERECEDE DIŞKI İÇERİKLİ KUSMALARI VARDI'
Prof. Dr. Tuğrul Çakır, Sabiha Demirden'in kendisine başvurduğunda irtibat dahi kuramadığını belirterek, Aşırı derecede dışkı içerikli kusmaları vardı. Sürekli lavaboya gitme ihtiyacından dolayı yanımızdan uzaklaşması gerekiyordu dedi. Karnı ileri derecede şiş ve çok sert durumda olan hastanın vakit kaybetmeden tahlil ve tetkiklerini incelediğini kaydeden Prof. Dr. Çakır, ince bağırsağın özellikle kalın bağırsakla birleşim noktasında ileri derecede daralma belirlendiğini ifade etti.
'E-NABZINI İNCELEMEKTEN YORULMUŞTUM'
Bağırsaktaki daralmanın bazen kitle, bazen yoğun iltihaptan kaynaklanabildiğini aktaran Prof. Dr. Çakır, şöyle konuştuHasta bana başvurmadan önce çok sıkıntılı bir süreç geçirmiş. Hem İzmir hem Antalya'da defalarca hastane başvuruları olmuş. Ben e-nabzını incelemekten yorulmuştum. Her hastamızda olduğu gibi bu hastada da geçmişini e-nabız üzerinden incelerken eski dönemde yapılan ameliyatlarını, o ameliyatlara girilmeden önce çekilen filmleri tek tek inceledik. Çünkü karna girdiğimizde sadece bu etken değil, içeride başka herhangi bir sorun var mı yok mu bunu da iyi bilmemiz gerekiyordu."
"Ameliyat raporunda midenin çıkış kısmında bir kitle olduğu, bu kitle dolayısıyla geçişin tamamen zorlaştığı ve kitlenin çevre damarlarla ilişkili olduğu yazıyordu. Bunun için gastrik baypas cerrahisi yapılmıştı. Ancak eski ameliyat notunda her ne kadar böyle yazsa da biz hastanın durumunu bir kitle varlığı olarak yorumlamamıştık.
'ÖNCEKİ AMELİYAT BÖLGESİNDE TÜMÖR GÖRMEDİK'
Ameliyat esnasında sorunlu bölgeye müdahale ettikten sonra gastrik baypas ameliyatının yapıldığı bölgeyi de kontrol ettiğini vurgulayan Prof. Dr. Çakır, o bölgede herhangi bir kitle olmadığını gördüğünü söyledi. Prof. Dr. Çakır, Muhtemelen hastanın geçirdiği ülsere bağlı o bölgelerde bir sertlik olmuş olabilir. Hastada tümör tanısı olmadığını da kesin bir şekilde netleştirmiş olduk. Ameliyatta, ince bağırsakla kalın bağırsağın birleşim noktasında geçişin tamamen durduğunu gördük. Ameliyatta kalın bağırsağın özellikle sağ taraf, dar olan kısmını çıkarmak zorunda kaldık. Kalan kalın bağırsağı devam eden ince bağırsağına birleştirdik dedi.
AMELİYATTAN 3 AY SONRA 54 KİLOYA ÇIKTI
Hastanın bütün klinik şikayetlerinin yaklaşık 72 saat sonra tamamen gerilediğini, beslenmesinin normale döndüğünü vurgulayan Prof. Dr. Çakır, dışkılama fonksiyonlarının da düzeldiğini söyledi. Hastayı ameliyata aldığında 41 kilo civarında olduğunu, ameliyattan 3 ay sonra 54 kiloya ulaştığını belirten Prof. Dr. Çakır, Ameliyata girerken çok zayıf bir hasta vardı. Şimdiyse herhalde bir diyetisyen tedavisi gerekecek. Çünkü hasta yemek yemeyi durduramadığını, iştahının aşırı derecede arttığını söylüyor diye konuştu. Hastasının sağlığına kavuştuğunu görmenin kendisini çok mutlu ettiğini söyleyen Prof. Dr. Çakır, Şu noktaya geldiğimizde hakikaten ne kadar güzel bir iş yaptığımızı görmüş olduk dedi.
'ŞİKAYETLERİM HİÇ GEÇMEDİ'
Sabiha Demirden, şikayetlerinin 2021 yılında başladığını belirterek, Gastrik baypas ameliyatından sonra kusmalar, bulantılar bitmedi sadece hafiflemişti. Kadın doğuma yönlendirildiğimde, onlar da 'ameliyat' dediler. Rahim alındı ama benim bulantı ve kusmalarım devam etti. Tekrar hastaneye başvurduğumda bu kez 'akciğer enfeksiyonu var, şikayetler ondan oluyor' dendi. 10 gün hastanede yatarak akciğer enfeksiyonu tedavisi gördüm. Ancak taburcu olduğumda şikayetlerim devam ediyordu. Eve çıktığımda fenalaşınca yine acil servise başvurdum. Orada 24 saat müşahede altında kaldım. Sonra bir doktor, bana Prof. Dr. Tuğrul Çakır'ın adını verdi. Yaşadığım sıkıntılar Prof. Dr. Çakır'ın gerçekleştirdiği bağırsak ameliyatıyla son buldu. Ona minnettarım. Şikayetlerim başlamadan önce 70 kiloydum, ameliyata girerken 41 kiloya düştüm. 3 ay önce ameliyat oldum ve hızla kilo almaya başladım. Şu an 54,5 kilo oldum, çok şükür diye konuştu.
'İKİ LOKMA ALIP, KALKIP GİDİP ÇIKARMA GEREĞİ DUYUYORDUM'
İnsan gibi yemek yemeyi çok özlemişim diyen Sabiha Demirden, hastalığı döneminde iki kaşık çorba bile içse hemen kustuğunu anlattı. Ailesiyle beraber aynı sofraya bile oturamadığını anlatan Demirden, Çünkü iki lokma alıp, kalkıp gidip çıkarma gereği duyuyordum. Bunun için de hiçbir şey yiyip içmiyordum. Şu anda önüme ne konursa yiyorum. Kendimi yeniden doğmuş gibi hissediyorum dedi. Yaşadığı sıkıntılı süreçte artık dünyadan gitmek üzere olduğunu düşündüğünü söyleyen Demirden, geçirdiği ameliyatın ardından yeniden sağlığına kavuştuğunu, hayatının normale döndüğünü belirtti.
'ANNEM BİR GÜN BENDEN GİDECEK DİYORDUM'
Annesinin hastalığı boyunca çok zor günler yaşadıklarını anlatan Yağmur Demirden (23) ise o dönemde hep 'Annem ölecek mi' diye düşündüğünü söyledi. Korkularım vardı. Annem bir gün benden gidecek diyordum diyen Yağmur Demirden, 2021 yılından bu yana hep annesinin yanında olduğunu, bu dönemde üniversite sınavlarını da ertelediğini aktardı. Prof. Dr. Çakır'a annesini sağlığına kavuşturduğu için teşekkür eden Demirden, Hocamızdan Allah razı olsun. Onun sayesinde anneme kavuştum diyebiliriz. Çok teşekkür ederim diye konuştu.