DİYAFRAM HERNİSİ NEDİR?
Yenidoğan bebekte görülen diyafram hernisi (fıtık), hem acil tıbbi tedavinin hem de ardından ameliyatının yapılması gereken hayati önemde ciddi bir hastalıktır. Vücutta, göğüs bölgesindeki organlarla (kalp, akciğer), karın içi organlarını (mide, bağırsaklar, dalak ve karaciğer) birbirinden ayıran ve solunuma yardımcı olan diyafram zarının bir anomalisidir. Bebeğin gelişimi sırasında yaşanan bozukluk, kaslardan oluşan diyafram zarında delik oluşmasına sebep olur. Karın içinde olması gereken organlar, çoğunlukla diyaframın sol tarafında meydana gelen bu delikten yukarı doğru, yani göğüs boşluğuna geçerler. Aynı taraf akciğeri neredeyse tam baskı ile söndüren diyafram hernisinde, kalp, dolaşım sistemi ve bir takım fizyolojik mekanizmalarla karşı taraf akciğer gelişimi de çok ciddi anlamda etkilenir ve hayatı tehdit eder derecede oksijenlenme bozukluğu ve solunum sıkıntısı oluşur.
BELİRTİLERİ NELERDİR?
Diyafram fıtığı, çok ciddi solunum güçlüğü ve bebekte oksijen yetersizliği bulguları oluşturur. Tüm vücut bu dolaşım ve oksijenlenme bozukluğundan etkilenmektedir. Kalp daha hızlı çalışmak zorunda kalır, nefes alıp verme hızlanır ve zorlaşır, oksijensiz kalan dokularda, deride morarma görülür.
TEŞHİSİ NASIL YAPILIR?
Diyafram hernili bebeklerin çoğunda, genellikle gebelikte yapılan ultrasonla görüntüleme sırasında hastalık teşhis edilebilir. Gebelikte tanı konmamış olgularda ise doğumda ciddi solunum sıkıntısı, bebeğin karın kısmında çöküklük, bağırsak seslerinin göğüsten alınması ve akciğer filmi diyafram fıtığı tanısını düşündürür. İdeal olan yaklaşım doğum planlamasının doğru merkezde yapılabilmesi için iyi bir gebelik takibi ile tanısının konulmasıdır.
DİYAFRAM HERNİSİ TEDAVİSİ
Fetüs gelişimi sırasında meydana gelen diyafram hernisinin tedavisi gebelikte tanının konulması ile başlar. Öncelikle fizyolojik aciliyeti olan bu ciddi hastalık için doğum yapılacak merkez ve ekibin seçimi oldukça önemlidir. Uygun şekilde doğum planlaması yapılan diyafram hernili bebeğe doğar doğmaz gereken solunumsal ve tıbbi destek ile en uygun zamanda ameliyat planı yapılmalıdır. Genellikle 24-48 saat içinde solunum ve oksijenlenme durumu düzenlendikten sonra yapılan operasyonların başarı şansı daha yüksektir. Bu ameliyatla organlar olmaları gereken yerlere yerleştirilir ve diyaframdaki delik kapatılır. Ameliyattan sonra bazen oldukça uzun süreler yine çok ciddi düzeyde solunum desteği sağlanması gerekir. Devamında bebeğin akciğerlerinin gelişim hızı ve kapasitesi takip edilir. Akciğer gelişimi yetersiz olan bu bebeklerde zaman zaman solunum sıkıntısı belirtileri, enfeksiyon bulguları, bazı kalp sorunları ve reflü oluşabilir. Akciğer kapasitesinin takibiyle birlikte bu sorunların da takibi ve tedavisi sağlanmaya çalışılır.