Polonya ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki 3 bin 500'den fazla yetişkinin değer yargılarının incelendiği çalışmada; et tüketenler ve vejetaryen beslenenler karşılaştırıldı. Et yiyenlerin, yerleşik normlara saygı duyan, geleneksel değerlere uyan, başkalarını üzmemeye çalışan kişiler olduğu saptandı. Ayrıca arkadaşlara ve aileye karşı daha nazik, daha yardımsever ve güvenliğe daha fazla ağırlık veren insanlar olduğu görüldü. Vejetaryen olan 800 katılımcının ise sosyal statülerini yükselten değerlere yönelme ihtimalinin daha yüksek olduğu tespit edildi. Bunlar arasında daha yüksek düzeyde kişisel hırs ve hayata meydan okumaya yönelik daha güçlü bir istek yer alıyor.
'TAM TERSİ BİR SONUÇ ALDIM'
Varşova'daki SWPS Üniversitesi'nden Profesör John Nezlek, yönettiği araştırma hakkında The Times'a yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Kadınlar erkeklerden çok daha yaygın bir şekilde vejetaryen beslenmeyi benimsiyor. İnsanların vejetaryen olmasının üç ana nedeni var: Sağlık, çevre ve hayvan refahı etiği. Tüm bunları bir araya getirince, vejetaryenlerin daha yardımsever, biraz daha az iddialı, genellikle daha 'kucaklayıcı' insanlar olacağı düşünülebilir ama ben bunun tam tersini buldum."
VEJETARYENLERDEN ŞAŞIRTICI SONUÇ
HEM Polonya hem de ABD'deki katılımcılara bazı kurgusal birey taslakları sunuldu ve bu karaktere kendilerini ne kadar yakın hissettikleri soruldu . 1'le 6 arası bir ölçekte derecelendirmeleri istendi. Rapor vejetaryen beslenenlerin, birçok ülkede azınlıkta kaldıkları göz önüne alınırsa, "Alışılmışın dışında hareket etmekten" korkmayan bağımsız kişiler olma ihtimalinin yüksek olduğunu tespit etti. Araştırma şu sonuca ulaştı: "Vejetaryen beslenenler, hayvanların acı ve ıstıraplarına karşı et yiyenlere göre daha duyarlıdır. Çevreye yönelik tehditlere dair farkındalıkları da çok daha yüksektir. Ancak yardımseverlik, nezaket gibi temel insani değerler konusunda beklentilerin tam tersi bir tavır sergilemektedirler."