Çölyak, genel olarak tahıl ürünlerindeki glüten proteinine karşı vücudun alerji geliştirmesidir. Çölyak hastaları glüten içeren hiçbir besini sindiremezler. Kronik bir alerji türü olan çölyak ömür boyu devam eder. Hastalar, glütensiz yaşam olarak adlandırılmış olan beslenme şeklini hayatlarının sonuna kadar uygulamak zorundadırlar. Normal şartlar altında bağırsaklarda bileşenlerine ayrılan besinlerin faydalı kısımları bağırsak mukozasından kana karışır. Fakat çölyak hastalarında glüten içerikli gıdalar tüketildiğinde çoğu gıdanın bu şekilde emilimi imkansız hale gelir.
Kan testi: Kan testinde vücuttaki mineral oranlarına bakılır. Bu oranların tehlikeli seviyede düşük olması çölyak habercisi olabilir.
Dışkı testi: Normal şartlarda dışkıda bulunmaması gereken vitamin ve minerallere rastlanması, tüketilen besinlerin emiliminin gerçekleşmeden vücuttan atıldığının göstergesi olabilir.
Endoskopi: Bu yöntemde mide ve ince bağırsak görüntüleme yöntemiyle incelenir.
Çölyak hastalarının hayatları boyunda glüten içeren gıdalar tüketmesi yasaktır. Hastalar, glüten içermeyen gıdalardan oluşan bir beslenme programına uymak durumundadırlar. Glüten içeren gıdalar tüketen çölyak hastalarının, bağırsak mukozası tahrip olur ve uzun vadede bağırsakları geri dönüşü olmayacak şekilde zarar görür.
Glütensiz diyet programının dışında beslenen hastalar uzun vadede;
Yukarıdaki hastalıkların yanı sıra çölyak kaynaklı anemi ve sinir sistemi problemleri ile kemik erimesi de diyet programına uyulmadığı takdirde ciddi boyutlara ulaşabilir. Hamilelerde ise kansızlık dolayısıyla düşük ve doğum anomalisi yaşanması söz konusu olabilir. Öte yanda hormonal bozukluk ve adet düzensizliği yaşanması da olasıdır. Hormonal bozukluktan ötürü kısırlık riskinde de artış meydana gelir.