Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği'nin (TROD), 16'ıncı Ulusal Radyasyon Onkolojisi Kongresi (UROK) bu yıl "Hedeflenmiş ve İmmün Tedaviler Çağında Radyoterapinin Yeri" ana temasıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yapıldı. Kanser, her yıl dünya genelinde milyonlarca insanı etkiliyor. Tüm kanser tiplerinde hem cerrahi onkolojiyle hem medikal onkolojiyle çok yakın çalışan radyasyon onkolojisinin vazgeçilmez bir branş olarak temel direklerden biri olduğunu söyleyen Kongre Başkanı Prof. Dr. Uğur Selek, şöyle dedi: "Multidisipliner kanser tedavisinde radyasyon onkolojisinin rolü her geçen gün daha da önem kazanmaktadır. Günümüzde gelişen teknoloji ve bilimsel veriler ışığında, kişiye özel tedaviler, hedefe yönelik ilaçlar ve immünoterapiler giderek yaygınlaşmakta; ancak bu oldukça pahalı tedavi seçeneklerinin kişiselleştirilmesi sırasında, radyoterapi, hem ekonomik hem de etkinliği kanıtlanmış bir yöntem olarak mutlaka akılda tutulmalıdır."
RADYASYON ONKOLOJİSİNDE ÇOK İYİYİZ
Ülkemizin, radyasyon onkolojisi alanında gelişmiş teknolojik altyapısı ve alanında yetkin, donanımlı hekim ve sağlık çalışanlarıyla gurur duyulması gerektiğini de söyleyen Prof. Dr. Selek, "Teknolojideki yenilikleri yakından takip edebilmemiz sayesinde, tümörü hassasiyetle hedefleyen ve sağlıklı dokuları maksimum düzeyde koruyabilen 'adaptif radyoterapiler' son yıllarda önemli oranda günlük kullanımımıza girmeye başlamıştır. Multidisipliner yaklaşımın en güçlü örneklerinden biri olan ve cerrahiye önemli bir alternatif olarak sunulan, halk arasında 'nokta atışı tedavisi' olarak da bilinen 'stereotaktik radyoterapi', vücudun her yerinde yüksek başarı oranlarıyla umut vermektedir" diye konuştu.
KANSERE KARŞI YAPAY ZEKA
Yapay zekanın, artık yalnızca bilim kurgu filmlerinin değil, hastanelerin de ayrılmaz bir parçası haline geldiğini belirten Prof. Dr. Atalar, "Radyoterapi planlamaları saatler değil, dakikalar içinde yapılabiliyor. Her hasta için kişiselleştirilmiş tedavi planları oluşturuluyor. Tümör ve çevresindeki sağlıklı dokular daha net görüntüleniyor, hata payı azalıyor. Yapay zeka ile tedavi sırasında bile anlık değişiklikler ve yeniden planlama mümkün hale geliyor. Bu yönteme 'adaptif tedavi' deniyor. Aynı zamanda sağlık çalışanlarının iş yükü azalıyor, tedavi süreçleri kolaylaşıyor" dedi.
GENÇLERDE KANSER ARTIYOR
Dünya Sağlık Örgütü'nün 2024 verilerine göre, her yıl dünya genelinde 20 milyondan fazla yeni kanser vakası tespit edildiğini de belirten Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği (TROD) Başkanı Prof. Dr. Banu Atalar da "Türkiye'de ise özellikle genç bireylerde ve sigara içmemiş kişilerde bazı kanser türlerinin görülme sıklığı artıyor. 40 yaş altındaki bireylerde kolorektal ve meme kanseri oranlarında dikkat çeken bir yükseliş var. Obezite ile ilişkili kanserler, artık çocukluk çağında bile daha sık görülüyor. Sigara içmeyen bireylerde akciğer kanseri teşhislerinde artış gözlemleniyor. Bu tabloya rağmen, bilimdeki hızlı gelişmeler sayesinde kanser tedavisinde umut veren bir dönüşüm yaşanıyor. Artık birçok kanser türü, hipertansiyon ya da diyabet gibi kontrol altına alınabilir kronik hastalıklar kategorisine doğru ilerliyor. Erken teşhis edilen vakalarda tam iyileşme oranları artıyor" şeklinde konuştu.
PROTON TEDAVİSİ
Henüz Türkiye'de aktif olarak kullanılmayan ancak yakın gelecekte hizmete girmesi beklenen proton tedavisinin, radyasyonun sadece hedeflenen alana ulaşıp çevre organlara zarar vermemesi açısından önemli bir yenilik olduğunu söyleyen Prof. Dr. Atalar, "Özellikle çocuk hastalarda, radyasyona dirençli tümörlerde, beyin tümörlerinde ve daha önce radyoterapi uygulanmış bireylerde önemli avantajlar sunabilir" dedi.
RADYOTERAPİDE ÇIĞIR AÇAN TEKNOLOJİLER
PROF. Dr. Atalar kanserle mücadelede Türkiye'nin dünyayla yarıştığını söyleyerek, radyoterapideki yeni teknolojileri şöyle anlattı: "Dünyaca ünlü merkezlerde geliştirilen 'FLASH Radyoterapi' klasik yöntemlerden çok farklı bir prensibe dayanıyor. Radyasyon, bir saniyeden kısa sürede yüksek dozda veriliyor. Sağlıklı dokular minimum düzeyde etkileniyor. Klinik uygulamaya geçmeden önce daha fazla bilimsel araştırmaya ihtiyaç duyulmakla birlikte, bu yöntem geleceğin radyoterapisinin en güçlü adaylarından biri."