MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Alevilerin sorun ve beklentileri konusunda iyiniyetle çaba gösterilmesinin TBMM'deki siyasi partilerin ortak sorumluluğu olduğunu belirterek partisinin Alevilerin beklenti ve taleplerine yönelik çözüm önerilerini açıkladı. Bahçeli, Alevilerin Diyanet İşleri Başkanlığı'nda temsili, Cemevlerine devlet yardımı ve himaye elinin uzatılması, Türkiye Alevilik Araştırmaları Merkezi kurulması, ders müfredatında Alevilik inancına yer verilmesi, TRT'de kapsamlı tanıtım programları düzenlenmesi, Alevi İslam inancı önderlerinden ve bu konuda çalışmalar yapan akademik çevrelerin katılımıyla Özel İhtisas Komisyonu kurulması gibi önerilerde bulundu.Bahçeli, Anayasanın değiştirilemeyecek 3'ncü maddesine açıkça aykırılık teşkil edecek şekilde etnik köken ve dil temelinde milli azınlıklar yaratmaya çabalamanın anayasaya göre mümkün olmadığını belirterek "Böylesi bir niyet taşıyarak bu suça yeltenenleri, "devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne' aykırı fiillerin de odağı haline gelmemeleri konusunda uyarıyorum" dedi. Bahçeli partisinin Meclis Grup toplantısında yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. Geçen hafta Meclis Genel Kurulu'nda kabul edilen mayın tasarısını değerlendiren Bahçeli, TBMM'nin Başbakan'ın "inat ve ihtirasları' uğruna mayınların temizlenmesi yasasına kilitlenmesinin AKP iktidarının kara sayfalarından birisi olarak tarihe geçtiğini kaydetti.
"CUMHURBAŞKANI YASAYI İADE ETSİN"
Meclis'in beş haftaya yakın mesaisinin mayın yasasıyla heba edildiğini ifade eden Bahçeli, şunları söyledi: "Başbakan Erdoğan'ın açık şantajına maruz kalan AKP grubu tereddüdü kaldırmış ve fire vermiş olmasına rağmen sayısal çoğunluğu ile yasayı Meclis'ten geçirmiştir. Başbakan'ın Temmuz ayında da çalışmak zorunda kalınacağına dair açık tehdidi üzerine partisinin milletvekillerinin yaz tatili, Suriye ile aramızda olan 517 kilometrelik sınıra feda edilmiştir. Ve bu leke de iktidar zihniyetinin siciline işlenmiş, tarihin affetmeyeceği bir sapma olarak TBMM tutanaklarında kayıt altına alınmıştır. Bu aşamada konuya ilişkin hassasiyetini önceden açıklamış Sayın Cumhurbaşkanı'ndan beklentimiz yasayı imzalamadan iade etmesi ve bu oyuna göz yummamasıdır. Bu yol ile aşılamaması halinde Anayasa Mahkemesinin kararını beklemekten başka bir demokratik çare kalmayacaktır."
Mayın yasasının görüşmeleri sırasında Başbakan Erdoğan'ın giderek tırmanan öfkeli tepkilerinin kamuoyunun kuşkularını artırdığını ifade eden Bahçeli, "Gelişmeler, başbakanın kamuoyunda ve kendi partisinin milletvekillerinde şahsında oluşan kuşkuları giderememiş olmanın sıkıntısını yaşamaya devam ettiğini göstermektedir. Baskı ve tehditle çıkan yasaya rağmen Başbakan hala üzerine yapışmış İsrail'le işbirliği etiketini çıkartmakla meşgul olmakta ve konuştukça batmaktadır" dedi. Başbakan'ın partisinin il kongresinde AKP'den önceki iktidarların İsrail'le gizli anlaşmalar yaptığını söylemesinin, "kafasının hala açığa çıkan ihale oyununa takılıp kaldığını gösterdiğini kaydeden Bahçeli, şöyle konuştu:
"Başbakanın gösterdiği telaş hali ve tevil çırpınışları, geçmişte yapılmış resmi gizli anlaşmalara atıfta bulunması yabancılara kapalı kapılar ardından verdiği taahhütleri meşrulaştırma çabasından başka bir anlam taşımamaktadır. Bu hezeyanları mayın temizleme yasasının arkasında bu işin Davos şovunun diyet bedeli olarak bir İsrail firmasına verilmesinin düşünüldüğü yolundaki kuşkuları gidermeye yetmeyecektir. Biz Başbakan Erdoğan'ın geçmişteki icraatlarıyla tezgah altı siyaset ve pazarlık üslubunu iyi biliriz. Biz sizin kim olduğunuzu yedi yıla yaklaşan icraatınızla öğrendik. Siz bizleri bırakın özel ilişkiler konusunda uyanmaya başlayan kendi partinizin milletvekillerini ikna edin."
Bahçeli, terörle mücadele konusunda çare, çözüm ve fırsat adı altında topluma teslimiyet şartlarının dayatılmak istendiğini söyledi. Son 30 günlük süre içinde 15 şehit verildiğini, 23 güvenlik mensubunun yaralandığını hatırlatan Bahçeli, "Ve bütün bu tablo Türk Silahlı Kuvvetleri'nin silah bırakması çağrılarının alenen yapıldığı, hükümetin bölücüleri cesaretlendirdiği bir karanlık ortamda şekillendirilmek istenmektedir" dedi. "Kandil Dağından mesaj taşıyan kuryelerin teröristlerin mesajlarını tefrika ettiği, İçişleri Bakanının bu zırvaları muhatap alarak önemli bulduğu, İmralı'nın misafirhaneye çevrilmeye çalışıldığı, akil adam arayışının hız kazandığı" bir sürecin millete dayatılmak istendiğini savunan Bahçeli, "AKP'nin siyasi çözüm adı altında hayata geçirmeyi amaçladığı bu süreç, Türkiye'de etnik temelde ayrı bir millet ve milli azınlık olduğunun kabulünü ve devletin niteliği ve yapısının bu ayrışmayı hukuki ve siyasi temel kazandıracak şekilde yeniden düzenlenmesini öngören bir çözülme sürecidir. Anayasanının değiştirilemeyecek 3'ncü maddesine açıkça aykırılık teşkil edecek şekilde etnik köken ve dil temelinde milli azınlıklar yaratmaya çabalamak Anayasamıza göre mümkün değildir. Böylesi bir niyet taşıyarak bu suça yeltenenleri "devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne' aykırı fiillerin de odağı haline gelmemeleri konusunda uyarıyorum. İster bu uyarıyı dikkate alarak meşru ve anayasal çizgide siyaset yapmaya devam ederler, isterlerse partilerini ve Türkiye'yi yeni ve farklı bir tartışma ve çatışma ortamına sürükleyerek bunalıma kapı açarlar. Bu aşamadan sonra kendilerinin bilecekleri iştir" diye konuştu.
ALEVİ ÇALIŞTAYI OLUMLU VE CESARET VERİCİ
Grup toplantısında Alevilerin sorunları ve talepleriyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Bahçeli, partisinin sorunlara ilişkin çözüm önerilerini sıraladı. Alevilerin inanç ve kültür temelli sorunlarının çözüm yolları üzerinde iyi niyetle çaba gösterilmesinin TBMM'deki siyasi partilerin ortak sorumluluğu olduğunu ifade eden Bahçeli, AKP'yi ise Alevilerle diyalog süreci başlatılmasında somut adımlar atamamakla eleştirdi. Geçen hafta Alevi toplumunun temsilcilerinin iştirakiyle başlatılan Çalıştay'ı olumlu ve cesaret verici bir başlangıç olarak gördüklerini söyledi. MHP'nin asgari mutabakat zemini oluşturulması çabalarını yakından izleyeceğini ve üzerine düşen katkıyı yapmayı milli görev olarak göreceğini kaydeden Bahçeli çözüm önerilerini ise 5 başlıkta sıraladı.
Bahçeli'nin sıraladığı çözüm önerileri şöyle:
-Alevi toplumunun temsilcileriyle envanter çalışması yapılarak Alevi İslam inancının yazılı kaynakları ve Orijinal Alevi öğretimine ilişkin eserler hakkındaki bilgiler güncelleştirilmeli. Alevilerin önemli günlerinde TRT vasıtasıyla kapsamlı tanıtın programları düzenlenmeli, özel televizyon kanalları ve radyo istasyonları bu yönde teşvik edilmeli. Alevi klasiklerinin bilimsel metodlarla ve orijinaline sadık kalınarak yayınlanmasına hız verilmeli, Diyanet İşleri Başkanlığı Diyanet Vakfı bu konuda Alevi kuruluşlarıyla yakın istişare ve işbirliği içinde olmalı.
-Devletin maddi katkı ve desteğiyle Alevi toplumunun yönetiminde Türkiye Alevilik Araştırmaları Merkezi kurulmalı. Bu merkez genel bütçeden ayrılacak bir ödenekle desteklenmeli, idari bakımdan özerk olmalı. Alevi inanç önderlerinin yetiştirilmesi için İlahiyat Fakültelerinde tasavvuf ilimleri bölümü kurulmalı.
-Din dersleri kapsamında Alevi İslam inancının öğretilmesi için düzenlemeler yapılmalı. Ders müfredatında Alevi toplumunun katılımıyla Alevilik inancı ve kültürüne doğru, objektif, ve bilimsel ölçülere uygun tarafsız biçimde yer verilmeli. Tanınmış ilahiyatçılar, Alevi İslam önderleri ve akademik çevrelerden oluşacak Özel İhtisas Komisyonu kurulmalı.
-Aleviler Diyanet İşleri Başkanlığı kadrolarında temsil edilmeli. Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde İslam içerisindeki farklı inanç ve anlayışlara hizmet verecek bir koordinasyon kurulu oluşturulmalı. -Cemevlerine devlet yardım ve himaye elini uzatmalı, giderler için genel bütçeden ödenek tahsis edilmeli.
Bahçeli, ekonomideki gelişmeleri de değerlendirdiği grup toplantısında Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı Teşvik Paketi üzerine partisinin Küresel Finans Krizi İzleme ve Değerlendirme Komisyonu'nun çalışmalar yaptığını belirtti. Erdoğan'ın IMF'nin siyasi taleplerde bulunduğunu açıkladığını da hatırlatan Bahçeli, "Başbakan Erdoğan'ın IMF'nin siyasi taleplerinin neler olduğunu milletimize açıklaması siyasi namus ve vicdan meselesi haline gelmiştir. Siyasi talepler arasında Ermenistan sınır kapısının açılması yer almış mıdır? Kürt sorunu diye nitelendirilen meseleyle ilgili bir dayatmaya maruz kalınmış mıdır? Eğer gerçekten IMF, milli menfaatlerin hilafına ülkemizden siyasi talepte bulunmuş ve hükümet de bu nedenle bugüne kadar ayak diremişse bu konuda siyasi iradenin sonuna kadar arkasında durur ve destekleriz." diye konuştu.
