Erdoğan, partisinin Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen Afyonkarahisar İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Anayasa değişikliği çalışmalarına değindi.
Tarihi bir sorumluluk üstlendiklerini, Türkiye'yi aydınlığa çıkarmak için çalıştıklarını belirten Erdoğan, ülkenin ilerlemesine, kalkınmasına ve engel olan kamburlardan kurtarmak için milletten yetki aldıklarını dile getirdi. Milletin iradesi üzerine hiçbir güç kabul etmediklerinin kaydeden Erdoğan, ''6.5 yıl boyunca milletimizin verdiği yetkinin dışına asla çıkmadık'' dedi.
Dürüst, ilkeli, demokratik siyaseti kendilerine şiar edindiklerinin belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bakın Nazım Hikmet ne güzel söylemiş, 'Ben yanmazsam, sen yanmazsan nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa' Yıllar boyunca bu söz, adeta bir slogan gibi tekrarlandı durdu. Elbette ki yanacağız. Yandım, piştim, oldum var ya... İşte o... Başka türlü olmaz. Biz de diyoruz ki, elimizi taşın altına koyalım. Gelin Türkiye'yi karanlıktan aydınlığa çıkarma mücadelesinde buradan nasibimizi alalım.
Gelin hukukun önünü açalım, hukuka yardımcı olalım, gelin demokrasinin standardını yükseltelim, gelin sorun alanlarını tek tek tespit edelim, bu sorunlara ortak çözümler arayalım. 6.5 yıldır biz bu çağrıda bulunuyoruz. Ancak 6.5 yıldır bu çağrımıza yanıt alamadığımız gibi, engellemelerle de karşılaşıyoruz. AK Parti olarak uzlaşmadan hiçbir zaman kaçmadık, kaçmıyoruz. Biz mutabakat zemininden hiçbir zaman ayrılmadık, bundan sonra da ayrılmayacağız. Söz konusu olan Türkiye ise Türkiye'nin meseleleri ise gerisi teferruattır. Ancak uzlaşıyı kendi düşüncesini, kendi dayatması herkesin kabul etmesi gibi anlayanlar, belli bir çevrenin görüşünün bir defa hakim olması için uzlaşıyı araç haline getirenler de şunu iyi bilmelidir ki onlar da yanılırlar. Uzlaşı milletin iradesinde, milletin takdirinde olur. Uzlaşa ileriye doğru adım atmakta, değişmekte, gelişmekte olur. Geriye doğru adım atılmasını, statükonun muhafazasını uzlaşı zemini gibi gösterenler hata yaparlar. Biz her zaman uzlaşıdan, mutabakattan, itidalden yana olduk. Ama kimsenin heva ve hevesinde, kimsenin o dar görüşünde kimsenin statükocu anlayışında uzlaşmak durumunda değiliz. Çünkü biz kimsesizlerin kimi, sessiz yığınların sesi olduk. Bizim durumumuz bu...''
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
Sözü, yapılması düşünülen Anayasa değişikliğine getiren Erdoğan, ''Anayasal konularda ne zaman bir değişiklik gündeme gelse birilerinin hemen tavrını belli ettiğini'' kaydetti. Erdoğan, şöyle konuştu:
''(Oturalım, konuşalım ne yapabiliriz), bunu söylemek yok. Daha baştan 'hayır biz yokuz'.Yani bir sıkıntı yok mu? Gel bunları beraber konuşalım, kolektif akıl oluşturalım ve bu kolektif akılla beraber bu işin üzerine gidelim. 'Hayır biz hiçbirinde yokuz'. Oluşturulacak olan uzlaşı komisyonunda bakıyorsunuz Meclis Başkanımız bir davet yapar, 'hayır biz yokuz'. Nerede varsın? Hiçbir müzakere, hiçbir mutabakat çalışmasında yoksunuz.
İşte, geçenlerde Sayın Cumhurbaşkanımız davet etti, yine açıklama peşin, 'biz yokuz'. Müzakere kapılarını peşinen kapatıyor, diyalog kurmak yerine duvar örmeye çalışıyorlar. Demokrasinin temeli uzlaşıysa, müzakereyse, diyalogsa, tartışmaysa her düşüncenin konuşulması, tartışılması gerekiyor.
Biz bu anamuhalefet partisinin uzlaşmaz tavrını işte sizler görüyorsunuz. Her konuda yapıcı değil, engelleyici bir tavır içine giriyorlar. Laf konuşmaya gelince de uzlaşıdan dem vuruyorlar. Biz milletimizin iradesi doğrultusunda her zamanki gibi reformdan, değişimden, yeniliklerden yana olacağız. Demokratik kültür içinde her türlü iyi niyetli çabayı göstererek yolumuza devam edeceğiz. biz samimiyet testlerinden, tutarlılık sınavlarından hep başarıyla çıktık. Nitekim, milletimizin teveccühü de bunun somut karnesi ve karinesidir. Aynı tutarlılığı, aynı samimiyeti biz, diğer siyasetçilerden de bekliyoruz.
Siyaseti 780 bin metrekare vatan toprağında yapamayanlar, 71.5 milyon vatandaşımıza aynı dil ile konuşamayanlar, huzura ve kardeşlik iklimine katkı sağlayamazlar. Eski tarz siyaseti, gerilimci, ayrıştırıcı üslubu terk etmeyenler, Türkiye'nin sorunlarına çözüm üretemezler. Siyaseti, millete hizmetin aracı değil, bir rant ve çıkar aracı olarak görenler, taş üstüne taş koyamaz bir eser meydana getiremez.''
''BİZ, 81 VİLAYETİMİZİN VE BURADAKİ TÜM VATANDAŞLARIMIZIN HÜKÜMETİYİZ''
Erdoğan, kendilerine oy vermiş olsun ya da olmasın tüm vatandaşların hükümeti olduklarını belirterek, ''Her bir ferdin ve milletin, hukuku, ihtiyaçları, yaşam tarzı bizim mesuliyetimizdedir. Biz kimsenin ne dinine, ne kuşamına, ne yaşamına asla karışmadık, karışmayız, böyle bir yetkiyi de kendimizde bulmayız'' dedi.
Erdoğan, milletin daha önce tanık olmadığı hizmetlerin AK Parti iktidarıyla gerçekleştiğini söyledi. Durup, duraksamayacaklarını ifade eden Erdoğan, bu ''kutlu yolda kimsenin rehavete kapılmayacağını'' belirtti.
6.5 yıl boyunca terazilerinin şaşmadığını, rotalarının değişmediğini, millete hizmette durmadan yola devam ettiklerini söyleyen Erdoğan, ''Asla bize, millete yukardan bakmak yakışmaz. Biz mütevazı olacağız, bunu şahsımdan başlamak üzere hepimiz için söylüyorum. Biz ehli gönül olacağız. Onun için gönüller yapmaya koşacağız'' dedi.
Son 4 seçiminin tamamından AK Parti'nin 1. parti olarak çıktığını anımsatan AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, Türkiye'nin kendilerinden daha çok hizmet beklediğini belirtti. Milletin girdikleri 4 seçimden de kendilerine bu mesajı verdiğini, 'biz sizden memnununuz, umutluyuz' dediğini kaydeden Erdoğan, ''son seçimde de milletin bu güvenini ve mesajı tazelediğini'' bildirdi.
29 Mart seçimlerinde il genel meclisi oylarına göre, 7 siyasi bölgenin tamamında 1. parti olduklarını anımsatan Erdoğan, ''Bu ne demek? Bu AK Parti bir Türkiye partisidir, demektir'' diye konuştu. AK Parti'nin aldığı oyları değişik verilerle örnekleyen Erdoğan, en düşük oyu yüzde 21.08'le Hakkari'de aldıklarını söyledi. Diğer siyasi partilerin, '1. parti olma'' iddiasıyla seçimlere girmediğini ifade eden Erdoğan, ''Hepsini topladığınızda, milletimiz belediyelerin yüzde 50'sini AK Parti'ye verdi'' dedi.
Diğer partilerin, kendileri için bir hedef belirleyemediğini dile getiren Erdoğan, AK Parti'nin yaptıkları ve yapacakları üzerinden söylem geliştirdiklerini kaydetti. AK Parti'nin gündem belirlemekten, izlenen parti olmaktan her zaman gurur duyduğunu anlatan Erdoğan, partisinin, ''her zaman ilklerin partisi'' olduğunu bildirdi.
''HAYAL KIRIKLIĞI YAŞATMADIK, YAŞATMAYACAĞIZ''
Milletin rehberliğinde yollarında yürüdüklerini anlatan Erdoğan, ''AK Parti bu ülkeye, bu millete hayal kırıklığı yaşatmadı, bundan sonra da yaşatmayacak'' diye konuştu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ifade ettiği gibi, ''millete efendilik değil, hizmet için'' geldiklerini kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bunlar yakın siyasi tarihimizin ilkeleri değil aslında. Osmanlı'da Yavuz'u dinlersiniz, onda da aynı şeyi görürsünüz... Biz teşkilat olarak, millete hizmet noktasında kendimizle yarışıyoruz, kendi kırdığımız rekorları kırmaya çalışıyoruz, kendi koyduğumuz çıtayı daha yükseklere çıkarmaya gayret ediyoruz. Biz teşkilat olarak, kendi içimizde hayırda, hizmette yarışıyoruz. Hizmet yolunda duranlar, dengelerini kaybedenler, bunu böyle biliniz. Küskünlüğe, kırgınlığa, husumete gönül koşmaya vaktimiz yok, hakkımız da yok. Bu yeni dönemde de görev alacak arkadaşlarımıza söylüyorum, küskünler, kırgınlar varsa bunları toparlayın. Bunları yeniden bu hareketin içerisinde inşallah hizmete devama teşvik edin. Çünkü, siyasette kırgınlık olmaz. Hele hele yönetici kadrolar kin ve nefret taşıyamaz. Onun için de biz kucaklayıcı olacağız ve bu suretle çok daha güçlü şekilde yarınlara yürüyeceğiz. Her dem tazelenerek, her dem kendimizi yenileyerek yolumuza devam ettik, ediyoruz.''
Türkiye'nin çok köklü meselelerine el attıklarını, AB üyelik müzakerelerine başlandığını, BM Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliği'nin gerçekleştiğini anlatan Erdoğan, her geçen günün daha iyi olacağını söyledi.
Kendilerinden öncekilerin, bu işleri neden yapamadığını soran Erdoğan, 49 yıl aradan sonra müzakerelerin başlamasını kendilerinin gerçekleştirdiğini dile getirdi.
EKONOMİK KRİZ
Konuşmasında dünyada küresel bir finans krizinin yaşandığını anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Ben ne dedim, 'bu bizi teğet geçecek', muhalefet ne dedi 'teğet geçmedi, vurdu geçti, gönlümüzü deldi geçti', Dedik, 'göreceğiz, en az zarar gören biz olacağız'. Yine aynı şeyi söylüyorum.
Rakamlar şöyle biraz toparlanmaya başlayınca, hemen zil takıp oynamaya başladılar. Ama biz dedik ki, 'hayır geçicidir, göreceksiniz'. İşte buyurun, yeni yeni rakamlar oluşmaya başladı. Bakınız her şey olumlu istikamette gelişiyor. Enflasyon biz geldiğimizde yüzde 30'du, şimdi yüzde 6'ya indi. Aradaki fark 24 puan, Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinde böyle bir enflasyon yok. Bu fark, benim milletimin cebinde kaldı. Biz bunu başardık.
Devletin borçlanma faizi yüzde 11'lere düştü. MB'nin açıkladığı faiz oranı tek haneli rakamlara düştü. Bu ülkede, yüzde 7500'lere çıkmıştı. Şimdi tek hanede bakın... Buralara durup dururken gelmedik, ama bunu görmek için göz ister göz...''
Sanayide 2-3 ay daralma yaşandığını, birilerinin ''zevkten dört köşe olduğunu'' ifade eden Başbakan Erdoğan, yeni gelen rakamlara bakıldığında, sanayideki daralmanın hamleye dönüştüğünü anlattı.
Erdoğan, ''Artacak, bunlar aşılır, göreceksiniz. İhracatımızda düşüş yaşandı, yeniden toparlanacak. 100 milyar doların üstüne bu yıl sonu itibarıyla inşallah ulaşacağız'' dedi.
''TÜRKİYE'NİN KÜRESEL SAYGINLIĞI''
Bu günün, Avrupa Günü olduğunu belirten Erdoğan, Türkiye'nin küresel manada görünümünü değiştirdiklerini, imajını yenilediklerini, gücünü, etkinliğini ve saygınlığını artırdıklarını kaydetti.
Bugün artık, bölgesel meselelerde Türkiye'nin görüşlerinin alındığını, ağırlığına ve ara buluculuğuna herkesin başvurduğunu anlatan Erdoğan, Türkiye'nin tüm komşularıyla meseleleri çözüm yoluna koyduğunu dile getirdi. Erdoğan, şöyle devam etti:
''İnşallah, ayın 13'ünde Azerbaycan'dayım. Sayın Aliyev ile görüşmelerim olacak. Azerbaycan Parlamentosu'nda Azerbaycanlı milletvekillerimize sesleneceğiz. Aramızı açmak isteyenlere oradan en önemli mesajları vereceğiz. Çünkü biz ne dedik? 'Tek millet, iki devletiz' dedik ve bu yolda yine öyle yürüyoruz.''
Türkiye'nin demokrasisini güçlendirmek için, 10 yıllardır geciken reformları kendilerinin gerçekleştirdiğini anlatan Erdoğan, ''Demokrasiyi, laikliği, hukuk devleti anlayışını, sosyal devlet ilkesini Anayasamızda yazılı ifadeler olmaktan çıkardık, hepsine somut karşılıklar ürettik'' dedi.
''HERKESİN HÜKÜMETİYİZ''
Başbakan Erdoğan, son seçimde Türkiye'nin tüm bölgelerinde AK PArti'nin 1. parti olduğunu yineleyerek, şöyle konuştu:
''Biz 81 vilayetimizin ve buradaki yaşayan bize oy vermiş olsun ya da olmasın tüm vatandaşlarımızın hükümetiyiz. Her bir ferdin ve milletin, hukuku, ihtiyaçları, yaşam tarzı bizim mesuliyetimizdedir. Biz kimsenin ne dinine ne kuşamına ne yaşamına asla karışmadık, karışmayız, böyle bir yetkiyi de kendimizde bulmayız. Biz bize oy verenlere karşı ne kadar sorumluysak, ne kadar mesuliyetliysek aynı şekilde de diğer partilere oy vermiş, gönül vermiş olanlara karşı da o derece sorumluluk yüklüyüz. Bizim dilimiz ayrıştırıcı değil, bizim tarzımız farklılaştırıcı değil, 'öteki', 'diğeri' bu tür bir anlayış biz de yok. Hakkari'deki kardeşimin emaneti de bizim için kutsaldır, Muğla'daki, Tekirdağ'daki, Antalya'daki, Samsun'daki, Erzurum'daki kardeşimin emaneti bizim için kutsaldır. İşte bu emanet bilinciyle Türkiye'nin her türlü meselesini, yine Türkiye'nin çıkarına olacak şekilde çözüme kavuşturma gayreti içindeyiz.
Biz tarihi bir sorumluluk üstlendik. Herkesin bu tarihi sorumluluğa katkı vermesini isteriz, herkesin bu çorbada tuzu olsun isteriz.''
'İŞSİZLİK DE AZALACAK''
Tüm dünyayı etkisine alan küresel finans krizinin Afyon'da da hissedildiğini anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
''Sanayicilerimiz, ticaret erbaplarımız, küçük ve orta işletme sahipleri, çalışanlarımız, çiftçilerimiz, ekonominin tüm aktörleri şundan emin olsunlar, bu küresel krizi en az etkiyle atlatmak için hükümet olarak başından beri yoğun bir gayret içindeyiz. Bu krizin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki etkisi Türkiye'ye nazaran çok daha yıkıcı ve tahrip edici olmuştur. İşsizlik de bizde azalacak. Göreceksiniz, Türkiye olarak gerek sağlam finans yapımız, bakın batan bir tane bankamız yok, gerek aldığımız tedbirlerle krizin etkilerin asgari seviyede tutmayı başardık.''
Yılın ilk çeyreğinin zor geçtiğini ama artık toparlanmanın başladığına emin olduğunu kaydeden Erdoğan, ''Moral bozmaya, karamsarlık yaymaya çalışanlara, bu noktada gayret gösterenlere asla prim vermeyin, asla bunlara kulak asmayın. İnşallah Türkiye bu krizi atlatıyor ve atlatacak. Türkiye bu krizi diğer ülkelere oranla en az etkiyle atlatacak'' diye konuştu.
Konuşmasında Afyonkarahisar'a yapılan yatırım ve hizmetlerden de bahseden Erdoğan, ilin içme suyu sorununun kalmadığını belirtti. ''Su sorunu var mı?'' diye soran ve ''Hayır'' yanıtını alan Erdoğan, eliyle Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'nu işaret ederek, ''Şimdi Afyon'da içme suyu sıkıntısından bahsedilebilir mi? Bahsedildiği zaman buyurun. Artık Afyon'un meydanında ne yaparsanız yapın'' dedi.
Konuşmasında partililere tavsiyelerde de bulunan Erdoğan, ''Bir, beraber oldukça, iri diri oldukça bizi kimse bölemez, parçalayamaz. Bizi çok bölmeye, parçalamaya gayret edenler olacak. kim ne yazarsa yazsın, tv'lerinde ne söylerse söylesin, biz işimize bakacağız. Biz her şeyi kaynağından inceleyerek çalışan bir parti teşkilatı olmalıyız'' diye konuştu.
Kongreye, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek, Kadın Kolları Başkanı ve Gaziantep Milletvekili Fatma Şahin, il ve bölge milletvekilleri katıldı.