Dört mevsim mutfaklarda pişen ve şifa deposu olan mercimek çorbası, hem pratikliği hem de besleyici özelliğiyle her evin favori lezzetlerinden biridir.
Soğuk kış günlerinde iç ısıtan bir başlangıç olurken, yaz aylarında da hafif ve doyurucu bir seçenek olarak sofralarda yerini alır.
Kolay bulunabilen malzemelerle hazırlanan mercimek çorbası ufak dokunuşlarla da ağızda lezzetli bir tat bırakır.
Ancak evde yapılan mercimek çorbası, her ne kadar lezzetli olsa da, lokantada içilen tadı almak pek mümkün olmuyor.
MERCİMEK ÇORBASININ AZ BİLİNEN PÜF NOKTASI!
Peki dışarıda içilen ve kıvamıyla herkesi büyüleyen mercimek çorbasının sırrı ne?
-Mercimeklerin pişerken köpürmemesi için bol suyla iyice ovarak yıkanması gerekiyor. Ovalamadan yıkandığında mercimek üzerindeki nişasta tam olarak arınamadığı için çorba köpürüyor.
-Doğradığınız soğanları ve sarımsakları tereyağında çevirirken yüksek ateşte pişirmeyin. Yüksek ateş, soğan ve sarımsağın yanmasına arından ise acı bir tad oluşmasına neden oluyor. Bu durum da çorbanın lezzetini en aza indiriyor.
ÇIRPMA TELİ VE UNA DİKKAT!
-Lokanta usulü mercimek çorbasının bir diğer püf noktası ise çırpma teliyle kavrulan un. Çırpma telini vurgulamamızın sebebi, unun hiçbir şekilde topaklanmaması ve çorbanın pürüzsüz bir kıvama ulaşmasıdır.
-Mercimek çorbasının iç açıcı renkteki sarı rengini almasını istiyorsanız, havucu azaltıp patatesi çoğaltabilirsiniz. Çünkü havuç çorbaya turuncuya yakın bir ton verirken, patates çorbanın daha parlak ve sarı renkte kalmasını sağlar.
Ancak çorbanızın daha kırmızımsı bir renkte olmasını istiyorsanız soğanları kavururken bir miktar domates ya da biber salçası ekleyebilirsiniz.
EN İYİ KIVAMI YAKALAMAK İÇİN…
-Mercimek çorbasının lokanta lezzetini yakalamasında en önemli etkenlerden biri kemik suyudur. Lokantalarda önceden hazırlanan kemik suyu, kavrulan una katıldığında çorbaya yoğunluk katar.
Hazır bulyonlar ise bu doğal tadı ve besin değerlerini veremediği için çorbanın lezzetine ulaşması da pek mümkün olmaz.
-Lokanta usulü çorbanın lezzeti kadar kadifemsi dokusunu da yakalamak istiyorsanız, sadece blender yeterli olmayacaktır. Çorbanın pürüzsüz bir kıvamda olmasını istiyorsanız son aşamada ince telli bir süzgeçten geçirin.
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte en çok sevilen meyvelerden biri olan kavun, tatlı ve sulu yapısıyla sıkça tercih edilir. Kavun, aynı zamanda insan sağlığına da birçok fayda sağlayan bir meyvedir. Ancak doğru yöntemle seçilmediğinde keyif bozucu hale gelir ve hatta yanlış seçim yapmak bozulmuş bir kavun almanıza dahi sebep olabilir. Peki bu sıcak günlerde içinizi ferahlatacak bal gibi tatlı kavunu nasıl seçebilirsiniz? İşte içinizi ferahlatacak tariflerle birlikte doğru kavun seçme yöntemi…
İdilika'nın Mutfağı'nda bugün kavun var... Kavun, tarihine baktığımızda sürüngen gövdeli bir bitki türüdür. Kabakgillerden bir bitki olan kavunun olgunlaşmamış hali de tüketilebilir. Olgun olmayan haline kabak denir. Metrelerce uzayabilen kavun kalın kabuklu, içi etli, sulu ve bol çekirdeklidir. Kavunun ana memleketi Orta Asya, İran ve Anadolu topraklarıdır. Türkiye'de ise Topatan, Hasanbey, Van kavunu, Altınbaş Kızılırmak, Ankara kavunu, Manisa Kırkağaç gibi kavun çeşitleri bulunmaktadır. Birçok kozmetik üründe dahi kullanılan kavun ülkemizde yaz ayları geldiğinde sıkça tüketilir.
Kavunu genel olarak Asya ülkeleri üretmektedir. Kavun sıcak havayı sevdiği için yaz aylarında yetiştirilir. Kavunun olgunlaştığı, tatlı aromasından ve yumuşamasından anlaşılır. Kavunun tam olgunlaştığı; yumuşak ve beyaz bir çekirdeğe sahip olmasından, ayrıca yassı ve sarı yeşil rengi bürünmesinden anlaşılır. Kavunun kokusu ve tadı sağlık açısından önemlidir. İçeriğindeki yüksek vitaminlerle yaşam kalitesini arttırır. Kavunda A,B,C vitaminleri vardır.
KIRKAĞAÇ KAVUNU
Manisa'nın Kırkağaç ilçesinde toprakla buluşturulan Kırkağaç kavunu, coğrafi işaret olarak tescillendi. Manisa'nın küçük bir ilçesi olan Kırkağaç halkı geçiminin tamamını kavun yetiştiriciliği yaparak kazanıyor. Türkiye'de adıyla söz ettiren tarım ürünü Kırkağaç kavunudur. Sıcaklarda soğuk soğuk yenilip içimizi ferahlatan Kırkağaç kavununun tarihine bakalım şimdi. Kırkağaç kavunu Orta Asya'dan 1300'lü senelerde tohum olarak getirilir ve Kırkağaç topraklarına ekilir. Bu arada Kırkağaç'ta çok daha önceleri pamuk üretildiği biliniyor. Kırkağaç kavununun meyvesini insanlar, çekirdeklerini tavuklar ve kabuklarını da büyük baş hayvanlar yiyerek faydalanır. Kırkağaç kavununun lezzeti, görüntüsü, rengi, kokusu ve dayanıklılığı, diğer yörelerimizde yetişen kavunlardan çok farklıdır.
KAVUNUN FAYDALARI
1. Sindirimi kolay olduğu için kavun faydalı bir meyvedir. Kavunun sağlığa en büyük yararı içeriğindeki zengin vitaminleridir. Bu şifalı meyve kırmızı kan hücrelerini uyararak vücudu güçlendirir. Kavunun faydalarını aşağıda şöyle sıralayabiliriz:
2. Bağışıklık sistemini güçlendirir.
3. İnsomnia, yani uykusuzluk sorununa iyi gelir.
4. Kavun, kalp ve damar sağlığını korumada yararlıdır.
5.Kavun, göz sağlığını korur.
6. Kavun, kanseri önleyebilir.
7. Diyabetik nefropatiyi önler.
8. Kavun, stresle mücadele etmeye yardımcı olur.
9. Bu şifalı meyve bağırsağa iyi gelir. Özellikte kabızlık durumunda faydalıdır.
KAVUNDA HANGİ VİTAMİNLER MEVCUT?
B1 vitamini
B3 niasin
B5 pantetokin asit
B6 pridoksin
E ve K vitamini
Sodyum
Potasyum
Magnezyum
Demir
Bakır
Alfa-beta karotenleri
YAPILIŞI: Kavunumuzun çekirdeğini ayıklayıp kabuğunu soyuyoruz ve küp küp doğruyoruz. Benimki yumuşak diye rastgele doğradım, sizinkisi o kadar yumuşak değilse küçük küçük küp küp doğramanızı tavsiye ederim . Balımızı da ekleyip mikserle püre haline getiriyoruz. Benim maalesef evde sadece bir yemek kaşığı bal kalmış yoksa hepsini ballı yapıp şeker koymamak daha sağlıklı olurdu. Siz nasıl arzu ederseniz artık... Kavuna şekeri ekleyip şeker içinde kaybolana kadar mikserden geçiriyoruz. En son 3 damla limon suyu ekleyip karıştırıyoruz ve kaplarımıza boşaltıp ağzını kapatıp derin dondurucuya koyuyoruz. Donunca dilediğimiz şekilde servis ediyoruz.
KAVUN NASIL SEÇİLİR?
Kavunun olgun olup olmadığını anlamanın en güvenilir yollarından biri, kokusuna bakmaktır. Tatlı ve olgun bir kavun kendine özgü meyvemsi ve hoş bir kokusuyla kendini belli eder.
SATIN ALMADAN ÖNCE KOKLAYIN
Satın almak istediğiniz kavunun özellikle sağ kısmına burnunuzu yaklaştırarak koklayın. Eğer tatlı ve ferah bir koku geliyorsa kavunun olgunlaştığını anlayabilirsiniz.
Eğer koku zayıfsa veya hiç gelmiyorsa, bu kavunun henüz olgunlaşma aşamasını tamamlamadığını gösterir. Ancak aşırı keskin veya ekşimsi bir koku alıyorsanız bu kavunun fazla olgunlaştığını veya bozulmaya başladığını gösterebilir. Bu nedenle satın almadan önce koku testi yapmak, kavun seçerken uygulayabileceğiniz pratik bir adımdır.
KABUĞUNDAN ANLAMAK DA MÜMKÜN
Kavun türüne bağlı olarak kabuk rengi sarımsı, krem rengi veya açık yeşil tonlarında olabilir. Ancak, parlak ve canlı görünen yeşil kavuklu kavunlar, meyvenin henüz olgunlaşmadığını gösterir. Olgun bir kavunun kabuğunda renk tonu daha mat ve doğal olur. Ek olarak, kabuk üzerindek desenlerin net ve belirgin olması, meyvenin olgunlaşmış olduğunun bir işaretidir.
Çatlak, çürük, aşırı yumuşak lekeler, kavunun bozulmuş ve ekşi bir tada sahip olduğunu gösterir. Bu nedenle kavununuzu seçerken dikkatli bir inceleme yapmanız gerekir.
SAP BÖLGESİNE BAKIN
Kavun seçiminde sap bölgesi de oldukça önemlidir. Sap bölgesini parmaklarınızla hafifçe bastırarak kontrol edebilirsiniz. Eğer aşırı sert bir sapa sahipse, kavun henüz olunlaşmamıştır. Yumuşak bir sap ise fazla olgunlaştığını gösterir. Ayrıca, sapın kendiliğinden kopmuş gibi görünmesi, kavunun tam olgunlukta olduğunun da bi işaretidir.
Kavunun yüzeyine parmaklarınızla hafifçe vurarak çıkan sesi dinleyin. Olgun bir kavun, boğuk ve tok bir ses çıkartacağından içinin sulu ve dolu olduğunu anlayabilirsiniz. Ancak ince bir ses çıkıyorsa, bu kavunun henüz olgunlaşmadığının bir göstergesidir.
