Toplumsal farkındalık ve bilinçlenme yaratmak adına 11 Nisan tarihi tüm dünyada "Dünya Parkinson Hastalığı Günü" olarak ilan edildi. İstanbul Fizik Tedavi Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı, Nöroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nilgün Erten, Parkinson tedavisi ile ilgili önemli bilgiler verdi. Uzm. Dr. Erten, "Parkinson, özellikle ileri yaşlarda ortaya çıkmaktadır. 50 yaşından önce nadir görülür. 60 yaş üzerindeki insanlardaki görülme sıklığı yaklaşık yüzde 1'dir. 85 yaş üstü grupta görülme sıklığı daha fazla artmıştır. Erkeklerde kadınlara göre yaklaşık olarak 2 kat daha sık izlenmektedir" dedi.
AĞIR METALLER RİSK FAKTÖRÜ
Parkinson'un en önemli risk faktörünün yaş olduğunu belirten Uzm. Dr. Erten, "Özellikle son yıllarda bulunan 'LRRK2', 'a-sinüklein', 'parkin genleri' gibi mutasyonların varlığı Parkinson'a yakalanma riskini artırmaktadır. Tarım ilaçları, endüstriyel toksinler ve ağır metaller gibi çevresel toksinlerle maruz kalmak da hastalığın gelişmesinde önemli risk faktörleridir" dedi.
DOPAMİN KAYBIYLA ORTAYA ÇIKIYOR
Parkinson'un beyinde 'substantia nigra' olarak isimlendirilen bölgedeki, dopamin üreten hücrelerin kaybıyla açığa çıktığının bilindiğini belirten Uzm. Dr. Erten, "Dopamin isimli molekülün, beyindeki hücreler arasında kurduğu bağlantılar, bizim hareketlerimizin kontrolünü sağlamaktadır. Bu kontrol sayesinde duruşumuz, yürüyüşümüz, yazı yazmak gibi ince motor becerilerimiz korunur. Dopamin eksikliği hareketlerin yavaşlaması, titreme, denge kayıpları gibi yakınmaların oluşmasına neden olmaktadır" dedi.
TEDAVİSİ KİŞİYE ÖZEL
"Parkinson'un tedavisi hastalığa değil, kişiye özeldir" diyen Uzm. Dr. Erten, şunları söyledi: "Hastanın belirtilerinin tipine ve şiddetine göre tedavi planlanmalıdır. Tedavide temel prensip; ilk olarak ilaç tedavisi, ilaç tedavisinden yeterli fayda göremeyen hastalarda cerrahi tedavi ve her hastada hastanın yakınmalarına özel destek tedaviler şeklindedir. Molekül de kullanılmaktadır. Ayrıca özellikle titremesi ön planda olan hastalarda bazı ajanlardan faydalanılabilir. Özellikle motor donma sorunu olan hastalarda kullanılan küçük bir pompa yardımı ile cilt altına enjeksiyon şeklinde uygulanan ilaçlar da üretilmiştir."
'MASKE YÜZ' BELİRTİSİNE DİKKAT!
Parkinson'un ilk motor bulgularının genellikle istirahatte el titremesi, hareketin ve konuşma hızının yavaşlaması olabildiğini söyleyen Uzm. Dr. Erten, şöyle dedi: "Bulguların tek taraflı başlaması hastalığın karakteristik özelliğidir. Hastalık ilerledikçe; yürürken kolları iki yanda normal şekilde sallayamama, mimiklerin kaybının izlendiği maske yüz belirtisi, göz kıpma sayısında azalma, öne eğik yavaş ve küçük adımlarla yürüme, sık düşmeler, donup kalmalar, yutma bozuklukları, kabızlık, cinsel işlev bozuklukları, ciltte yağlanmanın artması, depresyon, psikoz, hayal görme, gündüz aşırı uyku hali, dürtü kontrol bozukluğu, bunama gelişebilmektedir."
BEYİN PİLİ TAKILABİLİR
SON yıllarda Parkinson'un cerrahi tedavisinin giderek daha fazla uygulandığına da dikkat çeken Uzm. Dr. Erten, "Bu cerrahinin temel amacı, hastalıkta aşırı aktif olduğu gözlemlenen bölgelerin aktivitesini azaltmaktır. Bu hedefe ulaşmak için iki farklı yöntem kullanılabilir. Birinde ilgili bölgeler yakılarak, işlevleri baskılanır. Diğerinde ise bir elektrot yerleştirilerek bir pil aracılığıyla bu bölgelerin aktivitesi düzenlenir. Cerrahi müdahale, ilaç tedavisinden fayda gören ancak ilaçların yan etkileri veya etkilerindeki dalgalanmalar nedeniyle yeterli tedavi alamayan hastalar için uygun bir seçenektir" dedi.
FİZİKSEL REHABİLİTASYON İLE DESTEK
DESTEK tedavisinde fiziksel rehabilitasyonun çok önemli olduğunu belirten Uzm. Dr. Erten, "Hastalara düzenli egzersiz önerilmektedir. Ayrıca ağrı, gündüz uykululuk durumu, mide-bağırsak hareketlerinde yavaşlama, REM uyku davranış bozukluğu, kabızlık, depresyon gibi hastalığın motor dışı belirtilerinin düzeltilmesine yönelik tedaviler de uygulanmalıdır" dedi.