Ulusal Radyasyon Onkolojisi Kongresi'nde (UROK 2025) konuşan, Dokuz Eylül Üniversitesi Araştırma Uygulama Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı ve Türkiye Radyasyon Onkolojisi Derneği (TROD) Seçilmiş Başkanı Prof. Dr. İlknur Bilkay Görken, meme kanserinde radyoterapinin etkilerini anlattı.
8 KADINDAN BİRİNDE GÖRÜLÜYOR
Prof. Dr. Görken, "Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Her 8 kadından biri hayatı boyunca meme kanserine yakalanma riski taşımaktadır. Meme kanseri erkeklerde nadir de olsa görülüyor. Özellikle gelişmiş ülkelerde yaşam tarzı ve yeme içme alışkanlıklarına bağlı olarak meme kanseri görülme sıklığında artış görülmektedir" diye konuştu. Meme kanserinin en sık belirtisinin memede veya koltuk altında ele gelen ağrısız şişlik, olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Görken, "Bunun yanında meme başında akıntı, çekilme ya da şekil değişikliği, meme boyutunda ve şeklinde değişiklik, meme cildinde kızarıklık, portakal kabuğuna benzer görünüm veya kanayan yara şeklinde değişimler görülebilir" dedi.
ANNE VE KARDEŞTE VARSA DİKKAT!
Meme kanserine yakalanma olasılıklarını artıran nedenleri ise Prof. Dr. Görken, şöyle sıraladı: "Birinci derecede yakınlarda meme kanseri öyküsü olması, 40 yaşın üzerinde olmak, herhangi bir nedenle östrojen içeren hormon tedavisi almış olmak, alkol kullanımı, hiç doğum yapmamış olmak veya ilk hamileliğin 40 yaşından sonraya kalması ve özellikle obezite meme kanserine yakalanma olasılığını artırmaktadır. Hareketsiz bir yaşam sürmek ve hareketsizlik de meme kanseri riskini artıran önemli faktörlerdir. Anne, kız kardeş gibi birinci derecede yakınlarda meme kanseri öyküsü olması ise önemli risk faktörlerinden biridir."
20 YAŞINDAN İTİBAREN KENDİ KENDİNE MUAYENE ÖNEMLİ
Meme kanserinin tedavisinde erken tanının, hayati öneme sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Görken, şu önerilerde bulundu:
20 yaşından itibaren her kadın ayda bir kez kendi kendine meme muayenesi yapmalıdır. Kendi kendine meme muayenesi yapan kadınlar, kendi memesinin normal yapısını öğrenerek anormal değişiklikleri daha kolay fark edebilmektedirler.
40 yaşından sonra yılda bir mamografi çektirmek hayati öneme sahiptir. Ailede meme kanseri tanısı almış bir kişi varsa mamografi kontrollerine 35 yaşında başlanmalıdır.
Herhangi bir şüpheli durumda vakit kaybetmeden sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
RADYOTERAPİ MEMENİN KOZMETİĞİNİ BOZMUYOR
Radyoterapinin meme kanseri tedavisinde en önemli tedavi yöntemlerinden biri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Görken, "Radyoterapi sayesinde kadınlar memelerini aldırmak zorunda kalmadan, kanserden kurtulabilmektedir. Radyoterapi cerrahi sonrasında uygulandığında, kanserin memede tekrar etmesini önlemektedir. Günümüzde radyoterapi teknolojisindeki gelişmeler sayesinde kalp, akciğer gibi hayati öneme sahip organlar korunarak, memenin kozmetiği bozulmadan meme dokusu ışınlanabilmektedir" dedi.
TEDAVİDE ÇIĞIR AÇAN GELİŞMELER
Son 10 yılda kemoterapi, immunoterapi ve hedefe yönelik tedaviler (akıllı ilaçlar) ile meme kanseri tedavisinde çığır açan gelişmeler elde edildiğini de belirten Prof. Dr. Görken, "Radyoterapi ve sistemik tedaviler sonrasında hastalar uzun yaşayabilmekte olup, meme kanseri kronik bir hastalık haline gelmiştir. Unutmayalım ki, tedavide en önemli adım erken tanıdır. Erken tanı alındığında tedavi şansı oldukça yüksektir" dedi.
