Başbakan Tayyip Erdoğan, Meclis Genel Kurulu'nda Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi ile ilgili görüşmeler sırasında CHP'lilerin kürsüye yürümelerine sert tepki gösterdi. Türkiye'de siyasetin üslubunun hiç bu kadar aşağılara çekilmediğini belirten Erdoğan, "TBMM kürsüsünü, işgal edecek kadar, işgalcilerin oluştuğu bir Meclis olmamıştı ama şimdi bu da var" dedi. Erdoğan, AK Partili belde belediye başkanları toplantısında yaptığı konuşmada şu mesajları verdi:
Siyasetin üslubu hiç bu kadar aşağılara çekilmemişti. TBMM kürsüsünü işgal edecek kadar işgalcilerin oluştuğu bir Meclis olmamıştı ama şimdi bu da var. Çünkü, düşüncelerinin, dillerinin yetmediği yerde Meclis'in kürsüsünü işgal etmeye yönelecek kadar bunlar kavgacı, işgalci ruha sahipler. Zaten iktidardan daha fazla konuşuyorsunuz. Gidip de kürsüyü niye işgal ediyorsun? Bunu demokraside yeri var mı? Ha var. Geri kalmış ülkelerde tepetaklak masaların üzerinde birbiriyle vuruşanlar var ama biz bunları görmek istemiyoruz.
AK Parti son seçimden de birinci parti olarak çıkmayı başardı. Ancak bu muhalefeti hırçınlaştırdı. Türkiye'nin hangi meselesini gündeme taşısak sert, provokatif, hırçın, kuru hamasetle yüklü bir muhalefet ile karşı karşıya kalıyoruz. Dedikoduyla, iftirayla, yalanla üzerimize geliyorlar.
Bu sınırlarda, petrol arama işlemleri bizim iktidarımız döneminde değil, 1990'lı yıllarda başladı. Bizim tasarımızın önünde, arkasında, içinde, dışında hiçbir yerinde belirlenmiş bir ülke ya da şirket yoktur. Temenni ederiz ki kalkıp uluslararası bir savunma kuruluşunun (NAMSA) temsilcisi gelir buraya. Ama ben onu da aşıyorum. Temenni ederim ki benim ülkemin kuruluşları gelir, bu işi alır. Nitekim gazetelerde de var. İşte çıkıp örneğin bir OSTİM, 'Biz bu işi yapabiliriz' diyor. İşte böyle bir şeyi başarsınlar. Bizim kimseyle kapalı kapılar ardında yapılmış bir anlaşmamış, sözleşmemiz yoktur. Biz, Davos'ta nasıl durduysak, ülkemizin içerisinde de aynı şekilde dururuz.
Muhalefetin Türkiye'yi germe planına asla taraf olmayacağız. Dün (Salı günü) arkadaşlarımıza söyledim. Biz çalışacağız. 'Var mısınız' dedim. 'Biz varız, Temmuzdan itibaren tatile çıkmayalım, Meclis'i çalıştırmaya devam edelim' dediler. Gerekirse bunu yapacağız.
'
AKP DİYEN EDEPSİZ'
(
AK Parti için AKP diyenlere) AKP diyenler ne yazık ki demokratik noktadaki etik kurallara uymadan, siyasi etiği hiçe sayarak bunu edep dışı söylemektedirler. Bu kadar açık ve ağır söylüyorum. Çünkü bizim Yargıtay Başsavcılığı'nda olan kısaltılmış adımız AK Parti'dir. Herkes bunu böyle yazmaya mecburdur. Böyle yazmıyorsa bu edebe, adaba sığmaz. Şüphesiz ki tabii bizim onlara saygımız olmaz. 'AK Parti' derken işte oradaki AK, aynı zamanda temizliği ifade etmektedir. Aynı zamanda adaleti ve kalkınmayı ifade etmektedir. Adalet ve kalkınmanın baş harfleri ile ülkemizin siyasetine AK temizliği getirme budur.
(
Belediye başkanlarına) Özellikle şatafattan, abartıdan, ayakları yerden kesecek gurura, kibire sürükleyecek tavırlardan kaçınmanızı özellikle rica ediyorum. Festivaller, şölenler, bunlardan kaçının, belediyeye yük getirecek yüklü harcamalardan kaçının. Oralara yapacağınız harcamaları fakir fukaraya yapın.
ANKARA
