Son yıllarda gelişen teknolojiyle birlikte estetik operasyon geçiren kişi sayısı hızla arttı. Bu operasyonların ilk sıralarında ise burun ve meme ameliyatları geliyor.
Şişli Florence Nightingale Hastanesi Estetik, Plastik ve Rekonstruktif Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. İlker Yazıcı ile meme estetiği konusunda merak edilenleri konuştuk.
Fulya UGAN / Sabah.com.tr
Meme küçültme ameliyatı geçirecek kişide öncelikli olarak nelere dikkat ediyorsunuz?
Yaş ve süt verme durumu çok önemli. Ameliyattan sonraki dönemlerde anne olmak isteyen kişilerin, emzirme süreçlerinin bundan nasıl etkileneceği konusunda bilgilendirilmeleri gerekiyor. Meme küçültme operasyonuyla ilgili çeşitli teknikler var. Meme başını, areola dediğimiz kahverengi dokuyu ve meme ucundaki nipple dediğimiz duktusları yani o kanalların bağlı olduğu süt verilen bölgeyi taşırken çok dikkat edilmesi lazım. Meme başının yukarı taşınması, operasyonun en önemli kısmıdır. Meme ucu yeni yerine taşınırken duyusu ve dokusunun korunması gerekmekte. Ayrıca, meme başındaki duyu kaybının oluşması, ameliyatlarımızda istemediğimiz bir durum. Bu durum genelde geçici oluyor ancak kalıcı olduğu da görülmekte. Tabi bu, ameliyatın tekniğine ve cerrahi işlemin yapılış şekline bağlı olarak değişebilir.
Ameliyat sonrasındaki dönemlerde anne olmak isteyen kişilerin emzirme sürecinin olumsuz etkilenmesi söz konusu mu?
Genellikle bekâr ve çocuk isteyen kadınlarda memenin estetik anlamda küçültülmesi sosyal anlamda da çok önemli bir mevzu. Son dönemlerde insanlar biraz daha fiziksel görünümlerine önem vermeye başladı. Bu aşamada yapılan estetikler, kişileri sosyal anlamda güçlendirirken bir yandan da anne olduktan sonra emzirme sürecinde olumsuz durumların oluşmasına neden olabiliyor. Süt bezlerinin azaltılması ve kanallarının kesilmesi durumunda bebek, onun için en önemli besin olan anne sütünden mahrum kalabilir.
Peki, her hastada bu risk var mıdır?
Her hasta için standart bir durum söz konusu değildir. Kişinin önceliklerine göre bu durum değişir. Hayatının ameliyattan sonraki döneminde anne olmak istemeyen kişiler için daha farklı bir yol izleyebiliriz. Anne olup bebeğini emzirmek isteyen kişileri ise detaylı bir şekilde bilgilendirmemiz gerekiyor. Her hastanın vücut ve meme yapısı farklı olduğu için, bire bir konuşma sonrasında nasıl bir yöntem uygulayacağımıza karar veriyoruz.
Meme büyüklüğü, omurgada eğilmeye neden olur mu?
Meme küçültme ameliyatı, estetikten ziyade hayat kalitesini iyileştirici bir operasyon olarak da görülmelidir. Bu yüzden aslında birçok durumda sosyal sigorta kurumlarımızın bu ameliyatları karşılamaları gerekmektedir. Meme büyüklüğü kişide sırt, bel, boyunda ağrısına neden oluyorsa, bu hayat kalitesini bozan bir durumdur. Bunun düzeltilmesi estetikten ziyade bir gerekliliktir çünkü yapılan araştırmalar, ağrıların ileriki dönemlerde fıtığa bile yol açtığını gösteriyor.
Ameliyat ne kadar sürüyor?
Süreç tekniğe göre değişiyor. Genelde 2-2,5 saat sürüyor. Ameliyata iki cerrah girdiğinde süreç daha kısa olabiliyor. 4-5 saat sürdüğü de olabiliyor çünkü dikme işlemi uzun zaman alıyor. Ameliyattan sonra içeride kanama olma ihtimaline karşı diren kullanıyoruz. Bu yüzden hastalarımızı bir ya da iki gece hastanemizde misafir ediyoruz.
İyileşme süreci ne kadarlık bir zamanı kapsıyor? Bu süreçte nelere dikkat etmek gerekiyor?
Ameliyat sonrası özel bir sütyen tavsiye ediyoruz. Hastalarımızın rahat etmesini sağlıyor. İlk gece ve sonrasında ağrıları için ilaç kullanıyoruz. Hasta, bir haftalık istirahat sonrasında işe dönebilir. İlk iki hafta kollarını zorlayıcı hareketler önermiyoruz. Ağır spordan da kaçınmaları gerekiyor. Otomobil kullanmamalarını da tavsiye ediyoruz çünkü ameliyatın yapıldığı alan kasların bulunduğu alanın hemen üstünde. Bu yüzden oluşabilecek bir ağrı sonucu dikkat dağılabilir. Tam olarak iyileşme ise 1 seneyi buluyor. İzler de bu aşamada artık belli belirsiz bir hal alıyor.
Bu ameliyatı olacak kişilerin en çok merak ettiği şeylerden biri de ne kadar iz kalacağı…
Uzun yıllardır içten dikiş yöntemini kullanıyoruz. Dışarıdan atılmış bir dikiş yok. İçten dikiş yöntemini kullandığımız için sonradan dikiş alma diye bir şey de söz konusu olmuyor. Hangi dikiş tekniğini kullanacağı, ameliyatı yapacak cerrahın tercihine bağlıdır. Meme küçültme ameliyatlarının yüzlerce tekniği var. Yeni teknikler, eski tekniklerin kötü olduğunu göstermez. Birçok hastada, eski teknikleri yenilerine göre daha başarılı uyguladığımız oluyor. İz oluşumu ve fazlalığı hastadan hastaya, kullanılan teknikten tekniğe göre değişebilmekte. Burada esas önemli olan hekim olarak gerekli önlemleri almak ve her aşamada hastanın yanında olup yol göstermektir.
Ameliyatı olacak kişilerin operasyon öncesi dikkat etmeleri gereken şeyler var mı?
Meme küçültme ameliyatı olacak kişilerin şu özelliklere sahip olmaları gerekiyor:
-Sigara kullanıyorsa operasyondan en az 15 gün öncesinde bırakmalı
-Tip2 şeker hastası ise şekerin kontrol altında tutulması, kan şekerinin düzenlenmesi gerekir
-Kişide kansızlık olup olmadığına bakılmalı, kansızlık varsa öncelikle o sorunun çözülmesi gerekir
Fotoğrafla gelen hastalara önerileriniz ne oluyor?
Fotoğrafta gösterdikleri burun ya da memenin aynısından istemeleri hiç sağlıklı değil. İnsanlar kafalarında belirledikleri görüntüyü doktora fotoğraf göstererek daha iyi anlatabileceklerini düşünüyorlar. Fotoğrafta gösterdikleri kişilerle bire bir aynı vücut yapısına sahip olmadıkları gibi burun ya da memenin de aynı olmasını istemeleri yanlış. Fotoğraftaki kişinin burnu ya da memesi, ameliyat olacak kişinin vücuduna uygun olmayabilir. Bu aşamada doktorun hastaya detaylı bir bilgilendirme yapması gerekir. Doktor, hastanın ifade şeklini çok iyi yorumlayabilmelidir. Gerekli bilgilendirme sonucu zaten kişi de o fotoğrafta gördüğünü istemek konusunda ısrarcı olmuyor.
Geçtiğimiz yıl dünyaca ünlü oyuncu Angelina Jolie, mastektomi olarak iki göğsünü de aldırmıştı. Böylelikle meme kanserine yakalanma riskini düşürmüştü. Meme küçültme ameliyatı geçirecek kişiler de bu sayede meme kanserine yakalanma riskini azaltmış oluyor mu?
"Düzgün küçültme, meme kanseri riskini azaltır" diye bir düşünceyle yola çıkmak zor. Büyük memenin muayenesi zordur. Kitleyi saptamak zordur. Dolayısıyla memenin küçülmesi burada bir avantajdır. Memenin dokusunun azalması, meme kanserine yakalanma riskini azaltır ama yok etmez ya da bunun belli bir oranı verilemez. Bir de meme küçültme ameliyatı sırasında meme dokusundan alınan parçaların biyopsisi yapılarak meme kanserine yakalanma potansiyelinize bakılır. Eğer biyopside meme kanseri olduğunuz anlaşılırsa, bu erken tanı tedavi için çok faydalı olacaktır.
Peki, meme büyütme ameliyatı hakkında neler söyleyebilirsiniz? Bu ameliyat, anne olmayı düşünenler için süt vermeyi engelleyecek bir sorunu beraberinde getiriyor mu?
İnsanoğlu var oldukça ve estetik operasyonlara ihtiyaç duyuldukça sürekli yeni yeni teknikler üretilecektir. Teknoloji her geçen gün daha da ilerliyor. Şu anda kullandığımız yöntemler için en idealidir, en süperidir şeklinde bir yaklaşımda bulunamayız. Fakat şimdiki yöntemlerin güvenli olduğunu çok net bir şekilde söyleyebilirim. Dünyada en sık yapılan ameliyatlardan biri meme büyütme ameliyatıdır. Yüz yıl önceki ilk meme büyütme ameliyatı, sırttaki bir yağ dokusunun memeye nakliyle gerçekleştirilmiştir. Şu anda da bazı hastalarımıza yağ enjekte ederek meme büyütme ameliyatı yapıyoruz. Ancak benim gibi birçok cerrahın tercihi silikondan yana. Burada silikon meme protezlerinden bahsediyorum ve tercihimiz daima en çok üretim ve kullanım sağlamış olan medikal üreticilerin ürünleridir ve bunlar bir iki firmayla sınırlıdır. Silikonlar sıvılaştıkca dokuyla uyumsuz bir madde haline gelir. Enjekte edilebilen silikonlar dokuda reaksiyona neden olur. Büyütme ameliyatında, meme küçültme ameliyatlarına oranla tabi ki çok az iz kalır. Yaklaşık 4 santimetrelik bir kesiyle meme altından, meme başının etrafından ya da koltuk altından silikon yerleştirilir. Ancak koltuk altını pek tercih etmiyoruz çünkü dekolteli kıyafetlerde iz belli oluyor. Meme protezindeki silikon kana karışmaz. Silikonu koyduğumuz yer, meme dokusunun altındadır. Dolayısıyla süt kanallarıyla alakası olmadığından emzirmeye engel değildir. Süt verme miktarını da değiştirmez, süte de karışmaz.