Pazar 26.02.2012
Son Güncelleme: Cumartesi 25.02.2012

Şekere dikkat!

Dünya genelinde şeker tüketimi giderek artıyor ve kanser türlerindeki yükselişin nedenleri arasında tatlı gıdaların büyük rolü olduğu biliniyor. İnsülin seviyesinin hızlı yükselişleri kansere zemin hazırlıyor

Batı'da beslenmeyle ilgili taramalar, aldığımız kalorilerin yüzde 56'sının, genlerimiz gelişirken var olmayan üç kaynaktan geldiğini ortaya koyuyor. Bu kaynaklar; rafine şekerler, ağartılmış un ve bitkisel yağlar olarak sıralanıyor. Üstelik bu üç kaynak, bedenimizin işlevlerini yerine getirmesini sağlamak için gereken protein, vitamin, mineral veya Omega-3 yağ asitlerinin hiçbirini içermiyor; kanser gelişimini ise doğrudan destekliyor!
ÇOK TÜKETİLİYOR
Genlerimiz, bir kişinin bir yılda en fazla 2 kilo bal tüketebileceği bir ortamda gelişti ama insanların şeker tüketimi; 1830 yılında yılda 5 kiloya çıkmıştı! 20'nci yüzyılın sonunda ise rafine şeker kullanımı şoke edici şekilde kişi başına yılda 70 kiloya ulaştı.
Alman biyolog Heinrich Warburg, malin tümörlerin metabolizmasının, büyük ölçüde glikoz tüketimine bağlı olduğunu keşfederek tıp alanında Nobel Ödülü'nü kazanmıştı. Glikoz, vücutta sindirilmiş şekerin aldığı biçimdir. Aslında kanseri tespit etmek için yaygın olarak kullanılan PET taraması da yalnızca vücutta en fazla glikoz tüketen alanları ölçer. Bir alan çok fazla şeker tükettiği için öne çıkıyorsa, bunun nedeni büyük olasılıkla kanserdir!
Şeker veya beyaz un (glisemik indeksi yüksek gıdalar) yediğimizde, kandaki glikoz düzeyi hızla yükselir. Vücut, glikozun derhal hücrelere girmesine izin vermek için bir doz insülin salgılar.
İnsülin salgısına, IGFR (insülin benzeri büyüme faktörü) adı verilen başka bir molekülün salgılanması eşlik eder. Bu molekülün rolü, hücre büyümesini harekete geçirmektir. Kısacası şeker; dokuları besleyerek daha hızlı büyümelerine neden olur. İnsülin ve IGFR ayrıca, hücre büyümesini uyaran ve daha sonra tümörler için gübre görevi gören enflamasyon (darbe ya da tahriş sonucu vücutta oluşan reaksiyon) faktörlerini de desteklerler.
KOMŞUYA SALDIRI
Bugün, insülin yükselmelerinin ve IGFR salgısının; doğrudan kanser hücrelerinin büyümesini uyarmakla kalmayıp aynı zamanda komşu dokulara saldırma kapasitesi olduğunu da biliyoruz.
Araştırmacılar, meme kanseri hücreleri enjekte ettikleri farelerin insülin sistemi, şekerin varlığı tarafından uyarıldığı zaman kanser hücrelerinin kemoterapiden daha az etkilendiğini gördü.
Asya ve Batı nüfuslarını karşılaştıran bir çalışmada, düşük şekerli Asya besinleriyle beslenenlerin, çoğu sanayi toplumunda tipik olan yüksek şekerli ve rafine gıdalarla beslenenlerle kıyaslandığında; hormonlardan kaynaklanan kanserlere 5 ila 10 kat daha az yakalandığı görülmüştür.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.